Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 16 Mart Salı günü aldığı bir kararla 24 öğrencinin Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği‘ne göre tasdikname verilmesini onayladı… Neden? Çekmeköy‘deki Mehmetçik Lisesi‘nden 200 öğrenci, Tekel işçilerine destek vermek için “Tekel işçileri yalnız değildir!” diyerek slogan atmışlardı… Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı, 96 öğrencisini izlemeye aldı ve öğrencilerin gün gün saat saat yaptıkları eylem ve işlemleri tutanak haline getirdi. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı, öğrencilere soruşturma açmakla da yetinmedi, öğrencileri bir de velilerine şikayet etti. 96 öğrencinin ailelerine Hacettepe Üniversitesi Genel Sekreterliği imzasıyla gönderilen ve “Değerli Velimiz” diye başlayan yazıda, öğrencilerin katıldığı eylem ve cezaları gösterir bir belge de yeraldı. Ancak daha sonra üniversite yönetimi geri adım atarak soruşturmadan vazgeçti…. Neden? Aynı şekilde Hacettepe Üniversitesi‘nde 23 Aralık 2009 da 96 öğrenci TEKEL işçilerine destek vermek için kampuste eylem yapmıştı…

Türkiye‘de toplumsal ve siyasal mücadelelerin geliştiği her evrede gençlik hareketi mücadelenin en dinamik gücünü oluşturmuştur. Bu bakımdan gençlik hareketi, siyasal ve toplumsal mücadelenin seyrine göre gelişir, bazen sel olur, bazen durgun akan su, dipten gelen dalga gibidir. Okulla hayat arasında, öğrencilerle emekçiler arasında, eğitim ve kültür alanıyla iş ve emek arasında sağlam ve kalıcı bağlar kurulmalıdır. Eğer öğrenciler işçilerin ve emekçilerin mücadelelerine duyarsız kalırsa, onlara destek vermezse; işçilerin ve emekçilerin öğrenci hareketine ilgi duyması ve destek vermesi; başka bir ifadeyle bu iki hareketin aynı kulvarda yürümesi sağlanamaz.

Sistemli bilinçsizleştirme, apolitikleştirme kapitalizmin politik çizgisidir. Özellikle bir toplumun temel dinamiği olan gençler bu sindirme politikasının seçilmiş hedefleridir. Eğitim sistemleri düşünen, sorgulayan değil itaat eden bir gençlik yetiştirmek için ellerinden geleni yapmakta, kendi düşüncelerini savunacak dar bakışlı bireyler yetiştirmektedirler. Bütçeden eğitime, kültüre ve sosyal politikalara ayrılan oranlar yerlerde sürünmektedir. Eğitim har(a)çlarına % 100 zam yapan zihniyetin asgari ücreti açlık sınırında tutması ve çalışanlara %7.5 oranında zam yapması, ayrıca özelleştirmeler sonucu çalışanların iş güvencelerinin yok edilmesi gençlerin geleceklerinin nasıl karamsar bir sürece taşındığını göstermektedir.

TEKEL‘in özelleştirilmesinin sonuçları rakamlardan açıklıkla görüldüğü gibi, üretim alanlarının kapatılması, binlerce kişinin işsiz kalması ve tarımsal üretime ket vurulması olmuştur. Tekel işçileri özelleştirmeye karşı mücadeleyi çocuklarının geleceği için vermişlerdir. Bugün, Tekel işçilerinin direnişinin bitmediğini direnişin her geçen gün büyüdüğünü görüyoruz. Öğrenciler bugün okullarında sosyal ve siyasal niteliklerinden dolayı ayrımcılığa uğrarken, tembel veya zeki diyerek yoksul veya zengin olarak ayrıştırılırken, yarın çalışmaya başladıklarında, işçi, emekçi olduklarında vahşi kapitalizmin varoluş sebeplerinden dolayı aynı sömürüyle karşı karşıya geleceklerdir. Emekçilerin haklarını aradığı, direniş gösterdiği her yerde, her bölgede, her şehirde gençler ve öğrenciler de emekçilerin sesine ses katmalılar. Çünkü emekçilerin onurlu mücadelesi aydınlık ve özgür geleceğe yol gösteriyor, onların kararlılığı ve inancı gençlerin bedenlerinde büyüyor.

Bugün Tekel işçisine gaz sıkan cop vuran bu anlayışın karşısında her geçen gün çoğalarak büyümekteyiz, Ankara‘da Tekel‘de, İstanbul‘da İtfaiye‘de direnenlerin; Tekel işçisine koşulsuz destek veren gençlerin, öğrencilerin yanındayız.

Gün mücadele ve direnişi büyütme günüdür. Gün emekçilerin haklarını arama günüdür…

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

MART 2010