MMO İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen “Küba ve Endüstri Mühendisliği” konulu etkinlik 10 Ekim Cumartesi günü MMO Anadolu Yakası Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinlik “Küba’da Akademik Eğitim ve Endüstri Mühendisliği Eğitimi” ve “Küba’da Devlet Yönetiminde ve Sanayide Endüstri Mühendisliği Uygulamaları “ olarak iki başlık altında gerçekleştirildi. Etkinlikte sunumu CUJAE (Instituto Superior Politécnico José Antonio Echeverría)’den öğretim görevlisi Prof. Dr. José Antonio Díaz Batista gerçekleştirdi.
Yapılan bu anlamlı ve önemli etkinliğe gerek geçen hafta yapılan ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) etkinliğinde aynı salonu dolduran endüstri mühendislerinin, gerekse sosyalistlerin hak ettiği önemi vermediği ise katılımın 60 kişi civarında kalmasıyla görüldü.
MMO İstanbul Şube Başkanı İlter Çelik ve Yönetim Kurulu Üyesi Gürel Çelikel’in yaptığı açılış konuşmalarının ardından sunuşa geçildi.
Diaz ilk bölümde Küba’nın en büyük teknoloji üniversitesi olan CUJAE hakkında bilgi verdikten sonra Küba’da Endüstri Mühendisliği eğitiminin tarihi ve içeriğine ilişkin sunuş yaptı. Bu bölümde özetle şu bilgilere yer verildi:
“Küba’da endüstri mühendisliği eğitimi 1961 yılında başladı ve ABD’dekine oldukça benzer şekilde oluştu ve sürdü. Ders kitaplarının çoğu ABD’deki üniversitelerden geliyor. Başlangıçtan 1990’lara kadar endüstri mühendisliğinin temel amacı “en az kaynak sarfiyatı ile daha çok ve daha iyi üretim” olarak tanımlandı.
Küba’da 1990’a kadar bütün planlar sosyalist sistemin bir parçası olarak yapılıyordu. Ticari ilişkilerin %85’i SSCB ve eski sosyalist ülkelerleydi. 1989-91 döneminde sosyalist sistem çöktü, ancak Küba ayakta kalmayı başardı.
1995’te ise endüstri mühendisliği eğitim programı küreselleşme, teknoloji, işverenler ve ulusal ekonominin yeni taleplerini karşılayacak şekilde yenilendi. Küba içerde sosyalist, ama dışarıda kapitalist piyasa sisteminin bir parçası olduğundan eğitim bunu içeriyor. Eğitimde bilgi, yetenek ve tecrübe yanında “moral/ahlaki değerler” veriliyor. Çünkü insanlar egoist doğuyor. Dayanışma, disiplin gibi değerler eğitimle veriliyor.
Endüstri mühendisliği eğitiminde ağırlık artık teknolojiden çok kalite güvencesi, iş organizasyonu gibi konulara kaydı. Endüstri mühendislerinden işverenlerin talebi, bilgi açısından “iş ve ücret organizasyonu, iş sağlığı ve güvenliği, insan kaynakları yönetimi, bilgi yönetimi, bilgi teknolojileri, iş süreci yönetimi, lojistik ve destek ağları yönetimi, kalite güvence sistemleri”, yetenekler açısından ise “çok yönlü düşünme, integral yaklaşım, kalite ve müşteri odaklılık, takım çalışması, disiplin ve yaratıcılık, bilgi teknolojileri odaklılık, liderlik” olarak tanımlanıyor.
Eğitim ve kitaplar tümüyle ücretsiz. Eğitimde kullanılan kitaplar Yüksek Eğitim Bakanlığı tarafından basılarak öğrencilere ödünç veriliyor. İhtiyaç duyulan ABD kökenli kitaplardan bir nüsha başka ülkeler üzerinden satın alınıp, yeniden baskısı yapılarak öğrencilere ödünç veriliyor.
Mühendislik eskiden bir erkek mesleği olarak görülürken şu anda CUJAE’nin rektörü bir kadın ve öğrencilerin %61’i kadınlardan oluşuyor.”
Eğitim üzerine yapılan sunumun ardından sorular bölümünde “ABD tarafından yapılan ambargonun nasıl aşıldığı, yalın üretim hakkında ne düşündükleri, Küba’da endüstri mühendisliğinin kapitalist yöntemler dışında (Taylorizm, Fordizm, Yalın üretim) dışında bir yaklaşım üretip üretmediği, moral/ahlaki değerlerin eğitim sürecinin başından itibaren verilmesi gerektiği, kadınların durumu, sunumdaki “insanların doğuştan egoist olduğu” varsayımının sosyalist iddiayla çeliştiği, mezunların iş bulmasının nasıl sağlandığı, lise eğitimi ve üniversite sınavları, sendikaların işlevleri” konularında sorular soruldu.
