ŞPO:”Deprem ve Benzer Afetlere Karşı Önlem Alması Gereken İktidarın Kendisi Bir Afete Dönüşmüş Durumdadır!”
Spread the love

17 Ağustos Depremi’nden On Yıl Sonra Durum Tespiti; Deprem ve Benzer Afetlere Karşı Önlem Alması Gereken İktidarın Kendisi Bir Afete Dönüşmüş Durumdadır!

Ülkemizin yaşamış olduğu en büyük afetlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Depremi‘nin üzerinden on yıl geçmiş bulunuyor. Bu süre içinde, başta meslek odaları ve üniversiteler olmak üzere, toplumsal sorumluluk taşıyan birçok kesimin yapmış olduğu uyarılar, hazırlamış olduğu bilimsel çalışma ve raporlar, afet yönetimi ve sakınım planlarına ilişkin yasal, kurumsal ve mali düzenleme önerileri ülkeyi yönetenlerce dikkate alınmamış bulunuyor.

 

Ancak üzülerek görüyoruz ki, doğru çözümlere yönelmek bir yana, karar verme erkini elinde tutanlar her gün biraz daha bilim alanından kopmakta, bilimsel ve teknik doğruları göz ardı etmekte ve üniversitelere ve meslek odalarına tavır almaktadır. Ulusal Deprem Konseyi‘nin 2007 Yılında kapatılması bu akıl dışılığın en çarpıcı örneğidir.

Mesleki yeterlilikleri olmadığı halde ulaşım çözümleri yapan, alışveriş merkezlerine imar haklarını sohbet ortamında dağıtan ve meslek odalarına “kümes peyzajı” çizdirmeyeceğini söyleyen, Ulusal Deprem Konseyi‘ni kapatan bu anlayış çözümün değil, ne yazık ki sorunun parçası haline gelmiştir.

Bu tür bir kentleşme zihniyetinin bedelini bu süreçlerde hiçbir sorumluluğu olmayan binlerce ve her yaştan insanın ödediği ve gelecek dönemde de ödemesinin kaçınılmaz olduğu düşünüldüğünde, görev ihmali içinde olan bu anlayışa, bütün vurdum duymazlığına karşın, aşağıdaki hatırlatmayı yapmak kentlerin planlı ve sağlıklı gelişiminden sorumlu biz meslek insanlarının görevidir;

“Afetler için kaynak yok diyorsanız, kafanızı kaldırıp, etrafınızdaki israfa bakın; 3. Köprüye, katlı kavşaklara, lüks ve gereksiz konut alanlarının altyapısına, duble yollara, finans sermayesini mutlu etmeye yönelik gereksiz yatırımlara kaynak ayırmaktan vazgeçin.

Buralardan tasarruf edilen kaynakları hızla risk altındaki bölgeler için sakınım planlarının hazırlanmasına ve bu planlar çerçevesinde yapılması gereken tespit, güçlendirme ve benzeri proje ve uygulamalara yönlendirin.

Planlamada ve uygulamada çok başlılıktan vazgeçin. Bayındırlık Bakanlığı içinde, risk ve sakınım planlamasından sorumlu bir birim oluşturun. Benzer yapıların bölge, il ve belediyeler ölçeğinde kurulmasını ve eşgüdümlü çalışmasını sağlayın.

Kısaca ranta değil, insana öncelik verin. Aksi durumda, yitirilen her yaşamın sorumluluğu görev ihmali yapan siz yöneticilerin olacaktır.”

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

 


Spread the love