Lağım suyu içmeye hazır mıyız? – Mehveş Evin (Milliyet)
Spread the love

Devletin zirvesin-deki ‘çatlak’, CB acaba bugün ne dedi, CHP’nin hali ne olacak gibi klasik ve hayli sıkıcı sorularla sizleri yoracak değilim. Dünyanın en mutsuz ülkelerinden birinin vatandaşı olarak günlük dozunuzu mebzul miktarda zaten alıyorsunuz! En azından daha somut, açık, yakın tehlikelerden bahsedeyim ki doldurduğum şu sütunun hakkını vereyim.

Ama önce kendinize bir bardak su koyun. Bu mucizevi sıvıyı yudumlarken Afrikalı susuz çocukları bir hamlede zihninizden silebiliyorsanız, kendinize ve çocuklarınıza odaklanın. Zira çeşitli ‘çılgınlık’lar sayesinde çok değil, bir 20 yıl sonra Kerbela’ya dönecek memleket. 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle Su Hakkı Kampanyası, önemli bir rapor yayınladı. Milliyet’in haberine göre beş bilim insanının yayınladığı bu raporda İstanbul için ‘ürkütücü’ tespitler yapılmış.

lagim_mehves

Özetle…
Su havzalarındaki endüstrileşme, arıtma tesislerinin yetersizliği, 35 yılda artı 3 derecelik sıcaklık artışı, yaz yağmurlarının azalması gibi sorunlar yetmezmiş gibi, bir de ‘çılgınımtrak’ projelerle megakentin suyu kirlenecek ve kimseciklere yetmeyecek.
Su sorunumuz yokmuş
Siyasetçiler, kilometrelerce öteden su taşıyarak, lağım sularını cin projelerle arıtarak “su sorunumuz yoktur” havalarını çalsa da siz sakın ha inanmayın. Diyelim ki Sakarya’nın pis suyu arıtılabildi ve İstanbul’a taşındı. Tüm bu işlemlerin getireceği artı mali ve çevresel yükler yetmezmiş gibi, Sakarya’nın kendine yetecek suyu kalacak mı diye soran yok…

Sadece İstanbul mu? Anadolu’nun her köşesi susuzluktan inim inim inleyecek. Bizde örnek çok: Memleketin ‘buğday ambarı’ Karaman, hangi akla hizmetse hem tarım alanı hem sanayi bölgesi ilan edildi.

İkisi nasıl bir arada olacak, zaten Konya’nın suyu yok, derseniz cevabı hazır: Toroslar’dan taşınacak! Peki Toroslar’ın sularıyla beslenen topraklar, köyler, şehirler ne olacak? Tıssss…. Sessizlik.
Herhalde lağım suyuyla idare edecekler!
Hoş, bazı şehirlerde içme suyuna kanalizasyon ve endüstriyel atıklar zaten karışıyor… Siz daha çocuklarınızı hangi okula yollayacağınızı hesap edin. Çocuk lağım suyu içecek diyorum, daha ne olsun?

Mega Kerbela!
O muhteşem projeler var ya… 3’üncü Köprü tamamlandığında Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte toplamda 8 bin 715 hektarlık ormanlık alan yok olacak. Mega projeler ‘yol, su, elektrik’ olarak size geri dönecek diyorsak yalan yok: Varolan ısı artışını tetikleyecek; nemlilik, gaz ve enerji akışında değişikliğe neden olacak. Proje alanları bilim insanlarının tabiriyle ‘kentsel ısı adası’na, halk tabiriyle “Kerbela”ya dönüşecek. Trafik nedeniyle oluşacak kirlilik sayesinde Ömerli ve Terkos’un ruhuna el Fatiha okunacak. Yeraltı su kaynakları da Kanal İstanbul’la son damlasına kadar tükenecek.

Kim bilir hangi müteahhite, hangi akrabaya peşkeş çekilen arazilerdeki yapılaşma sorunlarına gelemedik bile! Rapordan dehşet verici bir bilgi daha: Türkiye genelinde suda yüzde 43 oranında kayıp-kaçak var, İstanbul içinse bu rakamın yüzde 27. Günlük 600 bin metreküp su boşa gidiyor. Bu miktar, Sakarya’dan getirilen suya denk… Madem öyle, neden politikacılar varolan suyu korumak, temiz tutmak, boşa akıtmamak için bir tane bile ‘çılgınlık’ yapmıyor? Tepedekiler koltuk aşkına tepişmelere doyamazken asıl bunun cevabını versinler. Sandığa giderken daha fazla yalan değil, temiz su hakkımızın garantisini istiyoruz!

SU YOKSA HAYAT YOKTUR!
– Dünyada 750 milyon insanın güvenli, temiz suya erişimi yok. (Dünya
Sağlık Örgütü)
– 2015 ve sonrasındaki tüm sürdürülebilir gelişim takvimlerinin merkezinde “Sürdürülebilir su
yönetimi” var.
– Denklem basit: Su yoksa hayat yok, sağlık yok, gelişme de yok! Nehir havzaları, ormanlar, sulak alanlar gibi sağlıklı eko sistemler olmadığında da su olmaz.
– IUCN Global Su Programı direktörü Dr. Mark Smith: “Doğa, toksinleri filtreler, fırtınalara karşı koruma sağlar ve suyu depolar. Sağlıklı ve güçlü ekosistemler, sürdürülebilir bir su geleceğinin bel kemiğidir.”


Spread the love