Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Günleri Düzenlendi


20- 21- 22 Nisan günlerinde MMO Kocaeli Şubesi Öğrenci Komisyonu  Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Günleri adı altında paneller dizisi düzenledi. 20 Nisan günü “Meslek Seçimi ve Formasyon”, 22 Nisan günü “Mühendisin Toplumdaki Yeri” başlıklarındaki paneller gerçekleştirilirken, 21 Nisan günü yapılması planlanan “Mühendislik Eğitiminin Bugünü ve Kariyerizm” paneli prof. Dr. Fuat Ercan’ın katılamamasından dolayı ileri bir tarihe ertelendi. Gerçekleştirilen panellerle ilgili Politeknik-Genç’ten Taner Aktekin’in aktarımı şu şekilde: 

1.gün: Meslek Seçimi ve Formasyon

İlk olarak Arş. Gör. Bora Erdağı’nın konuşmasını dinledik. KOÜ’de lisans eğitimini Makine Mühendisliği okuyarak tamamlayan, lisans ve yüksek lisans eğitimini felsefe üzerine alan ve doktorasını da felsefe bölümünde yapan hocamız, meslek kavramına farklı bir açıdan yaklaştı. Alman ekolünden geldiğini belirten ve bunun üzerine hazırladığı sunumu bizlere okuyan hocamız; felsefe ve düşünsel alandaki görüşlerini ve filozofların özlü sözlerini de ekleyerek, düşüncede hayalci ve gerçekçi ayrımını ortaya koydu. Teknolojinin gelenek ve kültür üzerine etkisinden bahsetti. İnsanın fiziksel ve zihinsel kapasitesinden ve bu kapasitelerin farklarından bahsetti.  Meslek seçiminin tanımını “amacın gerekli yarar gerçeği ortaya koymak olduğu” kavramı üzerinde durarak yapan hocamız, yaşadığımız kapitalist düzen içinde Türkiye’de klasikleşmiş bir geleneklerine bağlı bir erkek işçi ve ailesinden örnekler vererek genç bireylerin ne gibi açmazlara girdiklerini ve ailenin meslek seçimindeki rolünden bahsetti. Kısa bir alıntı yapacak olursak; “…işçinin 1erkek 1 kız 2çocuğu var. Kızı piyano çalmak ve bu yönde kendini geliştirerek haz aldığı mesleği icra etme isteğinde. Fakat ailenin buna maddi durumu yetersiz. Ayrıca o çocuk garanti para getirecek bir meslek sahibi olmalı. Bu yüzden kızın piyano eğitimi alması imkansız. Aile tarafından bu şekilde yönlendiriliyor…”

Sonrasında yine üniversitemizin siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünde öğretim görevlisi olan Yrd. Doç. Dr. Örgen Uğurlu’ nun konuşmasını dinledik. Aldığı çevre mühendisliği lisans ve yüksek lisans eğitiminin üzerine doktorasını Sosyal Çevre Bilimleri’nde tamamlayan hocamız, mesleğini çok sevdiğini ve hala kafasında çoğu bilginin taze olduğunu belirtti. Ayrıca piyasada 10 yıl çalıştığını belirten hocamız ÇMO’da da çeşitli idari görevlerde bulunmuş. Piyasada bulunduğu süre içerisinde düzendeki çarpıklıkları ve bu yöndeki mesleki uygulamaları verdiği bir örnekle belirten hocamız, bir şirketin ihale alması için hazırlanan projenin yetersiz olmasına rağmen iyileştirme yapmadan uygun fiyata indirgenerek bazı şeylerin görmezden gelinebildiğini söyledi. Burada mühendislik etiğinin sorgulanması gerektiğinden bahsetti. Mühendislik eğitimindeki eksikliklerden yakındı ve öğrenim gördüğü dönemde bunlara tanık olduğunu anlattı. Özellikle bölümlerde disiplinler arası köprü kurmanın önemini vurgulayan Uğurlu; kendinden örnek vererek bölümünde anlattığı derslerde aldığı mühendislik eğitiminden örnekler sunduğunu söyledi. Anlattıklarıyla aklımıza “üniversitede kalarak akademik bir görev sürdürecek mühendis formasyon eğitimi de almalı mı?” sorusunu getirdi. Yaşadığımız düzende yapılan en büyük yanlışın da herkesin kendi mesleğinin üstünlüğüne inanıp çeşitli dogma düşüncelere kapılması olduğunu söyledi.

