Kafeler sizin parklar bizim! – Politeknik
Spread the love

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka Yerleşkesi’nde kampusun tek yeşil alanı olan park, rektörlük tarafından SÜTİŞ’e kiralandı ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onayı olmadan iş makineleri yıkım için alana girdi. Park için başlayan direniş 12 gün sonunda kazanımla sonuçlandı.

Direnişin ilk günlerinde iş makinelerini kovan üniversiteliler 21 Şubat’ta parkta bulunan masalara oturup, iş makinelerinin tekrar girmesini engelledi, nöbet başlattı. Üniversitelilerin direnişi mezunlardan semt halkına, bitişikteki ortaokul öğrencilerinden akademisyenlere güçlü bir dayanışma ile büyüdü. Kepçenin üzerine çıkan üniversiteliler, defterlerinin yapraklarına sloganlar yazıp eylem yapan ortaokul öğrencileri, ders çıkışı nöbete geldi. macka_1Tohum topları ile akademisyenler toprağa domates ekti. Özel güvenlik saldırılarına, şirket yetkililerinin burs vaatlerine rağmen direnişin kararlılığı aynı günlerde direnen Cerattepe’ye İstanbul’dan gönderilen selam oldu.

Çadır kurulsun, nöbet başlasın
İTÜ Maçka Parkı’nda kurulan çadırla nöbet başladı. “Herkese beleş rektöre yok” olan dayanışma sofraları mahallelinin ikramlarıyla zenginleşti, sıcak çaylar parkını savunanlara güç verdi. Gece yakılan ateş de ısıttı, şarkılar, kemençeler, tulumlar eşliğinde çekilen horonlar da.

Ticari faaliyetler için yaşam alanlarının yok olmasına izin vermeyen, parklarına sahip çıkan mühendislik, mimarlık, planlama öğrencileri ve mahalleli kazandı. İTÜ Rektörlüğü resmi açıklama ile projeyi durdurduğunu açıkladı.

macka_2Direnince kazanıldığını gösterdik
İTÜ Jeofizik Mühendisliği bölümü Öğrenci Kolektifleri üyesi Ozan Özgür Altınkaya yaşanan süreci şöyle değerlendiriyor: “Ben bu kampusta hazırlık okuyorum. Ders aralarında bu park alanına geliyoruz; arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Bizim kampustaki tek yeşil alanımız burası ve buranın ranta kurban edilmesini istemedik. Burada okuyan biz olmamıza rağmen bize sorulmadan böyle bir proje başlatıldı. İTÜ Rektörlüğü’nün yaptığı bu hamle AKP’nin Cerattepe’de yaptığı ile aynı. Kampusta okuyan herkesin gündemindeydi direniş ve sınıflarda konuşuldu. İsteyince ve direnince kazanıldığını gösterdik.”

O kadar güzel bir direniş vardı ki…
İTÜ Maden Fakültesi’nden bir üniversiteli direnişe nasıl katıldığını aktarıyor: “Arkadaşlarımızı burada darp ettiklerini öğrendim ve parka geldim. Nöbet başlamış oldu. Bu kadar kalır mıydım bilmiyorum ama o kadar güzel bir direniş vardı ki, insanlar o kadar özveriliydi ki üniversitenin öğrencisi olarak burada olmam gerekiyordu. Her gün uğradım, bazı geceler kaldım. Dersten çıkıp nefes almak isteyen öğrenci gelip burada arkadaşlarıyla sohbet edebiliyor, çayını içebiliyor, park bunları yapabileceğiniz tek alan. Öğrenciler kendilerini üniversite binasına ya da bir kafeteryaya kapatmak yerine parkı kullanıyor. Kafede oturmak isteyen öğrenci 50m yürürse bir yer bulur kendine. Burada hiçbir kafeye gerek yok.”

Değiştirme inancını taşıyanlar mücadele etmeye devam ediyor
İTÜ Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Araştırma Görevlisi Ceyda Sungur akademisyenlerin direnişe katılımını değerlendirdi: “Benim direnişe katılmam ilk yapılan çağrı ile oldu. Rektörün son üç dört yılda akademisyenler üzerindeki baskısını arttırması sebebiyle direnişe çok fazla akademisyen katılmadı ama İTÜ’de doğrudan mücadelenin içinde olan arkadaşlarım veya Barış için Akademisyenler sürecinde imza atan macka_3akademisyenler yine buradaydı. Rektörlüğün artan baskısına karşı değiştirme inancını taşıyanlar mücadele etmeye devam ediyor. Akademisyenlerin çalışma hakkının gaspıyla park alanının gaspı arasında doğrudan bir bağ olduğunu düşünüyorum. Bunlar aslında bir zihniyetin yönetim biçimi. Memleketin her yerinde bir şeyler muhataplarına sorulmaksızın yapılıyor. İTÜ’de de durum aynı.”

Nöbet bitmiş olsa da direniş devam ediyor
İTÜ Bölge Planlama Bölümü’nde yüksek lisans yapan Politeknik üyesi Burcu Yanar bundan sonra yürütecekleri süreci şöyle aktardı: “13 gündür burada geceli gündüzlü kaldık. Mahalleli, öğrenci, mezun, çalışan, okutman her birinin desteği çok iyiydi. Bize yemekler getirdiler, bizimle ilgilendiler. En başından beri park alanını savunma konusunda herkes çok kararlıydı. Çok güzel arkadaşlıklar kurduk, birçok insanla tanıştık. 60’lı, 70’li yıllarda mezun olan İTÜ’lülerin bizi ziyarete gelmesi çok gurur vericiydi. Hem direniş boyunca süren dayanışma hem de kazanım elde etmemiz çok kıymetli. Resmi açıklama yapılması bizim için çok önemliydi ancak Rektörlüğe yine de çok güvenmiyoruz. Parkımızın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu alanın düzenlenmesine ilişkin söz hakkımız olduğunu en başından beri söylüyoruz. Burayı hep beraber düzenlemenin yollarını arayacağız. Nöbet bitmiş olsa da direniş devam ediyor.”


Spread the love