AKP’li vekillerin imzasıyla Meclis Başkanlığına sunulan “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Gerekçesi” birçok konuda endişe verici bir metindir. Torba değişiklikle son derece özensiz bir şekilde yasalaşması beklenen teklif, mevcut sorunları çözmek bir tarafa, problemleri katmerleştirecek öneriler içermektedir.
Öncelikle, önergenin gerekçe bölümünde AİHM’nin 5651 ile ilgili Türkiye aleyhine aldığı karara hiçbir gönderme yapılmamıştır. Alternatif Bilişim Derneği’nin AİHM’e taşıyıp kazandığı Ahmet Yıldırım davası sonucunda verdiği karar, bu yasanın ifade özgürlüğüne aykırılığını tescillemiştir. Türkiye’deki internet kullanıcılarının ihtiyacı olan, bu yasanın hak ve özgürlükler açısından reforme edilmesi ve erişim engellemelerinin mevzuattan tamamen çıkarılmasıdır. Ancak önerge tam aksini yaparak erişim engellemelerini yasanın merkezine koyuyor ve güçlendiriyor.
Önerge ayrıca konunun önemli bir tarafı olan STK’ların görüşlerini hiçe saymaktadır. Türkiye’de bilişim alanında faaliyet gösteren hemen her STK, bu yasayı şiddetle eleştirmekte, önergenin aksine erişim engellemelerini bir çözüm olarak görmemektedir. Hatta sadece ilgili STK’lar değil, bugüne kadar sayısız toplantıda konuşan sayısız hukukçu, bürokrat, siyasetçi, internet yayıncısı yasayı aksi yönde eleştirmiştir. Bu önerge tüm bu görüşleri hiçe saymaktadır.
Önergede engellemelere gerekçe olarak ayrımcılığın gösterilmesiyse oldukça üzücüdür. Irkçılığa, nefret söylemine ve cinsiyetçiliğe sansürün çözüm olamayacağı ortadadır. Üstelik bu tarz yasaların ülkemizde ne şekilde yorumlanıp ve kullanıldığına dair birçok örneği görmüş olmamız, bu gerekçenin daha tehlikeli uygulamalara neden olacağı kaygısını yaratmaktadır.
Önerge şu anda yapılmakta olan alan adı temelli engellemenin yanı sıra IP ve URL temelli engellemelerin getirilmesini teklif etmektedir. Bununla birlikte “ve benzeri” gibi açık bir tanımlama kullanarak daha farklı ve tehlikeli yöntemlerin kullanılmasına da kapı aralamaktadır. Sadece IP ve URL temelli engelleme yöntemleri bile oldukça tedirgin edici ve tehlikelidir. URL temelli engellemenin aktif olarak kullanılması, internetimizin birkaç sene içerisinde Çin’den farkının kalmamasına neden olacaktır. Bunların gerçekleştirilmesi için İSS’lerin yapacağı kurulumlar ve değişiklikler biz kullanıcılara daha yavaş, daha fazla denetlenen ve gözetlenen bir internet olarak geri dönecektir.
Teklif edilen İSS Birliği ise hem ağ tarafsızlığını tehdit edecek, hem de büyük şirketlerin pazarı tamamen domine etmesine neden olacaktır. Bu birliğe sadece öngörülen engelleme ve denetleme altyapılarına sahip firmalar üye olabilecek ve birliğe üye olmayanlar internet servisi veremeyecek. Bu da irili ufaklı birçok şirketin kapanmasına, pazarın sadece büyük oyunculara kalmasına neden olacaktır. Piyasadaki aktör sayısının azalması, devletin kontrol ve denetimi daha kolay bir şekilde gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Rekabet ortamının zayıflaması, daha fazla denetim ve gözetim ile başta ağ tarafsızlığı olmak üzere birçok hak ve özgürlüğümüzü tehdit edecektir.
İnternet servis sağlayıcıların log (erişim kaydı) tutma süresi 1-2 yıl arası olarak öngörülmüştür. Bu süre oldukça uzundur. Kayıtların bu kadar geniş zamana yayılması faydasızdır. Ayrıca çeşitli amaçlarla profilleme ve daha kötüsü fişleme amaçlı kullanılması ihtimalini akla getirmektedir.
Tüm bunlara bakıldığında, düzenlemenin durumu daha da kötüye götürmekten başka bir sonucunun olmadığı ortadadır. 5651 nolu yasanın bu şekilde değiştirilmesi yasanın eleştirilen tüm yanlarının daha da güçlendirilmesi anlamına gelmektedir.
Türkiye’de İnternetin Durumu 2013 [1] raporumuzda da dikkat çektiğimiz üzere yapılması gereken yasak ve sansür politikalarını yaygınlaştırmak değil, sayısal uçuru daraltmak, kullanımı yaygınlaştırmak, yeni medya okuryazarlığını geliştirmektir.
Alternatif Bilişim Derneği olarak ifade özgürlüğünün ve ağ tarafsızlığının korunmasından; daha özgür, denetimin minimum olduğu, gözetimin hiç olmadığı, herkesin kendisini dilediğince ifade edip istediği bilgiye ulaşabildiği bir internetten yanayız. Bu düzenleme ise ifade özgürlüğünün kısıtlanmasını kolaylaştırmakta, ağ tarafsızlığını hiçe saymakta, bir tekel oluşturarak denetimin ve gözetimin internetimizde daha kolay bir şekilde gerçekleştirilmesine imkan tanımaktadır. Önergenin bu hâliyle kabul edilmesi, Türkiye’de internetin geri dönülemeyecek bir karanlığa gömülmesine neden olacaktır.
İnternet kullanıcıları adına yasa yapan vekillerin, kullanıcıları ve onları temsil eden STK’ları, konunun uzmanlarını, AİHM’in örnek kararını dikkate almaya çağırıyoruz.
Tüm yurttaşlarımızı da İnternet’e sahip çıkmaya, sansür, denetim ve gözetim çabalarına karşı yapılacak etkinliklere etkin şekilde destek olmaya çağırıyoruz.
6 Ocak 2014
Alternatif Bilişim Derneği