Son olarak yakın dönemde MMO Kocaeli Şube’de Yönetim Kurulunda görev almış, makine mühendisliği mesleğini piyasada sürdürmekte olan Çınar Ulusoy’un konuşmasını dinledik. Panelin başlığı hakkında yeterli konuşmaların yapıldığını söyleyen Çınar Bey, mesleğini çok sevdiğini ve görevini en iyi şekilde yerine getirmek için birtakım ilkelerle çalıştığını söyledi.  Bu ilkeleri sıraladıktan sonra bir mühendisin çok iyi bir analitik düşünce yeteneği olması gerektiğini ve bu şekilde problemleri kolayca çözümleyebildiğini belirtti. Bir mühendisin yeminine bağlı kalması ve toplum için çalışması gerektiğini söyledi. Özellikle TMMOB bünyesinde ve öğrenci kurultaylarında yapılan “Mühendis Toplumun Öznesi mi? Sermayenin Nesnesi mi?” tartışmalarına değinen Çınar Bey, bu seçimin kişinin elinde olduğunu ve mühendisin yeminine sadık kalıp kalmamasıyla zaten bunun seçimini yapmış olacağını belirtti.

Panel soru-cevap şeklinde devam etti…

3.gün: Mühendisin Toplumdaki Yeri

Panel, MMO Kocaeli Şube’de görev almış ve endüstri mühendisliği mesleğini sürdüren Murat Kürekçi’nin konuşmasıyla başladı. Toplumdaki mühendis algısının yanlış olduğunu vurguladı. TMMOB’nin politika üretmesini eleştirenlere cevap niteliğinde bir konuşma yapan Kürekçi, mühendisin bir görevinin de muhalefet etmek ve politika üretmek ve olduğunu söyledi. “Mühendis gerektiğinde HES’lere karşı mücadele etmeli,  3.köprüyle ilgili tavrını koymalı, 1mayısa çıkmalıdır”. Mühendisin halk için projeler de üretmesi gerektiğini de söyledi. “Böylece toplumun gözünde mühendis kavramı doğru şekilde canlanır.” Kürekçi en son yapılan Endüstri-İşletme Mühendisliği Kurultayı hakkında da bilgiler verdi.

Sonrasında Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük konuşmasına başladı. Küçük, 17 yaşında toplum için bir şeyler üretmek ve paylaşmak isteği üzerine bu mesleği seçmeye karar verdiğini söyledi. Sanayileşmenin önemini vurguladı ve sanayi dilinin kapitalistlerin değil bizim dilimiz olması gerektiğini belirtti.

Sanayide üretim ve üretim ilişkileri konusunda 2 tür mühendis yönteminin var olduğunu anlatan Küçük; Taylorcu bakış açısının emeği önemsemeyen, işletmelerin karını artırma üzerine kurulu bir sistemler bütününü belirttiğini ve mühendisin yönetici konumda olması gerektiği; Veblenci bakış açısının ise kamu sanayi toplumunun özgün niteliğini tanımlayan ve köklerini modern teknolojinin yapısında bulan, sermaye ile çelişen bir mühendis profilini simgelediğinden bahsetti.

80’lerden beri uygulanan politikalarla Türkiye’de mühendis kimliğinin giderek değiştiğinin üzerinde duran Küçük, genç mühendis adaylarının bunu değiştirebilecek güçte olduğunu söyledi. Kocaeli Üniversitesi’nin bu süreçte gençlik hareketinde önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, üniversitede piyasalaşma, barınma sorunları, sağlık sorunları konusunda mücadele veren ve bunu yaparken ÖGB terörüyle karşılaşmak zorunda bırakılan öğrencilere her zaman kendisinin ve TMMOB un destek olacağını belirtti.

Küçük daha sonra; Kocaeli’de Yuvacık barajında su seviyelerinin azalması ve buraya plansız şekilde Sapanca gölünden yapılan su transferleriyle halkın sonuç olarak yapılan zamlarla Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanmak zorunda bırakılması ve buna karşı TMMOB, sendikalar ve diğer meslek örgütlerinin halkla beraber verdiği mücadeleyi örnek verdi. Bu gibi konularda öğrencilerin de odaları zorlayarak (öğrenci komisyon faaliyetleri olmayan odaları da) duyarlılığa davet etmesi gerektiğini söyledi.

Kocaeli Kefken’de bulunan gençlik kampının neye hizmet ettiğini anlatan Küçük, tamamen ticari kaygıyla doğanın insan elinde şekillendirilmeye çalışılmasının yanlışlığından bahsetti. Yine Kocaeli Sarısu’da bitki örtüsü üzerinde yapılan “temizleme çalışmaları” nın aslında topraktaki mineralleri yok ettiği ve doğal bitki örtüsüne zarar verdiğini bize aktardı. Doğamıza ve çevremize sahip çıkmamız gerektiğini ve TMMOB bünyesinde bu tür yerlere geziler düzenleyerek; burada olup bitenleri öğrencilere göstermek ve sonrasında eylemlilik süreçlerine bu şekilde insanlarda yaratılan farkındalık ve bilinçlilikle ulaşılabileceğine vurgu yaptı.
Çok keyifli geçen bu konuşmalar ve sonrasında soru-cevap şeklindeki sohbetlerle mühendislik günlerini bitirdik.

Politeknik-Genç / Taner Aktekin

 


Exit mobile version