Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Çeşitli Odaların “1Mayıs” Açıklamaları


1 MAYIS… İŞÇİNİN, EMEKÇİNİN BAYRAMI… 

belli ki dağların denizlerin ve göllerin üzerinde
sıyrılıp gelmektedir seher belli ki yakındır
belli ki yakındır doğayı ve hayatı sarsacak saat…
     

 

1856 yılında Avustralyalı işçilerin insanca çalışma koşulları için başlattıkları hareket ilk işçi hareketinin başlangıcı olmuştur. 1886 yılının 1 Mayısında, Şikago kentinde, Amerikan İşçilerinin, yaşam koşullarını iyileştirmek amacı ile gittikleri 8 saatlik genel grev, şiddetle bastırılır;  4 işçi lideriyle birlikte 8 işçi idam edilir. 1889‘da 1 Mayıs Uluslararası İşçi Bayramı ilan edilir. Emekçiler, bütün dünyada, her 1 Mayısta, bu acı günü, daha mutlu bir yaşam mücadelesinin simgesi olarak anarlar. Dolayısıyla, acılı bir geçmişin anılarıyla, mutlu gelecek beklentilerinin buruk bir karmaşasıdır bu kutlama, bu bayram…

Türkiye, için de bu böyledir. Türkiye‘de de, 1 Mayıs denilince, herkesin aklına hemen 1 Mayıs 1977 gelir. Karanlık güçlerin, kirli ve kanlı elleri kullanarak provoke ettiği, güzel bir bahar gününü amansız bir paniğe dönüştürdüğü, o meşum gün… Ama hayat ve mücadele devam ediyor, edecek…

Oluşmuş sosyal politika ve sosyal güvenlik sisteminin tasfiye edildiği, kazanılmış hakların yitirildiği, iktisadi krizin tüm acımasızlığı ile çalışan kitleleri vurduğu bu dönemde, 2009 1 Mayısı, yeni ve daha köklü bir mücadele döneminin başlangıcı olacak gibi görünüyor.

– Milyonlarca kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı, gelir dağılımı yelpazesinin uçurumu andırdığı, sosyal ve mali politikalar ile gelirin yeniden dağılımının unutulduğu,

 -Gençlerin üçte birinin işsiz olduğu,

-İşsizlik artış oranının %3 ün üzerinde olduğu, %15,5 işsizlik oranı ile 3.000.000 insanın resmi-açık işsiz sayıldığı, iş aramaktan bıkanlar katılırsa, bu rakamın 5.000.000‘u aştığı, işsizlikte üst üste dünya rekorlarının kırıldığı,

-Ellerini neye kaldırdıklarının ayırdında olmayan vekillerin oyları ile sosyal güvenlik sisteminin tedricen tasfiye edildiği ve toplumsal sağlığın piyasalaştırılarak, özel sigortalara geniş alanlar açıldığı,

-Ortalama yaşam süresi 68 olmasına, yaşam ve sağlık standartlarının iyileştirilmemesine karşın, emeklilik yaşının 65‘ e yükseltildiği,

-Emekli maaş düzeyleri 500-900 TL iken, bunca işsizliğe karşın, -deliksiz- 7200 günü, diğer bir deyişle 20 yılı dolduran bir işçinin, yukarıda belirtilen maaş düzeylerinin ancak %40‘ını alabileceği,

-Çalışanların, ancak %6 sının örgütlenebildiği, örgütlenenlerin de işten çıkarıldığı,   

bir ülkede, çalışan kitlelerin, ciddi bir mücadele sürecine girmekten başka çareleri var mı?

