Metal fabrikalarında DİSK Birleşik Metal İş’e üye 15 bin işçinin grev kararlılığı sürerken sürecin bir de izleyenleri var, toplu iş sözleşmesindeki her güvence talebinin aslında muhatabı olan mühendisler. Metal iş kolunda makina mühendisleri, elektrik mühendisleri, endüstri mühendisleri, bilgisayar mühendisleri, metalurji-malzeme mühendisleri ve imalat-kontrol mühendisleri çalışıyor. Mühendislerin fabrikalardaki çalışma koşulları onları grevin asli unsurlarından biri haline getiriyor.
Birleşik Metal-İş’in verilerine göre fabrikalarda mühendislerin haftalık çalışma saatleri 50 saat ve üzerinde. İşe yeni başlayan mühendisler 2000TL’nin altında ücret alıyor. Yani metal işkolunda mühendisler de düşük ücretlerle çalışıyor.
Yasal engel olmamasına rağmen mühendisler toplu iş sözleşmesinin dışında bırakılıyor. Mühendisler çalışma biçimlerinin ötesinde hayallere ve umutlara sahip olsalar da güvencesizlikleri mühendisleri grevin parçası haline getiriyor. İçinde olmamayı tercih etseler de..
Sen bizdensin greve ‘hayır’ de
AKP’nin Sendikalar ve Toplu Sözleşme Yasası’nda yaptığı değişiklik sonrasında işyerlerinde grev oylamasına sendikaya üye olmayan işçiler de dahil edilmişti. Böylece patronların sendikaya üye olmayan işçilere uygulayacakları baskıyla grev kararının çıkışı zorlaştırılmıştı. Nitekim öyle de oldu. Fabrikalarda grev oylamaları gerçekleştirilirken Alstom, Ejot Tezmak ve Paksan başta olmak üzere bazı fabrikalarda mühendisler, karar alma süreçlerinde patronlar tarafından kendi ‘beka’ları ve şirketin ‘yüksek çıkarları’ adına grev oylamasında hayır oyu vermeye zorlandı. Yine Alstom’da mühendisler işten çıkarılmakla, iş tanımları dışındaki işlerde çalıştırılmakla, prim kesintisine uğramakla tehdit edildi.
Tek başına kurtulmak mümkün değil
Grev oylamalarında üzerlerinde baskıyla giren mühendisler belki de işçilerin bir arada duruşlarını içtenlikle, özenerek izledi. Tek başına kurtulmanın mümkün olmadığı bu sistemde örgütlülük ihtiyacını, haklarını arayabilecekleri bir zeminin ihtiyacını yeniden hissettiler. Fabrika yönetimlerinin baskısının hissedilmediği yerlerde örneğin Schneider’de, mühendisler “greve evet” dedi. Alstom’da grev kararı çıkmaması için oylamalarda mühendislere ‘greve hayır’ kararı vermeleri yönünde baskı yapıldı. Kararın kendilerine ait olduğunu söyleyen beş mühendis şirket çıkarlarını yok saymak ile şuçlansa da grev kararını belirleme haklarından vazgeçmedi.
Mühendisler sendikaya, sendikalar mühendislere uzak
Mühendislerin çok düşük bir yüzdesi bulundukları iş kolundaki sendikaya üye. TMMOB’nin 2007 yılındaki verilerine göre mühendislerin sadece %17.2’si sendikalı. Kamuda çalışan mühendisler çıkarıldığında oran %10’ların altına iniyor. Bu durum grevin parçası olan mühendislerin, grev sürecindeki baskılara karşı bir başlarına olduğunu gösteriyor. Sendikaların da mühendislere yakın olduğunu söylemek zor. Bu durum grevin öznelerinden biri olan mühendisleri, kendileriyle aynı çıkarlara sahip işçilerin dört elle sarıldığı grevde dışarıdan bir unsur haline getiriyor. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın beyaz yakalılara yaptığı grev çağrısında ‘grev oylamalarına evet de ya da çekimser kal!’ ifadesi, mühendisleri örgütleme ya da mücadelenin öznesi yapma iddiasının taşınmadığını gösteriyor.
Oysa mücadelenin ortaklaşması güvence mücadelesi için oldukça önemli. Grev süreci, mühendisler için sendikayı mücadele örgütü, sendika için mühendisleri mücadele öznesi düzlemine taşıyabilir. Mühendisler haklarını greve tarafsız kalarak değil, tersine her türlü baskı ve engele rağmen greve sahip çıkarak, bir adım sonra kendi yaşamına sahip çıkabilecek. Grevin sadece mühendis olmayan işçiler için olduğunu farz etmek, batan gemide mürettebatın ölmeyeceğini düşünmekten öte değil. Emek sömürüsünün sınırının olmadığı bu düzende, seyirci kalmak mümkün değil. Mühendisler bu çemberin ya içinde, ya da içinde..
Ersin Kiriş
Politeknik YK Üyesi