Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Politeknik Genel Kurulu sürecine dair mühendis, mimar, şehir plancıları ve demokrat kamuoyunun bilgisine* – Pınar Hocaoğulları


Politeknik’in 7. Olağan Genel Kurulu’nun tamamlandığı akşam, sendika.org sitesinde genel kurul sürecimizle ilgili bilgilendirme başlıklı, kişi imzalarıyla sonlanan bir yazı yayımlandı. Aynı yazı, aynı günün sabahı Politeknik üyelerine de mail yoluyla iletilmişti.(1)

Yazının ağır ithamlarla dolu oluşu, çarpıtmalarla gerçeği bükmeye çalışması, ‘kolektif karar alma süreçleri’, ‘örgütsel hukuk/iç demokrasi’, ‘özeleştiri/özeleştirel yenilenme’ gibi sol birikimle oluşmuş önemli ilke ve değerlerin içini boşaltması tek tek, adım adım yanıtlanabilir. Genel kurulun Politeknik’e sahip çıkan üyelerce “mücadelemiz değerli!” iradesiyle sonuçlandırılmış olması sebebiyle buna gerek yok.

Yalnızca tüm bu dağıtıcı/yıkıcı sürece, yalan yanlış bilgilerle dolu metinlere ve Politeknik’i ve ona emek verenleri itibarsızlaştırma çabalarına ilişkin her türlü bilgilendirme talebini karşılamaya, eleştirileri yanıtlamaya kapımızın her zaman açık olduğunu söylemek isterim.

‘Her şey’ nasıl başladı?

‘Her şey’, Politeknik’te uzun zamandır emek veren siyasi kadroların, siyasi aidiyetlerini koparmasının ardından, Politeknik’ten gitmeleri istenince başladı.(2) Üstelik bu istek “siyasi etik/kural bunu gerektirir” savunusuyla yapıldı.

Politeknik tam altı ay boyunca bu dayatmayla uğraştı, uğraştırıldı. Son olarak kamuoyuna sunulan ve (bu yazıya neden olan metin dahil olmak üzere) bu süreçte üyelere gönderilen hiçbir metinde yazılmayan, yani açıkça savunul(a)mayan bu gerçek; itham ve çarpıtmalarla gizlendi.

Demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, meslek örgütlerini kendi siyasi gruplarının birer ‘aparatı’ olarak gören bir anlayıştı karşı karşıya kaldığımız şey. Sadece bu dayatmayı herkesin önünde savunacak özgüvene sahip değildi.

Politeknik’i veya bir demokratik kitle örgütünü ‘ele geçirmek’

Politeknik çalışmasına katılan, Politeknik’e emek veren siyasi kadrolar vardı, hep oldu. Bazen hataları, beceriksizlikleri, yetmezlikleriyle oldu ancak her zaman politik fikirleri ve emekleriyle oldu.

Politeknik kurulduğu andan itibaren adımlarını kendi olanaklarıyla atmaya başladı. O dönem beyaz yakalıların nadir örgütlerinden biri olarak, alanına özgün üretimlerle, gündeme müdahale ederek, siyaset yaparak toplumsal muhalefetin “minik” bir parçası olmayı başardı. On yılı aşkın bir süredir, iki haftada bir düzenli yapılan toplantılar üretkenliğin sürekliliğini sağladı. Toplantılara katılmak karar süreçlerine katılmak anlamına geldi, bu sebeple devamlılık önemli oldu. Kararlar toplantılarda ya da toplantı katılımcılarının bir arada olduğu dijital gruplarda alındı. Örneğin; bir öneri kadroların siyasetinin sürdürdüğü bir çalışmanın ya da döneme özgün politik bir tutumuyla ilgiliyse bu şeffaflıkta paylaşıldı, tartışıldı, karara dönüştü ya da dönüşmedi, değişti, önerinin Politeknik formu yaratıldı. Emek verenlerin tümünün fikri ve önerileri ile çalışmalar zenginleşti, iyileşti, çeşitlendi, Politeknik oldu. Bu işleyişin kendisi Politeknik’e kendi özgün yolunu, özgün çalışmalarını, çizgisini kazandırdı ve ancak bu şekliyle kurucu siyasete yararı oldu.