Ayrıca, demokrasilerde, çalışan kitleleri “ayaklar” olarak görüp, nitelemek ve onlara böyle muamele etmek, 1 Mayıslarda, onları devletin kolluk güçlerine feci şekilde dövdürtmek, üzerlerine gaz ve basınçlı su sıktırarak vahşice “orantısız güç” kullanmak çok kaba, ayıp ve kötü bir şeydir… Tüm toplum kesimlerinin saygın olarak görülmesi ve hep birlikte “başın”, ortak aklın, sağduyunun oluşturulması ise vazgeçilmezdir…

Bugün Türkiye‘nin gereksinim duyduğu şey demokrasidir. 1 Mayıs 1977‘de 36 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği katliamın ardından 1 Mayıs ile özdeşleşen Taksim alanı kendi halkına, işçisine, emekçisine kapatılamaz. Aksine emekçilerin, işçilerin, halkın baskılara, saldırılara, tehditlere, cinayetlere, kışkırtmalara rağmen bedelini etiyle, kanıyla, gözyaşıyla ödediği bir tarihi içeren 1 Mayıs özde kabul görmeli ve Taksim kendi emekçisine, halkına, işçisine açılmalıdır. Yoksa diğer 160 ülkede İşçi ve Dayanışma Günü olarak kutlanan ve o günü tatil olması nedeniyle “onlarda var, bizde de olsun” mantığının ötesine geçilmediği görülecektir. Emekçilerin, işçi sınıfının, halkın yanında emeğe saygı ve hakların geliştirilmesine destek olunmadığı açığa çıkacaktır. 

Nihayet, meclisce de tescil edilen bayram kutlu olsun… Görülüyor ki; bundan böyle, sosyo-ekonomik alanda her kazanım sabırlı bir mücadele süreciyle elde edilerek özgün bir değer taşıyacak, “vazgeçilmezlik” mertebesine ulaşacaktır.

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak insanca yaşam, eşit, özgür, sömürüsüz, savaşsız, demokratik, çağdaş ve aydınlık bir yaşamı var etme mücadelesinde bütün emekçi ve işçilerle birlikte, emperyalizmin, kapitalizmin yaşadığı krizi halkın değil, kendilerinin ödemesi gerektiğini belirtmek ve işsizliğe, yoksulluğa, baskılara, sosyal yıkıma, ırkçılığa ve şovenizme karşı çıkmak için Uluslararası İşçi Bayramı‘nda, 1 Mayıs alanlarında yerlerimizi alacağız.

Dayanışmayı büyütmek, birlikte mücadeleyi yükseltmek üzere bizimle yürümek isteyenleri 1 Mayıs alanlarına çağırıyoruz.

Yaşasın 1 Mayıs!

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

 

 

İMO: HAYDİ 1 MAYISA! TAKSİM VE TÜM YASAKLI ALANLAR EMEKÇİLERE AÇILMALIDIR

Yoksulluğa, sömürüye ve yasaklara karşı
Haydi 1 Mayıs’a! Taksim ve tüm yasaklı alanlar emekçilere açılmalıdır

Yüzyılı aşkın bir süredir işçilerin, emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kabul edilen 1 Mayıs, temennimiz odur ki, 2009 yılında, tarihsel ve geleneksel anlamına uygun bir içerik ve biçimde kutlanacaktır.

1 Mayıs bunu hak etmektedir çünkü. 1 Mayıs’ı yoksulluğa, sömürüye, hak gaspına, yasaklara karşı mücadele etmenin simgesi kabul eden işçiler, emekçiler, işsizler bunu hak ediyor.

Türkiye’nin emekçileri, yoksulları uzun zamandır neoliberal politikaların kıskacında bir hayata mahkûm edilmiştir ve bu hayatı değiştirmenin yolu birlik, mücadele ve dayanışmadan geçmektedir, bu nedenle 1 Mayıs her zamankinden daha güçlü, daha kitlesel ve daha kararlı bir biçimde kutlanmalıdır.

Ekonomik krizin ağır faturasının emekçilerin üstüne çıkarıldığı, işsizliğin ülke tarihinin en yüksek düzeyine çıktığı, yoksulluğun toplumsal travma halini aldığı bir zaman diliminde karşılayacağımız 1 Mayıs, neoliberal ekonomik politikaların mağdur ettiği kesimlerin gasp edilen haklarına sahip çıkışının simgesi olarak kutlanacaktır.

