Kuzey Ormanları Savunması: “Yaşam üstüne pazarlık olmaz!”
Spread the love

3. köprü artık iki beton kuleden, Kuzey Marmara Otoyolu ise asfalt izinden ibarettir.

Mimarlar Odası ve Şehir Plancılar Odası İstanbul Şubeleri’nin açtığı ortak davada, 8. İdare Mahkemesi “Kuzey Marmara Beykoz Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesi geçişi ile Sarıyer İlçesi Rumelifeneri Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesi geçişlerine ilişkin 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği’nin iptaline karar verdi. Karar ilgili devlet kurumlarınca kamuoyuna bilinçli şekilde çarpıtılarak yansıtıldığı gibi “bağlantı yolunun” değil, Kuzey Marmara Otoyolu’nun, dolayısı ile 3. Boğaz Köprüsü projesinin ta kendisinin iptaline ilişkindir. Mahkeme, plan yapma yetkisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na (İBB) ait olduğu Sarıyer ve Beykoz Boğaziçi geri görünüm bölgelerinde yapılan plan değişikliklerinin, İBB yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı ile yürürlüğe konmasını hukuka aykırı bulmuştur. Verilen kararla köprü ayaklarını her iki yakada 3. Köprü güzergahı ile bağlayacak ana koridorları içeren planlar iptal edilmiştir ki bu karar, proje bütününün iptalini de gerektirir niteliktedir.

Esastan incelenmeksizin usulden iptale hükmeden kararın ardından, Karayolları Genel Müdürlüğü “mahkeme kararında belirtilen gerekli düzenleyici ve tamamlayıcı tüm işlemler”in derhal başlatıldığını ve yasal süresi içerisinde tamamlanacağını açıklamıştır. Mahkeme kararına göre yapılacak işlemler, usulen yapılan bir hataymışçasına önemsizleştirilerek Müdürlüğün evrak işlerinden ibaret gibi gösteriliyor. Ancak bizler için usul esastır. Çünkü dünyanın hiçbir metropolünde, kent planında olmayan bir mega (!) proje, planlar veya hukuki kararlar çiğnenerek yapılamaz.

Bu karar suçun delilidir…

Bu karar mücadelemizin haklılığının ıspatı, işlenen suçların delilidir. İstanbul’un 2023 yılına kadarki ana kent planında bile olmayan Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. köprü projesi; hükümetin baskıcı, hukuk tanımayan, doğaya ve ekosistemlere, başka yerlerde tıpkı birer inşaat projesiymişçesine yeniden üretilebilir gibi yaklaşan, planlarla getirilen kararlara uymayan bir merkezi politika ürününden başka bir şey değildir. Ancak bizlerin yaşadığı vaka, hem kent planına, hem de hukuki kararlara rağmen bu projenin sürdürüldüğü bir resim çizmektedir. Bunun nedenlerinin başında, kendisi de hukuka ve planlara aykırılığı defalarca tescillenmiş kaçak bir sarayda kalan ve aslında bu projenin asıl sahibinin kurduğu otoriter anlayış ve bilimi reddediş gelmektedir.

Daha başında davalık olan proje, yok ettiği 3 milyondan fazla ağacın, bozduğu ekosistemler ve ekolojik koridorların, göçe zorladığı sayısız yaban hayvanının, kamulaştırma ile düşük bedeller ödeyerek yerinden ettiği köylülerin ve bu güne kadar onlarca iş cinayetine kurban giden masum işçilerin de sorumlusudur. Yarattığı bunca kayıp ve tahribat, doğa, kent ve insan mücadelesi verenlerin, bilimsel gerçeklerin arkasında duran akademisyenlerin, yaşadığı kenti ve doğasını savunan yurttaşların, meslek örgütleri ve demokrasi savunucularının, dağıttığı adaleti siyasi boyunduruğa teslim etmeyen hukuk insanlarının ve bu açıklamanın kamuoyunda paylaşılabilmesine olanak sağlayan basın emekçilerinin nazarında iki beton kule ve asfalt izinden ibarettir ve bu geri dönüşü hala mümkün olan bir kaybın izidir.

Kısacası bu karar,

Katliamı her seferinde yasalarla kılıfına uyduran iktidarın kentin can damarlarına kastetmiş bir projeyi ne kadar özensizce yaptığının delilidir.

Bu karar, iktidar daha planı kimin yapacağını düşünedururken işlenen suçların ispatı, katil projenin rezilliğinin resmidir.

Bu karar, bugüne değin 3 milyondan fazla ağacın kesimine ve sayısını bilmediğimiz işçinin cinayetine sebep olan 3. Köprü projesiyle katliam yapıldığının itirafıdır.

Bizler, yerel yönetiminden merkezi idarelerine, kolluk güçlerinden yargısına tüm yetkilileri uyarıyoruz! Projenin durdurulmadığı her gün suç işliyorsunuz! Derhal mahkeme kararını uygulayın, ivedilikle proje ruhsatını iptal edin ve inşaatı derhal durdurun. Ve artık yıllardır biriktirdiğiniz suçlarınıza bir yenisini daha eklemeyin!

Kuzey Ormanlarımız Kırmızı Çizgimizdir…

Yolsuzlukları kırmızı çizgisi ilan etmiş, seçim bildirgelerinde doğa ve yaşamı savunma vaadi vermiş tüm siyasi partileri uyarıyoruz! Doğayı ve yaşamı savunanların yanında yer alın! Bizim kırmızı çizgimiz Kuzey Ormanlarıdır. Sakın ola, bugün koalisyon görüşmelerinde pazarlık unsuru haline gelmiş mega projelerce işlenen suça ortak olmayın.

Ormanlar yeniden yeşerecek, sizler ise yargılanacaksınız!

Ve yetkililer… Sanmayın ki mahkeme kararlarına rağmen hukuksuzca inşaatı süren projelerinizi ve kararlara dahi müdahale ederek koruduğunuz ayrıcalıklarınızı unuttuk. Yine de bizler hukuku yok sayan projelere, haklı ve meşru mücadeleyi vatan hainliği ilan eden şiddet dolu dile karşı umutla direnmeye devam ediyoruz. Biz doğa ve yaşam savunucuları kararlıyız. Bu projeyi siz durdurmazsanız biz durduracağız! Bizler bu ormanları yeniden yeşerteceğiz, sizler ise yargılanacaksınız!

Kentlerimizi, doğayı ve yaşamı kimsenin kirli pazarlıklarına bırakmayacağımızı bir kez daha tekrarlıyoruz. 3. Köprü dahil olmak üzere Kuzey Marmara Otoyolu projesinin bütünlüğünü bozan bu karar ile daha da yürekten inanıyoruz. Israrla, hiç sıkılmadan bu projeleri durdurabileceğimizi söylüyor ve tüm kamuoyunu onların mega dediği bizimse yaşam katili gördüğümüz projelere karşı verilen mücadeleyi sahiplenmeye çağırıyoruz.

Yurttaşların değil sermayenin yanında saf tutanlara karşı yaşamımızı savunmak, kurulan kirli pazarlıkları bozmak için;

20 Haziran Cumartesi, Gezi’nin ikinci sene-i devriyesinde, Kuzey Ormanları Savunması’nın ilk eyleminde olduğu gibi Sarıyer – Garipçe Kavşağı’nda buluşup doğayı, yaşamı katleden 3. köprüye dur demeye gidiyoruz. Tüm doğa ve yaşam savunucularını elimize mahkeme kararlarımızı alıp, suç mahaline, 3. Köprüye tebliğ etmeye çağırıyoruz!

Kuzey Ormanları Savunması


Spread the love