XXI yayın organında kentsel toplumsal hareketlere ilişkin özel bir yer ayrılması çok sevindirici.1 Zira iktidarın güç istenci, sermayenin de birikim yaratma amacıyla icat ettiği mega projeler ortamında, buna direnç gösteren hareketlere daha çok söz ortamı sağlanması gerektiğine inanıyorum. Hele de bu ortamın, bizim mesleğimiz gibi mekan kurucu bir alanın aktarım
İstanbul deyince aklıma martı gelir Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş Bedri Rahmi Eyüboğlu Kentsel Mekânın Dubaileştirilmesi Dubaileşme ya da Dubaileştirilme[1] literatüre çok yakınlarda giren bir kavram. Bir zamanların mütevazı balıkçı kasabası ve kaçakçıların sığınağı Dubai’nin, Körfez sermayesi tarafından keşfiyle, gösterinin ve imajın ölçütünün şirazesinden çıktığı, tüketim çılgınlığının
Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Gül Köksal ve mimarlık öğrencilerinin öncülüğünde oluşturulan “Başka Bir Atölye” Kocaeli Saraylı Köyü’nde buluştu. Mimarlık eğitimini kampüs sınırları dışına çıkaran, mekanla türlü bağlar kurmayı, mekanı her açıdan incelemeyi, tartışmayı hedefleyen atölye Saraylı Köyü’nde köylülerle, çocuklarla birlikte yaşam alanları üzerine
Önce geçmişi hatırlayalım: İstanbul’daki Haliç Tersaneleri -Haliç, Camiatı ve Taşkızak- 1990’larda başlayan özelleştirme ile zaman içinde işlevsizleştirildi ve 2000-2014 arası neredeyse tamamen kapatıldı. Haliç Port diye kodladığımız, Haliç Tersaneleri çevresini kapsayan “gayrimenkul projesi”nin ihalesini 2013 yılında, hükümete yakınlığıyla bilinen, Fettah Tamince’nin sahibi olduğu Rixos Grup aldı. Grup burayı devletten 4