Evet, 1 Mayıs bir güç gösterisidir; sömürülenlerin, ezilenlerin, ‘bu düzen böyle gitmez’ diyenlerin güçlerini gösterecekleri bir gündür. Buna ihtiyaç olup olmadığına dair tartışmaları ise ülkemizin sosyo-ekonomik yapısı ve siyasal tercihleriyle ilintili gerçekler dayanaksız kılmaktadır.

AKP iktidarı eliyle Türkiye, neoliberal politikaların laboratuar ülkesi haline getirilmiş, eğitim, sağlık, barınma, ulaşım gibi temel haklar paranın hükmüne terk edilmiş, özelleştirmeler yoluyla bütün toplumsal değerler ulusal ve uluslararası sermaye gruplarına peşkeş çekilmiş, bir taraftan toplumsal yaşam hızla muhafazakârlaştırılırken diğer taraftan da yolsuzluk, suiistimal, partizanca kadrolaşma toplumsal dokuyu bozacak düzeye ulaşmış; Türkiye’ye ABD’nin Ortadoğu’ya dönük emperyal emellerinin taşıyıcısı ülke olma rolü verilmiştir.

1 Mayıs günü ve 1 Mayıs’ın yasaksız kutlanacağı bütün alanlar emekçilerin itirazına ev sahipliği yapacaktır. 1 Mayıs AKP’ye, ABD’ye karşı çıkışın ete kemiğe büründüğü, sayısal göstergelerden daha çok gericiliğe, neoliberal politikalara ve barışa dönük politik kararlılığın sergilendiği bir gün olacaktır. 1 Mayıs’ta demokrasi ve özgürlük talebi dile gelecek, onurlu ve bağımsız bir dış politika vurgusu yapılacak, halkın söz ve karar sahibi olacağı gerçek demokrasi anlayışı taleplerin odağında yer alacaktır.

1 Mayıs emekçiler, işçiler açısından birlik, mücadele ve dayanışmanın simgesiyse, aynı şekilde Taksim, 1 Mayıs’la özdeşleşen bir meydandır. 1 Mayıs vesilesiyle yapılan ‘yasaklardan arındırılmış bir Türkiye’ çağrısının bir parçasını da Taksim Meydanı’nın yeniden 1 Mayıs kutlamalarına açılması oluşturmaktadır. Çünkü Türkiye tarihinin en karanlık oyunu 1977 1 Mayıs’ında sahnelenmiş ve onlarca emekçi Taksim’de katledilmiştir. O gün bu gündür Taksim, 1 Mayıs meydanı olmayı hak etmektedir.

İnşaat Mühendisleri Odası Taksim’in simgesel olsa da önem arz ettiğine inanmaktadır. Dünyanın her yerinde 1 Mayıs kentlerin en önemli meydanlarında kutlanmaktadır. İstanbul’da bu adres Taksim Meydanı’dır. 1 Mayıs günü Taksim’de sadece işçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü kutlanmayacaktır. Meydan aynı zamanda demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına sahip çıkan on binleri ağırlayacaktır. On binler ülke tarihinin bu en karanlık katliamını unutmadıklarını gösterecektir.

İnşaat Mühendisleri Odası, başta inşaat mühendisleri olmak üzere tüm çalışanların, işçilerin, emekçilerin 1 Mayısı kutlamakta, üyelerini tüm kentlerde 1 Mayıs’ı karşılamaya çağırmaktadır.

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası

 

 

MMO: MÜHENDİSLER, EŞİT, ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE İÇİN TMMOB ÇATISI ALTINDA 1 MAYIS ALANLARINDA OLACAKTIR

1 Mayıs Yoksulluk ve İşsizlikle Değil, Emeğin Haklarına Koşulsuz Saygı Duyulduğu ve İnsanca Bir Yaşam Tesis Edildiği Zaman Gerçek Bir Bayram Olarak Kutlanabilecektir 1 Mayıs Tarihsel Olarak Emekçilerin Birlik, Mücadele, Dayanışma Günüdür ve Şimdi Krize, İşsizliğe, Yoksulluğa Karşı Eşitlikçi, Özgürlükçü, Demokratik Bir Türkiye İçin Mücadele Zamanıdır

