ŞPO ANKARA ŞUBE: AOÇ’de Kırparak Yağma Devam Ediyor

9 Haziran 2008 tarihinde AKP milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığı‘na verilen Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin bir kısmının Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne tahsisi gündeme gelmiştir. Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülen ve Meclis Genel Kuruluna sunulacak olan kanun teklifi ile Atatürk Orman Çiftliği Arazilerinin Atatürk‘ün vasiyetinde belirttiği amacı dışında kullanılması söz konusu olacaktır.

Kanun Teklifi Hangi Gerekçelere Dayanıyor?

Teklif ile spor faaliyetleri yapmak amacıyla tesislerin yapılabilmesi için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait olan taşınmazların yeterli olmadığı belirtilmiş, Atatürk Orman Çiftliği dâhilinde bulunan spor tesisleri ve müştemilatının Genel Müdürlüğüne tahsis edilebilmesi amaçlanmıştır.

Bu Gerekçeler Gerçekten Geçerli mi?

Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendi parası ile satın aldığı, ağacın bile yetişmediği, en kötü tarım koşullarına sahip olduğu dönemin ziraat uzmanlarınca bildiren bir arazi üzerine insanüstü bir emekle kurulmuştur. AOÇ Büyük Önder‘in şahsi çabalarıyla hem modern tarım tekniklerinin uygulama alanı hem de Ankaralılar için modern bir mesire alanı haline getirilmiştir. Atatürk dünyaya örnek bu muazzam eseri bütün varlıkları ile birlikte hazineye yani Milletine miras bırakmıştır. Bu mirasın kuruluş amaçları doğrultusunda Milleti tarafından bilime, tekniğe uygun bir şekilde kullanılması, O‘nun mirasına gösterilmesi gereken saygının bir işareti olmalıdır.

Ancak, AOÇ arazisinin yağması Atatürk‘ün vefatının hemen ardından başlamıştır. AOÇ arazisinin üzerine kaçak yapılar kurulmuş, devlet kuruluşları yerleşmiştir. Tüm bu olumsuz gelişmeler 1950 yılında çıkarılan AOÇ Müdürlüğü Kuruluş Kanunu ile yasallaştırılmış, özel kanunlarla tahsis, devir, satış ve kiralamanın yolu açılmıştır. Nitekim geçen 50 yılı aşkın süre içinde Çiftlik arazisinin yarısına yakını özel kanunlarla kırpılarak tahsis ve devredilmiş, satılmış ve kiralanmıştır. En son olarak da 21/6/2006 tarih ve 5524 sayılı Kanun ile eklenen madde uyarınca Ankara Büyükşehir Belediyesi bu alanda öncelikle üst ölçekli plan ve koruma amaçlı imar planı ve bunlara uygun her türlü imar planlarını yapmaya ve yaptırmaya yetkili kılınmış, bazı alanların belediyeye intikaline olanak tanınmıştır. Hayvanat bahçesi alanı da Belediyeye devredilmiştir.

Gelinen noktada; AKP milletvekilleri tarafından hazırlanarak TBMM Başkanlığı‘na sunulan kanun teklifi ile, AOÇ arazilerinin bir kısmı daha, tarihsel bağlamından koparılmak istenmektedir. Geçirilen yarım yüzyıllık süreçte özel yasalar çıkarılarak 22 bin dekarı yağmalanan Çiftliğin esasen çok daralmış bulunan alanları da yok edilmek istenmektedir.

Kanun teklifi ne büyüklükte bir araziyi kapsıyor?

Teklife konu alan 34,8 hektardır. 2006 yılında getirilen düzenleme ile, sadece amaç ve kurum belirlenerek AOÇ alanının talanını başlatan bu sürecin daha da genişleyerek alanın tamamının yok olması kaçınılmazdır.

Kanun Teklifi ile Hangi Düzenlemeler Getiriliyor? Kanun Teklifi Kanunlaşırsa Neler Olacak?

Kanun teklifi ile getirilen düzenleme, alanın Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne tahsisini amaçlamaktadır. Ancak bundan çok daha vahim olan Gençlik ve Spor genel Müdürlüğü‘nün sonrasında ne yapacağıdır. Genel Müdürlük bu araziyi ve üzerindeki yapıları, spor kulüplerine devredecektir. Madde düzenlemesinin en temel sorunu da budur. Benzer örnekler orman alanlarının turizm yatırımlarına tahsisi amacıyla yapılan devir işlemlerinde yaşanmıştır. Şimdi sıra, Ankara için önemi yadsınamayan AOÇ alanlarının “sportif” amaçlı ve kamusal kullanımdan uzaklaşacak devir işlemleridir. Ankara‘da amaçlanan kullanımlar için hiç arazi yokmuşçasına yapılan bu teklif kabul edilebilir bir içerikte değildir. Alanın önemli kısmının ve başlangıçta tanımlayan kısımlarının Ankara Büyük Şehir Belediyesi‘ne devri sonucunda yaşananların benzeri uygulamaların gündeme gelmesi de kaçınılmaz görünmektedir. Alanda henüz kamuoyu tarafından bilinmeyen bazı gelişmeler yaşanmaktadır. Büyükşehir Belediyesinin alanı talan etme çabası plan kararları ile kanıtlanmıştır. Bu noktada başka kurumların da bu konuda müdahil olma isteklerinin ortaya çıkması da bu anlamda çok şaşırtıcı değildir. Alanın parçalanarak ve farklı kurumların elinde yönetilerek yok edilmesi bu kanun teklifi ile kolaylaşacaktır.

