İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) hazırladığı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) raporunu açıkladı.
Rapora göre TOKİ şirketleşerek orta ve üst sınıfa konut üretmeye başladı.
İstanbul’da TOKİ projelerinin yüzde 44’ü sosyal konutlarken yüzde 56’sı lüks/gelir getirici konutlar. Ülke genelindeyse toplam TOKİ kaynaklarının ancak yüzde 22’si yoksul ve dar gelirlilere yatırım olarak dönüyor.
“İnşaat sektörü sorunlarla boğuşuyor”
Oda Türkiye’de konut açığının varlığına değiniyor ve bu sorunun nitelikli konut ihtiyacı ile birleşince içinden çıkılamaz devasa bir sorun haline dönüştüğünü dile getiriyor.
İMO’nun raporuna göre inşaat sektörünün sorunlarını çözmek yerine TOKİ’nin gücünü ve yetkilerini arttırmak, kentsel dönüşüm projelerine ağırlık vermek doğru değil
“TOKİ büyüyor ama inşaat sektörü sorunlarla boğuşuyor” denilen raporda TOKİ’nin Anayasa’nın 10, 48, 57, 167. maddelerine aykırı uygulamalarda bulunduğuna yer veriliyor.
“Uygulamalar Anayasanın eşitlik ilkelerine aykırı”
İlgili yasalar özetle şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri almak, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanımamak, tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemek, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğunu varsaymak yükümlülükleri getiriyor.
Oda derneğin kuruluş tüzüğünde TOKİ’nin amacını “Konut ihtiyacının karşılanması, konut inşaatını yapanların tabi olacağı usul ve esasların düzenlenmesi, memleket şart ve malzemelerine uygun endüstriyel inşaat teknikleri ile araç ve gereçlerin geliştirilmesi ve devletin yapacağı desteklemeler” şeklinde hatırlatıp bu amaca uyulmadığını söylüyor.
İMO “Sosyal devlet uygulamalarının bir unsuru olarak kurulan ve ancak kısa süre sonra ‘gerçek niyetini’ açığa çıkartan TOKİ politikasındaki bu değişiklik tesadüf değil” diyor.
“Buradaki kritik soru, devletin neden TOKİ gibi bir kuruma ihtiyaç duyduğundan daha çok, kurumun neden daha çok kentsel dönüşüm sürecinin önemli bir unsuru haline getirildiği ve neden lüks konutlara yöneldiğidir.”
İMO neoliberal politikalar sonucu TOKİ’nin kentsel yenilenme projesine yasal dayanak hazırlık süreçlerinden olduğunu ve artık kentsel yenilenme odaklı çalıştığını söylüyor.
Yoksullara kalitesiz evler
İMO’nun dikkat çektiği diğer bir konu ise yoksul kesime yönelik TOKİ evlerinin kalitesizliği:
“Yapımı üzerinden iki sene geçmeden konutların çürümeye, dökülmeye başladığı da gözlemlenmiştir. Hatta Tunceli’de TOKİ’den ev satın alanlar, kısa sürede evlerin kalitesizliğinin ortaya çıkması nedeniyle, hak ihlali yaşadıklarını düşünerek konuyu insan hakları kurumlarına taşımıştır.”
İMO “Ayrıca ağırlıkla siyasi iktidar yakın sermaye gruplarına verilen büyük bütçeli işler, denetimden muaf tutulması ve tarifsiz ve sınırsız yetkiyle donatılması, yarattığı haksız rekabet ve benzeri nedenlerle çok tartışılan bir kurum oldu” dediği TOKİ’yi barınma hakları kapsamında eleştiriyor ve kamu idaresinin de bu yönde hareket etmesini savunuyor.
Kaynak: bianet.org