1 Mayıs’ın Türkiye’de kutlanışının 100. yılındayız. Ancak 1 Mayıs’ın Türkiye’de hep kesintili ve çoğu kez provokatif koşullarda kutlanabilmesi emeğin haklarının gerçekte ne durumda olduğunun bir göstergesidir. Dünyada 1 Mayıs, kentlerin en büyük meydanlarında kutlanırken, Taksim yasağı ve 1 Mayıs’ın her yıl provokasyonlar ve devlet şiddeti ile halk nezdinde korkulur bir gün olarak lanse edilmeye çalışılması, gerçekte, emek güçlerinin kitlesel buluşmasına ve emeğin sorunlarına tahammülsüzlükten kaynaklanmaktadır.

1 Mayıs’ın “bayram” ilan edilmesi, kriz koşulları ile birlikte emekçilerin ekonomik, sosyal haklarındaki son derece geri koşulları gizlemeye yönelik bir girişim olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. 1 Mayıs’ın, Taksim’de kutlanıp kutlanmaması bir yana, gerçek durum budur.

Bugün Türkiye, üretim, yatırım, istihdam, kapasite kullanımı, sanayi üretim endeksi ve talep alanlarındaki daralma ve aşırı iç-dış borçlanmada somutlanan bir kriz ile çalkalanmaktadır. Bu noktada şu husus çok açıktır: Bu krizin sorumlusu emekçiler değildir. Ancak işçilerden mühendislere bütün emekçiler, tüketimciliğin kamçılanması, vergi ve bölüşüm politikalarının çalışanlar aleyhine düzenlenmesi, yaygın işten çıkarmalar, ücret düşürmeler ve sosyal hak kısıtlamaları ile yüz yüzedir.

Bu koşullarda 1 Mayıs bütün emekçiler ve onların yanında saf tutan ilerici güçler için özel bir anlam taşımaktadır. Çünkü yoksulluk sınırındaki insan sayısı 15 milyonu aşmış, işsizlik % 30’lara doğru tırmanmış ve istihdamın % 43’ü kayıt dışı ve herhangi bir sosyal güvenceye bağlı olmaksızın çalışmaktadır. İşsizlik fonu amacına uygun olarak kullanılmamakta, temel tüketim, gıda maddeleri ve ilaçta yüksek KDV gibi ek vergilendirmeler, ulaşım, ısınma, aydınlatmada yüksek zamlar uygulanmakta, asgari ücret çok düşük, çalışanlardan alınan gelir vergisi yüksek tutulmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği politikaları 50’den az işçi çalıştıran toplam işyerlerinin % 98,5’inde bulunmamaktadır. İş Yasası esnek ve kuralsız çalışmayı, işçileri alt işverenlere kiralamayı, taşeronlaştırmayı yaygınlaştırmakta; kıdem tazminatları, fazla mesai ücretleri, sendikal hak ve yetkileri budamaktadır. Serbestleştirme, kuralsızlaştırma ve özelleştirmeler, Sosyal Güvenlik, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasaları ile çalışma yaşamı ve toplumsal yaşam insani vasıflardan uzaklaştırılmıştır.

MMO üyesi mühendisler, eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye talebiyle TMMOB çatısı altında, bütün çalışanlar ile birlik ve dayanışma içinde, bütün 1 Mayıs alanlarında olacaktır.

Mühendislik, meslek ve meslektaş sorunlarının ülke sorunlarından ayrılamayacağı gerçeğinden hareketle; sanayileşmiş, demokratik, barış içinde, yaşanabilir başka bir Türkiye özlem ve iradesi, emek ve demokrasi güçleriyle birlikte 1 Mayıs’ta alanlarda yankılanacaktır.

Emin KORAMAZ
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

JMO: YAŞASIN 1 MAYIS

Küresel kapitalizme, emperyalizme, sömürüye, gericiliğe, ırkçılığa karşı mücadele bayrağını daha da yükselteceğimiz 1 Mayıs 2009‘da alanlarda çoğalalım!

