Kürt sorunu ve emek -Tufan Sertlek
Spread the love

Demokratik Toplumcu Sendikacılık (DTS) aslında Kürt siyasi hareketinin ulusal kurtuluş mücadelesi ütopyası üzerine kurulmuş bir sendikal strateji.
9-10 Haziran günleri Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Diyarbakır’da “Emek Çalıştayı” düzenledi. Çalıştaya çeşitli sendikalar, siyasi partiler ve derneklerden temsilciler davet edildi. Çalıştayın birinci günü yeni çıkartılan “Teşvik Yasası” ve bu temelde “Bölgenin Çinleştirilmesi” konuları tartışıldı. İkinci gün ise sınıf hareketinde yeni açılımlar ve bölgede emek hareketinin örgütlenmesi için somut olarak yapılması gerekenler üzerine tartışmalar yürütüldü. 
İki gün boyunca beni en çok etkileyen DTK adına yapılan “Demokratik Toplumcu Sendikacılık” başlıklı sunum oldu. Herşeyden önce Kürt siyasi hareketinin emek hareketine bu kadar ilgili olması ve düşüncelerini bir stratejik düşünce çerçevesinde ortaya koyması çok önemliydi. Zira 2007’den beri bölgede yürüttüğümüz taşeron sağlık işçilerinin örgütlenmesinde en çok sıkıntı duyduğumuz husus bölgedeki emek hareketinde görülen zayıflık ve hatta Kürt siyasi hareketinin bu konuya ilgisizliğiydi. O kadar ki iki günlük toplantıda da sık sık gündeme geldiği gibi BDP’nin yönetimde olduğu belediyelerde taşeron firma eliyle işçi çalıştırma esas çalıştırma haline gelmişti. DTK temsilcileri bu konuyu en kısa sürede ele alacaklarını ve bu durumdan rahatsız olduklarını açık olarak ifade ettiler. 
Demokratik Toplumcu Sendikacılık (DTS) aslında Kürt siyasi hareketinin ulusal kurtuluş mücadelesi ütopyası üzerine kurulmuş bir sendikal strateji. Esas çıkış noktası “20. Yüzyılın toplumsal gerçekliği üzerine kurulmuş sınıflar kombinezonuna göre oluşmuş ‘geleneksel sendikal hareketin’ bugüne ve geleceğe ait bir alternatif olamayacağı…” Bu saptamaya ulaşan ayrıntılı değerlendirmeler ve analizler uzun süredir bizler tarafından da yapılan tartışmalarla aynı paralelde ele alınmış. 
Ancak sınıf hareketinin hedefleri ve hareket tarzı üzerine yapılan değerlendirmeler hem bizim tarafımızdan hem de çalıştaya katılan diğer sosyalist parti ve bireyler tarafından eleştirildi. Eleştirilerin esası gerek alternatif sosyalist toplum projesi gerekse de buna bağlı ele alınmış sınıf hareketi projeksiyonunun Marksist bazı temel düsturlardan uzaklaşılarak oluşturulmuş olmasıydı. Orada telaffuz edilmedi ama Kürt siyasi hareketinin sosyalizm projesi Post Marksist yaklaşımlardan hayli etkilenmiş görünüyor. 
Sınıf kavramının muğlaklaştırılması, işçi sınıfının diğer sınıf ve kesimlerden biri olarak sınırlandırılması, toplumsal özne olarak “kalabalıklar” belirlemesi, doğal toplum vurgusu, üretim ilişkileri eleştirisinden çok anti-devletçi vurgunun belirginliği dikkat çekiciydi. Hatta dağıtılan sunum özeti metninde kendilerinin yaptığı anti devletçi vurgunun anarşizmle karıştırılmaması gerektiği konusunda özel uyarı yapılıyordu. 
Diğer taraftan DTK temsilcilerinin DTS’yi tartışmaya sunduklarını ve katkı beklediklerini ifade etmeleri de yeni bir emek hareketine olan istek ve inançları konusundaki samimiyetin en önemli göstergesiydi. 
Dışarıdan bakıldığında silahlı mücadele temelinde yürüyen bir ulusal mücadelenin içeriği konusunda Kürt siyasi hareketinin ne düşündüğünü görmek mümkün olamayabilir. Ancak özellikle bölgede fiilen başlamış olan kooperatif deneyleri, komün pratikleri ve çekinmeksizin dile getirilen “sosyalizm” iddiası en azından benim için çok kıymetliydi. Kürt siyasi hareketinin son yıllarda yaşadığı zorlu süreç, KCK operasyonları kıskacında “Demokratik Özyenetim” tartışmalarının içeriğini sosyalizmle doldurmaya çalışmaları sadece Kürt hareketi için değil ayna zamanda batıdaki emek hareketi ve aktörleri açısından da büyük imkanlar sunuyor. Kürt siyasi hareketinin bu sınıfsal tercihinin güçlendirilmesi batıdaki emek hareketinin Türk şövenizminin ve ırkçılığının geriletilmesi için üzerine bir rol biçmesiyle de yakından ilişkili olsa gerek.
 
kaynak: Sendika.Org 

Spread the love