Soma Katliamı’nda yaşamını yitiren Erkan Doğdu’nun kardeşlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na açtıkları davada karar çıktı. Mahkeme, bakanlıkları katliamdan sorumlu görerek Doğdu’nun yakınlarına tazminat ödenmesine hükmetti
Soma Katliamı’nda yaşamını yitiren Erkan Doğdu’nun üç kardeşinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na açtığı davada karar çıktı. Mahkeme, bakanlıkların sorumlu olduğunu ve tazminat ödemeleri gerektiğine karar verdi. Kararda, maden ocağının özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren şirkete devredilmesi sırasında gerekli özen ve titizliğin gösterilmemesi, maden işçilerinin olağanüstü durumlarda hayatta kalmalarını sağlamak adına gerekli önlemin alınmamış olması tazminata gerekçe gösterildi. Üç kardeşin avukatı Cihan Türsen, kararın emsal niteliğinde olduğunu söyledi.
DHA’dan Taylan Yıldırım’ın haberine göre, Soma Katliamı’nda 46 sanığın yargılandığı Soma Davası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürerken, bu davadan ayrıca açılan tazminat davalarından biri karara bağlandı. Madenci katliamında yaşamını yitiren 301 işçiden Erkan Doğdu’nun kardeşleri Burhan, Serkan ve Bülent Doğdu da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na karşı tazminat davası açtı. Aileler adına mahkemeye başvuran Avukat Cihan Türsen dilekçesinde “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2014 yılının Mart ayında yapılan denetimin sonuçlarının açıklanmadığı, Park Teknik A.Ş. tarafından işin devredilmesi sırasında ocakta meydana gelen yangınlardan dolayı üretim yapılamadığı belirtildiği halde, Soma A.Ş.’ye işin devredildiği ve Bakanlığın bu duruma göz yumduğunu” belirterek tazminat talep etti.
Davanın görüldüğü Manisa 2’nci İdare Mahkemesi’ne cevaplarını ileten iki bakanlığın avukatları iddiaları kabul etmedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına verilen cevapta, tazminata konu katliamda bakanlığın hiçbir kusurunun olmadığı, sadece iş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemekle görevli olan bakanlığın herhangi bir kusur ile ihmali bulunmadığı öne sürüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı adına verilen cevapta da, bakanlığın sahada mevzuatın kendisine verdiği yetki dahilinde gerekli denetimleri yaptığı, 4 Nisan 2014 tarihindeki raporunda ayrıntılı olarak açıkladığı, meydana gelen durumun idarenin zarar doğurucu bir eylem veya kusuru olmadığı belirtilerek, davanın reddi istendi.
Manisa 2’nci İdare Mahkemesi, sunulan belgelerin yanı sıra, olaydan sonra yapılan bilirkişi inceleme raporlarını ile dava dosyasını inceledikten sonra karar verdi. Mahkeme, kazada sorumluluğu bulunduğunu belirttiği Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın, Bülent Doğdu’nun üç kardeşine tazminat ödemesine hükmetti. Gerekçeli kararda şöyle denildi:
Davacıların kardeşiyle birlikte 300 kişinin daha hayatını kaybettiği maden kazasının, birçok ihmal sonucu meydana geldiği, maden ocağı gibi çok tehlikeli bir hizmetin özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren bir şirkete devredilmesi sırasında, diğer faaliyet alanlarında gösterilen özenin çok daha üstünde bir özen ve titizlik gösterilmesi gerekirken birçok şeyin göz ardı edilmesi, yer altında çalışan maden işçilerinin olağanüstü durumlarda hayatta kalmalarını sağlamak adına hiçbir önlemin alınmamış olması, tüm işçilerin, maden içinde yangının başlamasından hayatlarını kaybettikleri ana kadar geçirdikleri hayatta kalma mücadelesi nihayetinde hayatlarını kaybetmeleri, geride kalanların yaşadıkları acı ve üzüntünün karşılığı olarak manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Kazanın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş kazası olması, 1983 yılından beri toplam 647 kişinin hayatını kaybettiği maden kazalarında ölenlerin 301’inin bu kazada hayatını kaybetmesi, yalnızca davacılar değil tüm toplum nezdinde yarattığı derin üzüntü, gerek kazanın meydana gelmesinde davacıların kardeşinin, gerekse diğer ölen maden işçilerinin hiçbirinin hiçbir kusuru olmaması, bilakis gaz maskelerinin çalışmaması sebebiyle adeta birbirlerinin ölümlerini seyrederek hayatlarını kaybetmeleri nedeniyle, talep edilen 125’er bin TL manevi tazminatın her bir kardeş için 100’er bin TL’sinin kabul edilerek toplamda 300 bin TL ödenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Emsal karar