Tüm dünyada yüzmilyonlarca emekçi, uluslar arası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs‘ı kutlamaya hazırlanıyor. Ülkemizde de, sömürüsüz, savaşsız bir dünya için sesimizi yükseltmek, insanca bir yaşam için taleplerimizi dile getirmek, başka bir dünyanın mümkün olduğunu haykırmak için alanlarda olacağız.

1 Mayıs, küresel kapitalizme, emperyalizme, sömürüye, gericiliğe, ırkçılığa karşı mücadele bayrağını daha da yükselteceğimiz gündür !

30 yıldır yasaklanmasına, her türlü baskıya, tehdide rağmen her yıl kutlanan 1 Mayısın 100. yılında, 1 mayıslarda kaybettiklerimizi saygıyla anıyor, 12 eylül faşist darbesine giden yolda bir kilometre taşı olan 36 insanımızı kaybettiğimiz 1 mayıs 1977 katliamının aydınlatılmasını, bizce belli olan faillerinin ortaya çıkarılmasının gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz ve 1 mayıs 1977 nin unutturulmaması için, 36 insanımızı kaybettiğimiz 1 Mayısla özdeşleşmiş, 1 Mayıs Meydanı‘nda, Taksim de 1 Mayıs kutlanmalıdır diyoruz.

Küresel kapitalizmin krizinin teğet geçmeyerek en fazla tahribat yarattığı ülkemizde krizin faturasını ödemeyip ödettirmek için, 123 yıl önce 8 saatlik iş günü kazanıldığı halde bu gün 12-13 saatlik iş gününe, esnek çalışmaya, düşük ücrete, kötü çalışma koşullarına, işsizliğe, yoksullaşmaya, sömürüye, savaşlara karşı verilecek mücadelenin ve dayanışmanın yükseltilmesi için 2009 1 Mayısı daha bir önem taşımaktadır. 2009 1 Mayıs‘ı, coğrafyamızda savaş tamtamlarının susması, barışın tesisi, yayılmacı/emperyalist politikalara karşı yeniden saf tutma zamanıdır.

1 Mayıs‘ta alanlarda emperyalizme, ırkçılığa, faşizme, yoksulluğa karşı birlik, mücadele ve dayanışma bayrağımızı yükselteceğiz.

1 Mayıs‘ta alanlarda “savaşsız, sömürüsüz bir dünya” için buluşacağız.

Barış içinde kardeşçe gönüllü bir arada yaşamı yaratmak için çoğalacağız.

1 Mayıs‘ta alanlarda “Başka bir yaşam, başka bir Dünya mümkün” diyenler olarak buluşacağız.

1 Mayıs ta tüm örgütümüzle alanlarda olacağız.

Haydi 1 Mayıs‘ta Alanlarda Çoğalalım!

Yaşasın işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs !

TMMOB
JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

 

 

KMO: YAŞASIN İŞÇİLERİN, EMEKÇİLERİN BİRLİK VE DAYANIŞMA GÜNÜ! YAŞASIN 1 MAYIS!

Ülkemizde yakın zamanda “Emek ve Dayanışma Günü” olarak ilan edilen 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin bayramı olarak kutlanmasının temelleri 1800’lere uzanmaktadır.

1886’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Şikago kentinde, kapitalizmin yoğun sömürüsüne, günde 14-16 saat çalışmaya karşı 8 saatlik işgünü talebiyle çıkan yüz binlerce işçi tarafından genel grev başlatılmıştır. 8 saatlik işgünü talebi daha sonra Avrupa’ya da yayılmış ve 1 Mayıs 1899’da tüm dünya işçileri tarafından genel greve gidilmiştir. Bu uzun mücadelenin sonucunda kapitalist ülkelerde değişik zamanlarda 8 saatlik işgünü hakkı kazanılmış ve 1 Mayısların işçi ve emekçilerin bayramı olarak kutlanması geleneği yerleşmiştir.

