Erdoğan ‘Rus doğalgazı olmasa da olur’ dedi, peki ne olur?
Rus doğalgazı
Spread the love

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Katar yolculuğunda gazetecilerle Rusya krizini konuştu. Konu doğalgaza geldi, elbetteki Erdoğan’ın söyleyecekleri vardı. Erdoğan, ‘Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık biliyorsunuz, doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir. Kaldı ki Rus doğalgazı olmazsa biz yandık bittik diye bir durum yok. Rusya dışında birçok ülkeden doğalgaz aldığımızı zaten dile getirdim.‘ ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın sözleri yorumlanacak olursa doğalgazın Türkiye’de yalnızca ısınma amaçlı kullanılması gerekiyor. Rusya doğalgaz vanalarını kestiğinde kış aylarında halkın battaniye altında ısınmasıyla da sorun çözülmüş oluyor. Halk kışı battaniyelerle çileli geçirebilir ama çekilmeyecek bir çile de değil!

Peki Türkiye’de yalnızca ısınma ile sınırlı kalmayan, elektrik üretiminde ve sanayide kullanılan doğalgazı Rusya keserse ne olur?

Doğalgaz ve elektrik üretimi
2015 yılında anlık en yüksek elektrik talebi 43000 MW olarak gerçekleşti. Bunun anlamı o anda 43000 MW’lık bir kapasitenin mutlaka çalışır olması gerektiğidir. Bu kapasiteyi sağlamak için yedekleri ile birlikte yaklaşık 55000 MW’lık bir kapasitenin hazır halde tutulması gerekir. Türkiye’de elektrik kurulu gücü 72.455MW’tır. 17000 MW civarında kapasite fazlası var.

72455 MW toplam kurulu gücün 21305 MW’ı doğalgaz santrallarına ait. Tamamı devre dışı kaldığında 4300 MW eksik kapasite oluşacak gibi görünüyor. Ancak Kurulu gücün içerisinde yer alan 14787 MW’lık kömür santrallarının tamamının çalışmaya hazır olduğunu düşünmek yanıltıcı. Kamuya ait olan büyük kapasiteli kömürlü termik santrallarının çalışabilir haldeki güçleri kurulu güçlerinden düşük. 14787 MW olarak görünen kömürlü termik santralların fiili kurulu güçleri 10000 MW civarında düşünülmeli. Özel sektöre ait termik santralları da her an devreye girmesi için sıcak tutulması gerekirken istenilen kar oranı elde edilmediğinde sermayenin santralleri kapattığı biliniyor. 31 Mart 2015’te Türkiye’nin elektrik sisteminin bu sebeple çöktüğü unutulmamalı. Başka bir ifade ile özel sektörün ürettiği elektrik çantada keklik değil! Elektrik üretiminden elde edilecek gelirin santral sahiplerinin istediği kar oranlarında tutulması gerekiyor.

Türkiye’de elektrik sektörünün piyasalaşması ve elektrik santrallerinin özelleştirilmesiyle elektrik üretimininde yer alması sonucu, güvenilir kapasite olarak görünen barajlı hidroelektrik santralleri, kömürlü ve doğalgaz termik santrallerinin hiç bir güvenilirliği kalmamıştır. 72455 MW fazla kapasite ile sistemi çökertebilen elektrik yönetiminin doğalgazlı santralların devre dışı kaldığı 51000 MW kapasite ile sistemi idare edebileceği düşünülemez.

Doğalgaz ve sanayi
Türkiye’de kullanılan toplam elektriğin yaklaşık yarısını sanayi tüketiyor. Sanayinin çarkları dönsün diye özellikle dağıtım şirketlerine bağlı olmadan, TEİAŞ’dan(Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) doğrudan elektrik alan Organize Sanayi Bölgeleri ve yüksek gerilim abonelerine öncelik verilse dahi sanayi çarklarının dönmesi o kadar da kolay olmayacak. Özellikle doğalgaz kullanımı ile üretimlerini sürdüren sektörler üretimlerini yapamaz hale geleceklerdir. Çoğunluğu AKP’nin yandaş şirketlerine ait elektrik dağıtım şirketleri de olumsuz etkilenecek.

Rusya dışındaki ülkelerden doğalgaz temini
Türkiye doğalgaz ithalatının %55’ini Rusya’dan yapıyor. İran’dan ithal edilen doğalgaz ise %18. Rusya ve İran’ın ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda Rusya’nın doğalgaz vanalarını İran’la birlikte kullanabileceği söylenebilir. Bu durumda Türkiye’nin ithal ettiği doğalgazın yaklaşık %75’ini gözden çıkarması gerekir.

Tüm bu sebeplerle yorgan, battaniye altlarında çile çekmeye hazır olan bir halk olsa bile, elektrik üretimi ve sanayide kullanılan doğalgaz düşünüldüğünde bu çilenin çok büyük bir ekonomik çileye dönüşeceği aşikardır.

Politeknik


Spread the love