Metal işçileriyle dayanışma zamanı – Neriman Usta

Bursa’da önce Renault’da, ardından TOFAŞ’ta başlayan metal direnişi dalga dalga yayılıyor, büyüyor. DİSK’i 1992 yılına kadar kapatarak alanı tamamen Türk-İş’e bağlı Türk Metal-İş Sendikası’nın örgütlenmesi için boşaltan darbe rejiminin devlet, MESS ve Türk Metal üçlüsüyle oluşturduğu emek sömürüsü düzeni metal işçilerinin başlattığı fiili grevlerle kırılıyor. Metal işçilerinin iradesi, 12 Eylül’ün emek rejimini sarsıyor.

Özellikle otomotiv sektöründe, yurt dışındaki otomotiv sektörü ile entegre olan, ana fabrikalar ve tedarikçilerle Avrupa’nın önemli bir üretim üssü haline gelen Türkiye’nin istikrarlı  olması gerekiyordu. Bu istikrar, işçinin zapturapt altına alınması ile sağlanabilirdi. Sendikal sınırlamalar, grev yasaklarının yanında her gün, her an fabrikalarda mafyatik yöntemler, ırkçı-gerici ideolojik söylemler, baskı ve işten çıkarma tehditleri ile sermayenin kirli işlerini yapan bir sarı sendika Türk Metal’le, metal işçilerinin sömürüsü derinleşti.

Metal işçileri, Türk Metal’e ilk karşı duruşu 1998 yılında gösterdi. 2012 yılında da ortaya çıkan Türk Metal’e karşı duyulan huzursuzluk MESS ile 3 yıl için imzalanan düşük zam oranlı grup sözleşmesi ile daha da arttı. Aynı Türk Metal’in Bosch işçileri için 13 Nisan’da MESS ile daha iyi bir sözleşme yapması ise metal işçilerinde Türk Metal’e karşı öfke patlaması yarattı. Direniş aynı zamanda neoliberalizmin insanı görmeyen, emeğe saygısızlığına karşı Türk Metal nezdinde verilen bir onur mücadelesine de dönüştü.

20 Nisan’dan itibaren fabrikalarda Türk Metal’den toplu halde istifalar örgütlenmeye başlandı. 15 Mayıs’ta Renault işçilerinin, MESS ve Renault yönetimi tarafından toplu sözleşmenin tadil edilmeyeceği açıklaması üzerine  üretimi durdurmaları, ardından TOFAŞ ve yan sanayinin büyük fabrikalarında işçilerin üretimi durdurarak başlattıkları filli grevler, Bursa’dan diğer illere de sıçrayarak metal işçileri içinde büyük bir dayanışma ve birlik içinde sürüyor. Metal işçilerinin, devlet-MESS-Türk Metal üçlüsünden ilk yüzleştikleri Türk Metal olurken, ikinci yüzleşme MESS ve patronlarla oldu. Bu yüzleşmelerin, AKP’nin şimdilik alttan alta yürüttüğü işçi düşmanı tutumunun açığa çıkmasıyla devam edeceği de aşikar.

Bursa’ya bir işçi kenti olduğunu öğreten, hatırlatan direniş, Türkiye’ye de işçi sınıfının gücünü de hatırlattı. Yarattıkları güçlü birlik taleplerin somut ve net olması, herkesçe kabul edilebilir talepler olmasıyla sağlandı.

Bu talepler;
1-Türk Metal fabrikalardan çıkacak ve işçiye dayatılmayacak.
2- Bosch sözleşmesindeki ücretlerle iyileştirme yapılacak
3- İşten çıkarmalar olmayacak
4- Seçtiğimiz temsilcilerle protokol yapılacak.

Direnişin bundan önce ki direnişlerinden farkı, bir sendika değiştirme veya sendikal rekabetle değil, doğrudan sarı sendikanın işçiler ve iş yerleri ile ilişkisinin sonlandırılması için mücadele edilmesi. Bu nedenle işçiler arasında bir sendika tartışması yaşanmıyor. Metal işçisi, fabrikalar arasında ortaya çıkan ücret eşitsizliğini reddederek Bosch sözleşmesini talep ediyor, ücret belirleme tartışması yaşanmıyor.

İşçiler, bundan böyle temsilci seçimlerinde özgür olmak istiyorlar. Sendikal bürokrasiye karşı çıkıyorlar. Bu nedenle de mevcut halleriyle herhangi bir sendikayı adres göstermiyorlar. Tutumundan memnun olmadıkları temsilciyi geri çağırıyor, yeni temsilci belirliyorlar. İşverenle görüşme sonucunda kararlarını tüm işçiler birlikte alıyor böylece kararla ilgili bir tartışmayı da önledikleri gibi doğrudan demokrasiyi uyguluyorlar.

Güvencesizleşen metal işçileri yaptıkları fiili grev ve işgallerle, söylemleri ve eylem biçimleri ile sınıfla bağını bu biçimiyle yeniden kurmaya başladı. Kararlılıkları, talepleri ve yarattıkları etki ile şimdiden kendilerinde bir dönüşümü sağladılar, karşılarındaki bloku çatlatmaya başladılar.

Direniş sonrasında nasıl bir örgütlenme olacağı tartışması önemli olmakla beraber, bu tartışma, işçilerin iradesi ile işçilerin taleplerinin önüne geçmeden yapılabilir. Öncelik, metal işçilerinin  taleplerinin karşılanması için kamuoyu baskısı yaratmak olmalıdır. Toplumsal muhalefet bileşenleri, ağırlıkla milliyetçi muhafazakar eğilimlere sahip metal işçilerinin direnişine destek olabilmenin, ilişkilerini geliştirebilmelerinin kanallarını yaratabilir. Bugün polis marifetiyle, metal işçilerinin de yatkınlığı ile Bursa halkının direnişle dayanışması engellenirken, bu engeli aşabilecek yöntemler bulunarak hızlıca hayata geçirilebilir.

Neriman Usta

TMMOB YK Üyesi

Politeknik YK üyesi