TMMOB İstanbul İKK tarafından 2007 yılında iş kazasında ölen Harita Mühendisi Gülseren Yurttaş anısına yapılan etkinlikler içinde planlanan “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasa Tasarısı” konulu panel yapıldı.
6 Kasım Cumartesi günü İstanbul Barosu Orhan Apaydın Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlik İstanbul’daki sis ve yoğun trafik nedeniyle etkinlik yarım saat gecikmeli başladı. Oturum başkanlığını Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Tevfik Özlüdemir’in yaptığı panelde ilk olarak Gülseren Yurttaş’ın hayatı ve iş kazası sonucu ölümüne ilişkin bir sunuş yapıldı. Ardından panel katılımcılarının sunumları gerçekleştirildi.
İlk konuşmacı Bilgi Üniversitesi araştırma görevlisi Aslı Odman güvence ile güvenliğin, sağlık ile çalışmanın iç içe geçtiğini vurguladı. İşçi sağlığı ve iş güvenliğini de içine alan şekilde risk sosyolojisinin riski bireyselleştirdiğini ve alanı piyasalaştırdığını aktaran Odman, Fransa ve İtalya’da çalışmanın öldürücü etkilerine karşı geliştirilen “Çalışmak öldürür” ve “beyaz ölüm” yaklaşımlarını aktardı. İşyeri intiharlarının da üzerinde duran Odman Foxconn, France Telekom gibi şirketlerde çalışma ortamından kaynaklı olarak yaşanan intiharları aktardı. Gelinen rekabete dayalı sürecin mavi yaka-beyaz yaka ayrımını da önemsizleştirerek tüm çalışanlar için çalışma hayatını tehlikeli kıldığını belirtti. Odman, bu süreç karşısında bir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitüsü’nün oluşturulmasını önerdi. Enstitünün saha araştırmaları, tercümeler, bilgilerin merkezileşmesi, kamulaşması ve koordinesini sağlayacağını belirtti.
İstanbul Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu üyesi Dr. Turabi Yerli ise konuşmasına “yasalar ne için yapılır?” ve “sağlık yasaları niye değişir?” sorularıyla başladı. Ardından sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin dünyadaki gelişim, değişim süreçlerini, bakış açılarındaki değişimi aktardı. Dünyada 1970’li yıllarda sosyalist sistemin etkinliğini sürdürdüğü dönemde Birleşmiş Milletler’in daha kamusal ve hak olarak sağlık tanımlarını yaptığını, ancak 1987 sonrasında sürecin Dünya Bankası etkinliği altında, finans ve maliyet eksenli olarak ele alındığını belirtti. İşyeri hekimlerinin neden Çalışma Bakanlığı tarafından yetkilendirilmek istendiğini de soran Yerli de, egemenlerin genel olarak sağlığı ve özel olarak ta işçi sağlığı ve iş güvenliğini piyasalaştırma eğilimlerinin üzerinde durdu.
MMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyonu üyesi Ertuğrul Bilir ise konuşmasına, Gülseren Yurttaş ile Yıldız-Der’de mücadele arkadaşı olduklarını ve muhtemelen 1990’da yaşanan Yeni Çeltek maden kazası sonrası birlikte eylemde yer aldıklarını, bu kazanın kendisinde “mühendisler bu kazalara karşı bir şey yapamayacaklarsa mühendislik ne işe yarar?” sorusunu oluşturduğunu belirterek başladı. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin tartışmalar yapılırken birçok durumda teknik, yasal tartışmaların arasında söz konusu olanın insan hayatı olduğunun yeterince görülmediğini vurguladı. Ardından, Çalışma Bakanlığı’nın ayrı ayrı bir yasa taslağı ve bir yönetmelik taslağı için kurumlardan görüş istediğini, aynı kurum tarafından hazırlanan bu taslakların birbirinden çok farklı düzenlemeler içerdiğini belirtti. Bilir, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı olarak adlandırılan taslağın maddelerini ve TMMOB’nin eleştirilerini aktardı.
Panelin son konuşmacısı olarak söz alan DİSK Uzmanı Tevfik Güneş ise Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği sisteminin çöktüğünü ve bunu bakanlığın da kabul ettiğini ifade ederek başladı. Sendikaların bu alana ilişkin bakışlarını da eleştiren Güneş, kriz dönemlerinde öncelikle bu alandaki çalışmanın gözden çıkarıldığını vurguladı. Güneş, 2. saldırı dalgasının geldiğini, bu dalgada kıdem tazminatı, güvenceli esneklik, bölgesel asgari ücret ve istihdam büroları olduğunu belirtti. Bu saldırı dalgası karşısında sendikaların hazırlıklarının da çok yetersiz olduğunu vurgulayan Güneş, iş sağlığı ve güvenliği alanının teknik değil, ideolojik politik bir alan olarak ele alınması gerektiğini söyledi. Konunun “insan onuruna yakışır iş” kavramı çerçevesinde ele alınması gerektiği üzerinde durdu.
Konuşmaların ardından dinleyicilerin görüş ve sorularıyla birlikte yapılan tartışmanın ardından panel sonlandırıldı. Etkinliğe 40 kişi katıldı.
politeknik.org.tr