YAŞANAN GENEL SÜREÇ
Yaşadığımız ülke faşizmin kurumsal egemenliğinin olduğu, ulusal temelde bir savaşın sürdüğü, ırkçılığın, şovenizmin güçlendiği, siyasal islamın toplumun gözeneklerinde ve iktidarda konumunu güçlendirdiği, yıllardır uygulanan neoliberal politikaların emekçiler üzerindeki yıkıcı sonuçlarının görüldüğü, emperyalizmin yeni sömürgecilik ilişkileri içindeki bir ülkedir.
TMMOB ise ülkemizde 1960’lı yılların devrimci gençlik hareketlerinin, sınıf mücadelesinin, tüm dünyada yükselişe geçen devrimci sosyalist hareketlerin ve mühendis, mimar kitlesinin yoksullaşmasının etkisiyle 70’li yıllardan itibaren devrimci-demokratik bir çizgiye yönelmiş bir meslek örgütüdür. Ancak 12 Eylül darbesi sonrasında geçen 30 yılda ülkemiz sosyalist hareketinin yeni bir çıkış sağlayamaması ve dünyada reel sosyalizmin yenilgisinin etkisiyle politikalarında aşınma söz konusudur.
Bu aşınmada doğaldır ki en büyük sorumluluk TMMOB’de ve onun büyük odalarında yönetimde olan kesimlerde ve kişilerdedir. Ancak sorun, sadece yöneten anlayışın değiştirilmesiyle çözülemeyecek kadar derindedir. TMMOB şu an DİSK’iyle, KESK’iyle, TTB’siyle, siyasal grup ve yasal partileriyle birlikte bütün solun yaşadığı sorunları kendi mecrasında yaşamaktadır.
TMMOB, MMO ve MMO İstanbul Şubesi’nin çizgisinde yukarıda da ifade ettiğimiz aşınma sonucunda, işçileşmekte olan mühendis kesimlerine yönelim yeterince sağlanmamakta, yetkin mühendislik gibi konularda düzen uzlaşmacı bir çizgi yürütülmekte, halkın hak mücadeleleriyle ilişkiler “destek ve dayanışma” boyutunda kalmaktadır. Bugünkü politikalar 70’li yıllarda TMMOB’nin üstlenmeye çalıştığı “devrimci” misyona uygun değilse de “demokratik” bir nitelik sürmektedir. Bu nitelik bizi, süreci içerden etkilemeyi hedefleyen bir çizgiye yönlendirmektedir.
TMMOB açısından bu döneme özel bir durum, iktidar tarafından bir saldırının gerçekleşmesi olasılığıdır. Cumhurbaşkanlığı devlet denetleme kurulu tarafından hazırlanan ve sadece özeti basına sızdırılan rapor bunun işaretlerini vermektedir. İktidar, kendisi için baş ağrısı konumundaki meslek birimlerini yok ederek, yeniden şekillendirme hazırlığındadır. Bu tabloda yönetimlerde egemen olan kesimin hataları da bu plana karşı mücadelede elimizi zayıflatacak bir etkendir.
Böyle bir dönemde TMMOB’ye bağlı odalarda, şubelerden itibaren genel kurul süreçleri başlamıştır. Son birkaç aydır sağda ve solda bu konudaki hazırlıklar sürmekte, listeler ve programlar şekillenmekte, adaylar kendilerini deklere etmektedirler.
Genel Kurul süreçlerinin doğal bir parçası olarak, aday olacak kişiler, siyasal anlayışlar ortaya çıkmakta, uzlaşmalar ve ayrışmalar yaşanmaktadır.
MMO İstanbul Şubesi, TMMOB’ye bağlı şubeler içinde en çok üyesi olan şubelerden birisidir. Hem üye sayısı, hem İstanbul şehrinde bulunması nedeniyle MMO İstanbul Şubesi’ndeki Genel Kurul süreci, hem MMO’yu hem de TMMOB’yi etkileyen öneme sahiptir. Buradaki tartışmalar ve ortaya çıkacak yönetim de sonraki süreçte hem TMMOB, hem toplumsal muhalefet açısından önem taşımaktadır.
Biz de buradaki süreci demokrat ve devrimci kamuoyuyla paylaşmanın doğru olacağını düşünüyoruz.
Şubemizin 28. dönemin çalışmalarının değerlendirilerek 29. dönem kurullarının belirleneceği Genel Kurul’da aday olan “Demokrat Makina Mühendisleri” içinde Devrimci Makina Mühendisleri de yer almaktadır. Yer aldığımız listede geçen dönem sıkça çeşitli konularda eleştirdiğimiz, tartıştığımız arkadaşlarımız vardır. ‘Ortak çalışma nasıl sağlanacak?’ sorusu birçok dostumuz tarafından ve çeşitli düzlemlerde dile getirilmektedir.