Ülkemizde işçiler 8 saatlik işgünü talebiyle ilk kez 1906’da 1 Mayıs’ı kutlamışlardır. Türkiye işçi sınıfının 8 saatlik işgünü hakkını almak için giriştiği mücadelenin karşısında 1924 yılında İstanbul’da işçilerin üzerine kolluk güçleri gönderilmiş ve birçok kişi öldürülmüştür. Bir yıl sonra çıkarılan bir yasa ile da 1 Mayıs “bahar bayramı” ilan edilmiştir.

Uzun yıllardan sonra, ilk kez 1976’da, ülkemizde 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin bayramı olarak kutlanması gerçekleşmiştir. 1977’de ise yaklaşık bir milyon işçi ve emekçinin Taksim meydanındaki katılımıyla görkemli bir biçimde kutlanan 1 Mayıs, işçi, emekçi sınıf ve tabakalar arasındaki dayanışmanın güçlenmesinden endişe duyan güçler tarafından bir kitle katliamıyla kana bulanmıştır.

İşçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma ve mücadele günü olan “1 Mayıs”ı yaratan ve doğuran etkenler tarih boyunca, ya çarpıtılmış ya da tarihi gerekçeleri saptırılarak provoke edilmeye çalışılmıştır. Ama bu sınıf dayanışması hiçbir zaman engellenememiştir.

Geçtiğimiz senelerde yaşananları unutturmamak için Taksim meydanında yapılmak istenen gösteriler kolluk güçlerinin “orantısız güç”üne maruz kalmıştır. Gerektiğinde yılbaşı kutlamaları, milli maç, polis haftası vb. etkinliklere açılan taksim meydanı emekçi sınıflar için “tehlike” oluşturur endişesi yaratmaktadır.

Siyasal iktidar taksimi emekçilere kapatırken adeta sus payı verircesine, daha önce zarar olarak nitelendirdiği 1 Mayıs’ı resmi tatil ilan etmiştir. 1 Mayıs’ın tatil olması siyasal iktidarın lütfu değil, emekçi sınıfların mücadelesi ile yıllar önce kazanılmış bir hakkın geri verilmesidir.

Geçen her sene emekçi sınıfların aleyhine işlemektedir. Derinleşen ekonomik ve siyasal kriz emekçi sınıflar üzerinde ciddi baskılar yaratmakta krizin bedelini her zaman olduğu gibi işsiz kalan emekçiler ödemektedir. Ekonomiye IMF ve AB politikaları yön vermekte, hükümet emekçilerin ve halkın taleplerini dikkate almamaktadır. Ülke kaynakları, yağma ve talan politikalarıyla uluslararası sermayeye teslim edilmektedir.

Başkanı ile kirlenmiş imajını düzeltmeye çalışan ABD, orta doğudaki düzenlemelerine devam etmekte, Suriye ve İran’ı hedef göstererek, bölgede yeni çatışmalara zemin hazırlamaktadır. Ülkemize bu tabloda emperyalistler tarafından, askerimizi “en iyi ihraç malı” görerek taşeron rolü biçilmektedir.

Siyasi gerilimlerin yarattığı siyasal, ekonomik ve sosyal tahribat yaratılmaya çalışılmakta, yeni provokasyonlarla birlikte gerilimler tetiklenerek emekçi halklar karşı karşıya getirilmek istenmektedir. Bu girişimlerine karşı, inatla barışı, demokrasiyi, halkların kardeşliğini, emekçilerin birlik ve dayanışma gününde daha güçlü haykırmamız gerekmektedir.

1 Mayıs 2009’a yenidünya düzenin bütün iddia ve argümanlarıyla iflas ettiği ve çöktüğü bir dönemde on binlerce emekçinin iş, aş ve ekmeğini kaybettiği ve ekonomik krizin derinleştiği, sarsıntıların tsunamiye dönüştüğü bir süreçte giriyoruz.

Tüm üyelerimizi böyle bir ortamda, tüm emekçilerle birlikte İşsizlik, açlık ve sefalete karşı demokrasi taleplerinin haykırıldığı alanlarda, TMMOB pankartı altında 1 Mayıs’ı kutlamaya çağırıyoruz.

TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu


Exit mobile version