Öğrenci Kolektifleri’nin çağrısıyla dün (25 Kasım 2010) bir araya gelen yüzlerce İTÜ’lü, bir yürüyüş düzenleyerek, Başbakan Erdoğan’ı protesto ettikleri için 18 arkadaşlarına hapis cezası verilmesini kınadı. İTÜ’nün 2008-2009 eğitim-öğretim yılı açılışına gelen Tayyip Erdoğan’ı “Ülkene, üniversitene sahip çık. AKP’ye bırakma” diye protesto eden 18 üniversiteli 1 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırılmıştı. İTÜ’lü akademisyenler, sanatçılar, demokratik kitle örgütleri ve Tekel işçileri de eyleme katıldılar .
Başbakan Erdoğan’ın 2008’de protesto edildiği Süleyman Demirel Kültür Merkezi önünde bir araya gelenler “Üniversiteliler zorbalığa, baskıya, AKP’ye teslim olmayacak” yazılı bir pankart taşıyan üniversiteliler “15 ay cezanız vız gelir vız!”, “Ferman Tayyip’in üniversiteler bizimdir”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek”, “AKP defol üniversiteler bizimdir”, “Cezalar yetmez asın bizi”, “Gençliğin isyanı yargılanamaz” sloganlarını attı. Aydın ve sanatçıların da katıldığı eyleme TMMOB İKK, MMO İstanbul Şube Başkanı İlter Çelik, TTB, Halkevleri ve DİSK Sine-Sen de desteklerini açıkladı. Eylemde sanatçı Tolga Sağ ve Pınar Sağ da birer açıklama yaptı.
Üniversiteliler adına bir konuşma yapan Neval Kösedağı, cezaların kendilerine vız geldiğini belirterek üniversitelilerin AKP’ye meydan okuduğunu söyledi. “Bugün yine gelseniz yine aynısını yaparız” diyen Kösedağı üniversiteyi AKP’ye teslim etmeyeceklerini ifade etti. Kösedağı “Yumurtalarıyla üniversitelerine geldiklerine pişman eden, en son 6 Kasım’da Ankara’da AKP’ye meydan okuyan binlerce üniversiteliden korkuyorlar. Ancak biz üniversiteliler AKP’nin tüm zorbalıklarına, baskısına rağmen AKP’nin üniversitelerimizi arka bahçesi yapmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Hocalar öğrencileri yalnız bırakmadı
Bu cezalara sessiz kalmayan akademisyenler de öğrencilerini yalnız bırakmadılar. Öğretim görevlileri adına bir açıklama yapan İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Erzan şunları söyledi: “Düşünce üretimi ve ifadesi demokratik bir hak ve yükümlülüktür. Bu hak, temelinde bağımsız ve özgür düşünce üretiminin yattığı üniversitede de olmazsa olmaz bir koşuldur. Bu nedenle İTÜ öğretim elemanları olarak, üniversiteye polis çağrılması, üniversite içinde polisin öğrencilere müdahale etmesi, öğrencilerin gözaltına alınması ve başlatılan adli süreç sonucunda hapis cezası ve para cezasına çarptırılmasının, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması önünde ciddi bir engel oluşturduğunu düşünüyoruz.”
Çocuğumun arkasındayım
Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi temsilcisi de hapis cezası alan üniversitelilerin arkasında olduklarını belirttiler. Ardından konuşma yapan öğrenci velisi Ferdane Kösedağı şunları söyledi: “Ben bundan sonra bu çocukların hepsinin annesiyim. Elbette bir anne olarak duruma şaşırdım ve üzüldüm. Ama çocuğumun ne yaptığını düşündüğümde verilen cezanın haksız olduğunu düşünüyorum. Harç paraları ve kira paraları, ulaşım masrafları o kadar çok ki bunun hesabını elbette ki bu ülkenin başbakanından soracaklardı. Onların hepsinin sonuna kadar arkasındayım.”
Rektörden mesaj
Yöneticiliği boyunca, polisin üniversiteki varlığını savunan ve iktidar yanlısı tutumu ile bilinen İTÜ Rektörü Muhammed Şahin, İTÜ Basın danışmanı aracılığıyla eyleme destek verdiği ancak annesinin vefatı nedeniyle şehir dışında olduğundan kaynaklı katılamadığı mesajını iletti.
politeknik.org.tr