Biz böyle öğrenmiştik… Gördük ki, tüm bu tarih unutulmuş! Devrimcilerin, sosyalistlerin demokratik kitle örgütleriyle kurması gereken ilişki biçimi terk edilmiş! Siyasal üretim ve buna duyulan güven yok olmuş…

Herhangi bir siyasi yapının, herhangi bir demokratik kitle örgütü ile girdiği ilişkideki amaç; onu, kendi sahip olduğu ideolojik/politik strateji doğrultusunda faaliyet göstermesini sağlamaktır. Bu ise doğru ve sürekli bir politika üretimini, üyelerle karşılıklı etkileşimi ve ikna süreçlerini, yoğun bir emeği ve birlikte yürümeyi kolaylaştıracak bir tarzı gerekli ve zorunlu kılar. Bu süreç inişli çıkışlıdır; bırakanlar, ayrılanlar, sürecin kendi istediği gibi ilerlemediğini düşünenler olur. Her kişinin ve hatta o demokratik kitle örgütü içindeki her grubun fikirlerini/önerilerini savunarak çalışmalara yansıtma hakkı bu örgütlerdeki işleyiş içinde vardır. Bunun en üst zemini genel kurullardır. Fikirler, öneriler, program ve bunları uygulamaya aday olanlar genel kurullarda buluşur.

Tüm bunlar bilinmez mi, bilinir. Buna rağmen ne yazık ki Politeknik’e yapılan müdahaledeki gibi siyaset yapma tarzı sol içinde de yerleşik bir halde. Bir demokratik kitle örgütünün yönetimini ‘ele geçirmek’ için her türlü yol ve yöntem ‘meşru’ kabul ediliyor. Hizipçilik, oy sayısını arttırmak için üye formu toplamak, karşıtlık oluşturmak için yalan/yanlış bilgi yaymak, laf cımbızlamak, siyasi grup taraftarlığına zorlamak, vs. vs.

Hangi farklı politik programla, hangi pratik icraatlarla, güven veren, kendisini alanda kanıtlamış hangi kadrolarla ve daha da önemlisi hangi ‘devrimci tarzla’ hareket edildiği ise hiç bilinmez.

Ve imzacılar…

Malum metnin imzacıları var. Politeknik’e üye olan ve olmayan, çalışmalara katılan, katılmayan, Politeknik’i bilen, bilmeyen mühendis ve öğrenciler metni imzalamış.

İmzacıların bir kısmı ya süreçten tamamen habersiz ya da tek taraflı bilgilendirilmiş kişilerden oluşuyor.(3) Bir kez daha hatırlatmak isterim, kapımız açık, gelin, tarihi ve süreci bizden dinleyin.

Peki bilerek, isteyerek imza atanlar, imza toplayanlar yani tüm bunlardan sorumlu olanlar bir kez daha ne yapmış oldu? İmzacılar arasında yer alan bir kısım insanı; siyasetlerine, örgütlerine duydukları güveni kullanarak, herhangi bir devrimci değer taşımayan, toplumsal muhalefetle, halkın çıkarlarıyla bağdaşmayan, yalnızca ama yalnızca kişisel/örgütsel çıkar üzerine kurulu müdahalelerinin aracı haline getirdiler. Bir kez daha yıkıp geçtiler…

Politeknik 7’inci Olağan Genel Kurulu geride kaldı, akıllardan çıkmayacak, unutulmayacak dersler çıkartarak sonlandı. Genel kurula üyeler, emek verenler, sevenler, sayanlar, “bu çalışma anlamlı, devam etmeli” diyenler geldi, güç verdi. İyi ki geldiler, iyi ki sahip çıktılar ve Politeknik’in mücadelesine devam etmesini sağlayacak şekilde sonuçlandırdılar.

Politeknik’in yeni dönemi ve yeni yıl, kalbi güzel bir yaşam için atan herkes için hayırlı, uğurlu olsun…

Pınar Hocaoğulları / Elektronik ve Haberleşme Mühendisi

*Bu yazıya sebep olan yazının başlığı kullanılmıştır.

(1) sendika.org haber sitesi ‘bir grubun’ olduğu belli olan bir yazıyı yayımlayınca, yazıya cevap niteliği taşıyan Politeknik sitesinde yer alan genel kurul haberinin yayımlanması talebimizi reddetti. Böylelikle toplumsal muhalefetin sesi olma iddiasının gerektirdiği basın yayın ilkeleriyle değil bir siyasi grubun yayın organı ilkesiyle hareket ettiğini gösterdi.

(2) Gitmesi istenenlerden birisi benim, birisi de Politeknik YK Başkanı Ersin Kiriş.

(3) Bazı imzacılar, konuyu bilmediğini, imza istendiğini, isteyene duyulan ‘güven’den dolayı imza verdiğini söylüyor.


Exit mobile version