 

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ PLANLAMA SÜRECİ

Zaman zaman Atatürk Orman Çiftliğinin kuruluş amacına aykırı biçimde tahsisine yönelik yasa tekliflerine karşı Ankaralı meslek odaları ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek mücadele etmiş ve önerilerde bulunmuştur. Bu önerilerin en önemlisi de Atatürk Orman Çiftliğini içeren bir üst ölçek planın hazırlanmasıdır.

8 Temmuz 2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5524 Sayılı Ankara Büyükşehir Belediyesi‘ne verilen yetkiye dayanarak Belediye “Atatürk Orman Çiftliği Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı”nı 12.1.2007 tarihinde onaylamıştır. Bu plan sadece adında “koruma” ifadesi bulunan bir plandır. Yapılan plan AOÇ‘yi korumamakta, tam tersine parsellere ayırarak Ankara Büyükşehir Belediyesine tahsis etmektedir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü de benzer biçimde alandan kendisine ait parçalar koparmak istemektedir.

Onaylanan planda AOÇ de tarımsal üretimin çağdaş hale getirilmesi ile ilgili hiçbir karar bulunmamaktadır. AOÇ‘ye ait Çukurambar ve Beştepeler gibi mahallelerde kalan bir çok arazi kentsel dönüşüm alanı ilan edilerek büyük rant dönüşümleri sağlanması amaçlanmıştır.

Plan hükümlerine göre ise, Çiftliğin % 21.70‘i Hayvanat Bahçesi (947.84 hektar) ve % 12.41‘i Olimpiyat Köyü ve Spor Alanı (542.07 hektar) olarak ayrılmış; buna karşılık tarımsal üretim ve işletme alanları % 0.73 (31.94 hektar) fidanlık alanları % 0.25‘e (11.05 hektar) daraltılmıştır.

Ankara‘nın kurak ve çorak bir bölgesinde kendi gelirleri ile satın aldığı Çiftliği 13 yıl işleterek çağdaş bir işletmeye, yeşil bir üretim alanına dönüştüren Atatürk, daha sonra bir vasiyet ile ulusa emanet etmiştir. Vasiyete göre AOÇ‘de (a) tarım ve tarım ekonomisi alanında bilim ve teknik doğrultusunda uygulamalı tarım gerçekleştirilecek, verimli üretim yolları araştırılacak ve öğretilecek, (b) ekolojiye uygun tarımsal üretim yanında, tarım sanayii de geliştirilecek, tarım teknolojisi üretimi ve yayımı yapılacak, (c) iç ve dış pazar isteklerine uygun üretim modelleri gerçekleştirilecek, (d) üretici örgütlenmesinde örnek uygulamalar yapılacak, (e) arazi ıslahı ve düzenleme uygulamalarına önem verilecek, (f) sağlıklı bir kent çevresi sağlanacak, (g) tarladan sofraya gıda güvenliği uygulaması kurgulanacak, karaborsayla mücadele edilecek, (h) tarımsal ve kırsal kalkınmanın dayanağı ve yol gösterici aracı organize edilecektir. Elbette vasiyette kent halkının diğer gereksinimleri ile ilgili konular da yer almaktadır. Ancak plan, bu gereksinimleri de karşılamaktan acizdir. Aksine getirdiği kararlar, alanın bütünlüğünü bozan, parçala yönet anlayışına hizmet eden, alanı giderek kent halkından uzaklaştıran bir içeriktedir. Kısaca, bir yağma planı olması ile dikkat çekmektedir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘nca hazırlanan 1/10000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı, Atatürk‘ün yukarıda belirtilen Vasiyeti‘ne uyarlı hiçbir yaklaşımı barındırmamaktadır.

Belediye bu planın da revizyonunu yapmak ve AOÇ alanını bir otoban ve köprülü kavşak cennetine dönüştürmek isterken TMMOB‘ye bağlı meslek odalarınca açılan davada planın yürütmesi durdurulmuştur.

Ancak Büyükşehir Belediyesi bu kez de yürütmesi durdurulan planı revize edeceğini açıklamış, ilgili kurumları toplantıya çağırmış, hukuku bir kez daha çiğnemeyi hedefleyen bir adım atmıştır. Bu gelişmenin ardından verilen yasa teklifi ile yine Atatürk‘ün vasiyeti ile başta Ankara halkı olmak üzere tüm Türkiye‘ye emanet ettiği AOÇ arazileri amacına aykırı olarak tahsis edilmek istenmektedir.

Kamuoyunu, medyayı, sivil halk, demokratik kuruluşları ve tüm Ankara halkını Ata armağanının yağmasına karşı durmaya, çabalarımıza omuz vermeye ve demokratik söylem ve eylem birliğine, ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİNİ yok etmeye dönük karanlık niyetli girişimleri tümüyle geriletmeye çağırıyoruz.

TBMM‘de görev yapan milletin vekillerini, sözü edilen Kanun Teklifi‘ne ret oyu vermeye ve milletten aldıkları vekaleti doğru yolda kullanmaya davet ediyoruz.

AOÇ HALKINDIR, SATILAMAZ.

 

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ANKARA ŞUBESİ