Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

EMO İstanbul Şube’de 15-16 Haziran Direnişi ve Tuzla Gerçeği Etkinliği Yapıldı


15 -16 Haziran Direnişi ve Tuzla Gerçeği adlı etkinlik EMO İstanbul Şube Alaeddin Anahtarcı Toplantı salonunda 14 Haziran günü gerçekleştirildi. Etkinlikte 78’liler Girişimi tarafından hazırlanan 15-16 Haziran Belgeseli gösterildi ve ardından da DİSK eski yöneticisi ve Büyük İşçi Direnişi’nin tanığı Mehmet Atay ile Gemi Mühendisleri Odası temsilcisi Zuhal Can konuşmacı olarak yer aldılar.

Etkinlik saat 16.30’da ilk olarak 78’liler Girişimi tarafından ‘30. Yıl Etkinlikleri’ çerçevesinde hazırlanan 15-16 Haziran Belgeselinin gösterimi ile başladı.

Ardından EMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu yedek üyesi Selami Yılmaz bir açılış konuşması yaptı.

Daha sonra ise etkinliğin söyleşi kısmına geçildi. Bu kısımda Mehmet Atay söz aldı. Atay konuşmasında genel olarak DİSK’in kuruluş sürecini ve buna paralel olarak 60’lardan itibaren gerçekleşen toplumsal mücadelelerin yükseliş dönemini özetledi.

Atay’ın konuşmasında vurgu yaptığı noktalara kısaca değinmek gerekirse:

<!–[TİP’in siyasetteki ve meclisteki etkisi arttıkça bunu engellemeye yönelik yasal düzenlemeler (seçim yasasının değiştirilmesi) gündeme geldi. Ayrıca Türk-İş yönetimi de komünizmi tel’in mitingleri, Çalışanlar Partisi girişimleri, sendikacıların yoğun olarak ABD’de eğitimi… gibi adımlarla bu sürece destek veriyordu. Bu durum işçi sınıfı içindeki ilerici-devrimci inisiyatifleri bir arada davranmaya itti ve DİSK’i oluşturacak ve örgütleyecek süreci tetikledi. Ayrıca Sungurlar, Kavel, … grevleri gibi eylemler işçi sınıfı içindeki bu saflaşmaları derinleştirdi. Günden güne yükselen işçi hareketleri beraberinde TİP ile birlikte DİSK’in engellenmesi sürecini de gündeme getirdi. 15-16 Haziran direnişi de aslında bu engellenmeye karşı işçi sınıfının ve solun verdiği yanıttır.

<!–[DİSK 1967’de kurulduğunda 30 bin üyesi vardı. 1980’e gelindiğinde 600 bin üyesi vardı. Bu durum 15-16 Haziran’ın işçi sınıfı örgütlenmesine etkisini açıkça gösteriyor.

Mehmet Atay’ın konuşmasının ardından tersane işçilerinin 16 Haziran grevi ile ilgili olarak kısa bir slayt gösterimi yapıldı. Gösterimden sonra Tuzla tersanelerinde yaşananları ve havzada 16 Haziran’da gerçekleşecek grevin nedenleri hakkında konuşmak üzere GMO’dan Zuhal Can söz aldı.

Zuhal Can’ın konuşmasında kesitler:

Tersanelerdeki temel sorun olan iş kazalarının bu kadar büyük boyutlarda olmasının nedeni tersane patronlarının varolan mevzuatları uygulamaması, devletin de uygulanmadığını denetlememesidir.

GMO, sürece daha etkin müdahale edebilmek için son dönemde İşçi Sağlığı İş Güvenliği (İSİG) komisyonu oluşturdu.

Tuzla’yı Yalova’ya taşıma projesi bir aldatmaca. Yalova’da tersane başına öngörülen alan Tuzla’dan daha küçük.

Kalıcı çözümün temeli İSİG’in bir yaşam-çalışma kültürü haline getirilmesidir. Bunun için de tersaneler İSİG kurallarını uygulayacak hale getirilmelidir. Bağımsız denetçi bir komisyon oluşturularak İSİG kuralları hayata geçirilebilir.

Tersanelere verilen kapatma ve para cezaları göstermelik. Bunların hiçbiri İSİG kuralları uygulanmadığı için değil.

Tersane sektörünün yoğunlaşmasının nedeni geçtiğimiz yıllarda alınan bir kararla 15 yaşından büyük gemilerin belli başlı limanlar alınmaması. Bu yoğunlaşma dünyadaki tüm tersaneler için geçerli.Asya (Kore, Çin, Japonya…) tersaneleri büyük boyutta gemiler üretiyor. Orta-Küçük gemi üretimi ise ağırlıklı olarak Türkiye ve Avrupa’da yapılıyor.Türkiye’de ucuz işçilik ön plana çıkıyor.

Taşeronlaştırma maliyet düşürmez. Sadece esas işverenin personel-işçi sorumluluğunu üzerinden atmasını ve sendikalaşmayı engellemesini sağlıyor.

Can’ın konuşmasından sonra söz alan bir izleyici güvenceli çalışma hakkı mücadelesinde Tuzla’nın bir bayrak, buzdağının görünen yüzü olduğunu belirterek, “TMMOB ve mühendisler olarak insanca koşullarda çalışma hakkı mücadelesini Tuzla’nın dışına, çalıştığımız işyerlerine nasıl çıkarabiliriz. Bunun için düşünmek ve çaba sarf etmek gerekir” dedi.

Yaklaşık 25 kişinin katıldığı etkinlik karşılıklı sohbetlerle öngörülenden oldukça geç bir saatte 20.00’de sona erdi.

Politeknik- İstanbul

 

 


Exit mobile version