Maden MO: “Zonguldak-Karadon kazasında 170. Gün. Daha Ne Kadar Beklenecek “

Bilindiği gibi, 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak-Karadon‘da yaşanan maden kazasında ikisi maden mühendisi olmak üzere toplam 30 maden emekçisi yaşamını yitirmiştir. Hayatını kaybeden 2 işçiye ise hala ulaşılamamıştır. Kazanın üzerinden 170 gün geçmesine karşın henüz somut bir gelişme sağlanamamıştır. Oysa, Şili‘de Cerro San Jose bakır madeninde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu yüzeyden 680 metre derinde mahsur kalan 33 madenci,  olaydan 70 gün sonra tek bir işçinin burnu kanamadan kurtarılmıştır.

 

Oluş biçimiyle ve sonuçlarıyla iki iş kazası çok farklı olup, buna göre değerlendirilmesi gerekir. Ancak, kaza sonrası kurtarma olayında ve insana verilen değer açısından farklılık bariz şekilde ortadadır. Birisinde devletin en üst makamı başta olmak üzere olay tüm kamuoyunca takip edilmiş, bütün bilimsel ve teknik olanaklar kullanılmış, buna karşılık ülkemizde göçükte kalan iki işçinin naaşları unutulmuş, sanki sıradan bir iş yapılıyormuş gibi bürokratik ve ticari önceliklerle işlemler takip edilmeye çalışılmıştır. Olayın bugüne kadar sonuçlandırılmaması ülkemiz için ciddi bir itibar kaybıdır. Bu gelişmeler kamu vicdanını rahatsız etmekte, maden mühendisleri olarak bizleri üzmekte ve ölen işçilerin yakınlarının acılarını daha da arttırmaktadır.

Türkiye Taş Kömürü Kurumu; üretim kültürü, bilgi birikimi ve deneyimiyle yeraltındaki iki işçiye ulaşma olanağına ve yeteneğine sahiptir.  Aynı zamanda asli görevi olan bu konunun,  deneyimi ve referansı tartışmalı olan Çinli bir firmaya ihale edilmesi çok büyük bir ayıptır. Havzada çalışan mühendis, teknik eleman ve çalışanlara yapılan büyük bir haksızlıktır. Kurum, iki işçiye ulaşma çalışmalarını kendisi yürütmeli ve acilen sonuçlandırmalıdır.

Türkiye‘nin en donanımlı tahlisiye ve kurtarma ekiplerinden birisine sahip olan kurum, 1992 Kozlu kazasında ve 1999 İzmit, 2000 Düzce depremlerinde yaptığı çalışmalarla neler yapabildiklerini herkese göstermiştir. Madencilerin cesaretini, azim ve kararlılığını bilmeyenlere yakın tarihimizi dikkatle okumalarını tavsiye ediyoruz. Kurumun her türlü asli işini taşerona vererek üretim refleksinin kaybolmasına neden olan ve en sonunda cenazelerini çıkarma işini dahi ihale eden yetkililerin başını ellerinin arasına alıp nerede hata yaptıklarını düşünmeleri gerekir. O kadar birikimin dağıtılarak bu günkü aciz duruma gelinmesinden sorumlu olan başta siyasi otorite olmak üzere tüm yöneticiler vicdani ve hukuki gereklilikleri yerine getirmelidir.

Bu konu, Odamızın asli görevi olmamasına karşın kamusal sorumluluğumuz gereği hiç bir karşılık beklemeksizin iki işçinin çıkarılması çalışmalarında, Maden Mühendisleri Odası olarak görev ve sorumluluk üstlenebileceğimizi belirtiyoruz. Gelinen bu durumdan çok rahatsız olan ve çalışmaya katkı koymaya hazır deneyimli maden mühendisi ve diğer  mühendis meslektaşlarımızın olduğunu da kamuoyuyla paylaşıyoruz.

TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
3 Kasım 2010, Ankara