İkinci oturumun ise konusu “Küba’da Endüstri Mühendisliği Uygulamaları” şeklindeydi. Bu bölümde Diaz, Küba’nın genel ekonomik ve toplumsal durumu, ABD ambargosunun yarattığı zorluklar, sosyalist kampın çökmesinin Küba’ya olumsuz etkileri ve bu etkilerin aşılması için yönelinen yeni politikalar üzerinde durdu.
Özetle şu veri ve düşüncelere yer verildi:
“1990’lara kadar endüstri mühendisliğinin çok önemli bir yeri yoktu, ancak bu tarihten sonra yaşanan kıtlık ve sıkıntılar nedeniyle endüstri mühendisliği önem kazandı. 1991 sonrası Küba’da uluslar arası turizm, bioteknolojik üretim ve profesyonel hizmetler alanına yönelen yeni bir ekonomi oluştu. Yabancı kuruluşlarla ağırlıkla turizm, bilgi teknolojileri ve petrol üretimi alanlarında olmak üzere ortak yatırımlar yapıldı. Endüstri mühendislerinin bir çoğu turizm, ilaç ve bioteknoloji alanındaki işletmelerde çalışmaya başladı. Ayrıca bankacılık, finans, telekomünikasyon, hastaneler, ulaştırma, ticaret ve bir çok başka alanda rol oynuyorlar.
Sosyalist şirketler de verimli ve karlı çalışmak zorunda. Ancak burada üretilen değer kapitalizmde bireylere, sosyalizmde ise topluma yarar sağlıyor. Kapitalizmde endüstri mühendisliğinin amacı “daha yüksek kar” sağlamaktır. Sosyalizmde ise “kaynakların sürdürülebilir ve akılcı kullanımı ile toplum zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması” şeklindedir. Endüstri mühendisleri her iki toplumda da aynı aynı role sahiptir, ancak sonuçlar farklıdır. Endüstri mühendisleri kapitalizmi “daha iyi” ve belki de “daha insancıl” hale dönüşmesinde, sosyalizmin ise daha iyi ve belki daha verimli/etkin olmasında rol oynayabilirler. Endüstri mühendisleri işçiler, verimlilik, kalite ve çevreyi aynı anda dikkate almalıdır. Farklı ülkelerde farklı kapitalizmler var. Sosyalizm ise hala bir deneyim. Küba, Çin ve Vietnam farklı sosyalizm deneyimlerini oluşturuyorlar.
İnsanlar “minimum çaba yasasıyla” koşullanmış olarak doğarlar. Endüstri mühendisliği bu yasayla yakından ilişkilidir. Amaç çabayı daima haklı çıkarmalıdır. İşçiler, şirketler ve organizasyonlar moral ve maddi değerlerin bir bileşkesiyle sürdürülmelidir. Her zaman gerçek ve sürdürülebilir bir insani gelişim ihtiyaçtır.”
Diaz ayrıca Birleşmiş Milletler’in “İnsani Gelişim Endeksi’nde Küba’nın üst sıralarda yer aldığını ve mevcut ekonomik olanaklarla karşılaştırıldığında bunun kaynakların insanlar için kullanımından kaynaklı bir başarı olduğunu vurguladı.
Bu bölümde de sunumdan sonra sorular soruldu. Sorular “Küba’nın genel ekonomik durumu, Küba’dan dışarıya göç, dış borç, Fidel sonrası neler olabileceği, işletmelerde yaşanan yozlaşma, Sovyetler Birliği’nin çöküş nedenleri, Atatürk’ün karma ekonomi politikalarının en doğru politika olup olmadığı, Küba’da planlamanın nasıl işlediği ve plan hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığı, yabancılaşmaya karşı ve işçi katılımı için önlemler alınıp alınmadığı” hakkında oldu.
Diaz sorulara verdiği cevaplarda da sıklıkla ABD tarafından uygulanan ambargoya, Küba’nın sosyalist olmakla birlikte kapitalist bir sistemin içinde varolmaya çalıştığına dikkat çekti. İşçi katılımın sağlanması için işyerlerinde kanalların varolduğunu söyledi.Küba’nın idealize edilmemesi gerektiğini, bir çok sorun yaşandığını dile getirdi. Kübalıların ellerinden geleni yaptıklarını, ancak dikkatli davranılmaz ise Küba’daki sistemin de çökebileceğini vurguladı.