Ailenin avukatı Cihan Türsen, kararın bakanlıklar nezdinde emsal bir karar olduğunu söyledi. Avukat Türsen şu değerlendirmeyi yaptı:
Türkiye’de yurttaş haklarını ve kamu yararını sağlamaya yönelik çok önemli bir karar verildi. İdarenin ve idarecilerin sorumlulukları açısından belki de bir ilk. Soma mağdurlarının çoğu işletici şirketi hedef alan davalar açtılar. Halbuki Türkiye’de madenlerle ilgili tüm yetki ve sorumluluk, Enerji Bakanlığı’nda. Bakanlıklar, yetkilerini kullanıyorlar ama sorumluluktan kaçıyorlar. Biz davamızı direk Enerji Bakanlığı ve yine çalışma hayatının güvenliğinden sorumlu Çalışma Bakanlığı aleyhine yönelttik. Ve gerekçe olarak da ilgili bakanlıkların kuruluş yasalarını, gösterdik. Bakanlıklar veya bakanlıklara bağlı kuruluşlar, sorumluluklarını tam olarak yerine getirdiklerinde bu tip facialara neredeyse hiç rastlanılamaz.
Enerji Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının, madenin işletme hakkını verdiği sırada düzenledikleri sözleşmelerde bu tip zararlar için de teminat mektupları aldıklarını anlatan Avukat Cihan Türsen açıklamasını şöyle sürdürdü:
Ülkemizde bakanlıkları ve idareleri, konuyla ilgili sorumlu tutma yönünde bir kültür ve emsal mahkeme kararı olmadığı için mağdurlar şirketlere yöneliyor. Bekli de davalarını kazanıyor ama sonunda tahsil edemiyor. Batık bir şirketle karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye’nin ve neredeyse dünyanın en önemlileri arasında yer alan Soma maden faciasında Enerji Bakanlığı hiç alakası yokmuş gibi devre dışı kalamaz. Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına yapılan atamalar, bu kuruluşların yöneticileri, gerekli önlemleri ve denetimleri yerine getirselerdi bu kaza olamazdı. Kararın gerekçesinde, madenin daha önce işleten firmanın konuyla ilgili ikazları ve işi bırakması, bu ikazlara uyulmadan aynı koşullarla yeni bir işletmeciye verilmesi, olağan önlemlerin alınmadığına yönelik tespitlerle, Bakanlık sorumlu tutularak tazminat ödemeye mahkum edildi.
Soma Davası’nda kamu görevlileri kollanıyor
Karara dair Soma Davası’nda ailelerin avukatlığını üstlenen Av. Sercan Aran da kararın bakanlıkların sorumluluklarını bir kez daha gösterdiğini ifade ederek kamu görevlilerinin hala yargılanmadığını vurguladı ve şöyle konuştu:
Bu karar sorumluluğu olmadığını iddia eden bakanlıkların doğrudan sorumlu olduğunu ve bu katliamda pay sahibi olduklarını bir kez daha göstermiştir. Geçtiğimiz aylarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlileri hakkında cezai sorumluklarının olmadığını söyleyen Danıştay 1. Dairesi kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştık. Bu kararın emsal teşkil edeceğini düşünüyoruz. Soma’da kamu görevlileri yargılanmadan gerçek bir yargılamadan bahsetmek mümkün değildir. Sadece bu karar değil başka illerde kamu kurumlarının da doğrudan sorumluluğu olduğunu belirten mahkeme kararları ve onlarca bilirkişi raporu olmasına rağmen hiçbir kamu görevlisi hakkında bu zamana dek dava açılmış değildir. Bu kararda da belirtildiği üzere kamu görevlilerinin sorumluluğu mahkeme kararlarıyla tescillenmişken hiçbir kamu görevlisinin yargılanmaması kamu görevlilerinin ceza yargılamasından kaçırıldığını, kollandığını, korunduğunu bir kez daha göstermiştir.
Kaynak: Sendika.Org