ŞUBE GENEL KURUL HAZIRLIK SÜRECİ
Şubemizde uzun yıllardır Demokrat Makina Mühendislerinin yönetim kurulu adayları, Demokrat Danışma Kurulu’nda (DDK) belirleniyor. Bu kurul, çeşitli zaaflar taşımakla birlikte, hali hazırda alternatifi olmayan bir kuruldur. Demokrat Danışma Kurulu içinde kendini sosyal-demokrat, kemalist, demokrat, yurtsever, sosyalist, devrimci, komünist vb. çeşitli şekillerde tanımlayan geniş bir kesimden unsurları barındırmaktadır. Böyle geniş bir yapı, bir yandan bir dezavantaj iken bir yandan da şubemizde asgari ortak noktası demokrat olmak olan bir birlikteliği ve demokratların yönetiminin devamlılığını sağlamaktadır. Devrimci Makina Mühendisleri de birçok eleştirileri olmakla birlikte uzun yıllardır DDK’nda yeralmakta ve bu kurulun daha işlevli hale gelmesini sağlamak için çaba göstermektedir.
Eleştirilerin odak noktasında, DDK’nun işlevsiz kalan yapısı ve genel kurul dönemlerinde, bir program etrafında toplanmak yerine, kişilerin öne çıktığı bir yönetim belirleme biçimi durmaktadır.
Bu krulu daha işlevli hale getirme çabalarından en önemlilerinden bir tanesi DDK’nun Yönetim Kurulu adaylarının belirlenmesi için önseçim yönteminin uygulanmasını sağlamaya çalışmak olmuştur. Bu önerimiz geçen dönem kısmen kabul gördü ve bizler mevcut şartlarda kaybedeceğimiz belli de olsa bu önseçime girdik. Bu dönem yapılan tartışmalarda ise önseçim önerimiz yapılan oylamayla reddedilmiştir. Ancak biz, önerilerimiz ve adaylarımız kabul görse de görmese de, düşüncelerimizi yaymaya çalışarak DDK’nda yer almaya, devam ettik.
Devrimciler, yazının başında aktardığımız ülke koşullarında esaslı gerekçeler olmadıkça kitle örgütlerinde geniş demokratik birliktelikler içinde hareket etmenin gerekliliğini bilmektedirler. Bu nedenle halk düşmanı anlayışlara karşı alınacak tavırlarla, halk saflarında yer alan ancak yanlışları olan örgüt ve kurumlara alınacak tavrın farklı olacağının altını her yerde çizmektedirler.
İçinde bulunduğumuz çalışma döneminde bulunduğumuz tüm TMMOB, MMO ve Şube ortamında muhalefet hareketinin aktif parçası olabilmek için öneriler getirdik; halkın hak mücadelelerinde destekçi olarak değil örgütleyici olarak yer alınmasını savunduk; TMMOB Genel Kurulu’nda alınan 5 Bakanın meslekten men talebiyle Onur Kurulu’na sevkedilmesi yönündeki kararın gereğinin yapılmasını savunduk; Ücretli ve İşsiz Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı ile Kadın MMŞP kurultaylarının içeriğine uygun ve geniş bir şekilde yapılabilmesi için çaba gösterdik… Bu doğrultuda mevcut yönetim kurulunun yaklaşımlarını eleştirdik.
Genel Kurul öncesinde de tavrımızı yaymak ve DDK içinde birlikte hareket ettiğimiz çevreleri genişletmek için çağrılar çıkardık ve çaba gösterdik. Ancak ortak hareket noktalarımız olduğunu düşündüğümüz arkadaşların bir kısmı ayrı hareket etmeyi tercih etti. Bizler aynı demokratik kurulda yer aldığımız hem yönetimdeki arkadaşlarla, hem de muhalefetteki diğer arkadaşlarla görüşmeler yapmayı, ortak noktalar bulmaya çalışmayı doğal bir hak olarak görerek görüşmeler yaptık. Sonuçta demokratların içindeki mevcut güç dengeleri ve oluşan birliktelikler çerçevesinde, düşüncelerimizi koruyarak, bir ortak tavır içinde yer aldık. Daha önce birlikte davranma çabalarımıza olumlu yaklaşmayan, DDK üyesi bir kısım arkadaş ise genellikle kişiselleştirdikleri eleştiriler çerçevesinde oluşan ortak yönetim çabasının dışında kalmayı tercih etti.
Önümüzdeki Genel Kurul sürecinden Demokrat Makina Mühendislerinin yine Genel Kurulu kazanarak çıkacağına inanıyoruz. Biz de Yönetim Kurulu içinde yıllardır oda gündeminde ön plana çıkarmaya çalıştığımız ücretli ve işsiz mühendislerin mücadelesi doğrultusunda; 3. köprü, kentsel dönüşüm ve diğer hak mücadeleleri doğrultusunda; Birlik içinde her düzeyde demokratik işleyişin geliştirilmesi doğrultusunda; Oda ve Birlik düzeyinde devrimci etkinliğin geliştirilmesi doğrultusunda çalışmamızı sürdüreceğiz. İktidarın TMMOB’ye olası saldırısını, örgütümüzü bir toplumsal güç haline getirerek ve tüm demokrat kesimlerle kol kola girerek, kararlı duruşumuzla püskürteceğiz.