EMO: “Demokrasi Görüntüsünde Faşizm”

Ülkemizde iktidara karşı eleştirel olan her türlü harekete otoriter bir anlayışla müdahale edilmektedir. Medyada köşe yazarlarının işten atılmasına uzanan baskılar, siyasal iktidara sempati duymanın ötesinde egemen medyanın parti gazetelerine dönüş süreci, iktidara bağlı yargı organlarının oluşturulması, yargı süreçlerinde yaşanan çifte standartlar,  işçilerin hak arayış mücadelelerine karşı gösterilen sert tepkiler, üniversitelerde kadrolaşma ve YÖK eliyle yaratılan baskı ortamı hemen bir çırpıda sayılabilecek gelişmelerdir.
 
Son olarak üniversite öğrencilerine gösterilen tepkiler “demokratikleşme” söyleminin iktidar tarafından nasıl içinin boşaltıldığını göstermektedir. Sürekli bir demokratikleşmeden söz edilmekte, ancak bu demokratikleşme yalnızca iktidar ve yandaşı ideolojiler için geçerli kılınmak istenmektedir. Bunun dışında kalan her türlü söyleme karşı tahammülsüzlüğün ötesinde en yetkili ağızlardan sert söylemlerle, halkın refahı için var olan devlet organları harekete geçirilmektedir.
İktidara karşı olan her türlü eylem ve hareket için inanılmaz örgüt bağlantıları kurma arayışları bulunmaktadır. Tüm bunlar bir yana silah ve yumurtayı aynı kefeye koyan bir anlayışla karşı karşıya kalmak bile demokrasiden ne kadar uzak olduğumuzun en basit göstergesidir.
Son 1-2 ay içerisinde üniversitelere karakol kurma girişimi, türbana özgürlük söylemiyle farklı düşünen öğrencilere konulan okul yasağı, Başbakan‘ı protesto eden öğrencilere verilen cezalar, Dolmabahçe‘de iktidarın üniversite rektörleriyle yaptığı toplantıyı protesto etmek isteyen öğrencilere yapılan sert müdahaleler, Ankara‘da yaşanan yumurtalı eylemlerin ardından geliştirilen darbeciliğe uzanan söylemleri Elektrik Mühendisleri Odası olarak kınıyoruz. İktidar ve yandaşları “birilerinin düğmeye bastığını” iddia ediyorlar. Düğmeye basanı uzakta aramalarına gerek yok. Üniversitelerde yarattıkları baskı ortamına, bilimsel ve düşünsel özgürlükten uzak yapılanmaya, harçlara yaptıkları zamlara, öğrencilerin barınma haklarını yok sayarak oy deposu olarak gördükleri cemaat yurtlarına yer açma girişimlerine bakmaları yeterlidir. Düğmeye bizzat AKP basmıştır.          
Ne yazık ki ülkemizde siyasal iktidar her tarafta bas bas demokratikleşme derken, en temel haklarımız bile yok edilmektedir. Bunun son örneği insanların hak arama mücadelesini yok eden bir düzenleme olan özelleştirme ile ilgili mahkemelerin verdiği yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının uygulanmayacağına yönelik bir hükmün Torba Yasa‘ya eklenmiş olmasıdır. İnsanların demokratik ve hukuki yollardan hak arama yöntemlerinin yok edilmesi, tepkilerin sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılması kabul edilemez.
Elektrik Mühendisleri Odası olarak, yurt çapında örgütümüzü temsil eden 14 şubemizin yöneticileriyle haftasonunda gerçekleştireceğimiz koordinasyon toplantısında, üniversitelerdeki baskı ortamı dahil olmak üzere ülkemizin güncel sorunlarını ve mesleki alanlarımıza yönelik yapılan saldırıları ele alacağız. Bu çerçevede yurttaşlara  zam olarak yansıyan ve gelecek dönemde de yeni zamların işaretini yakan elektrik dağıtım özelleştirme ihaleleri de en temel konumuz olarak masaya yatırılacaktır.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü‘nde ülkemizde yaratılan bu baskıcı ortamı ve insan hakları ihlallerinin bütününü kınıyor, öğrenciler dahil her kesimin demokratik olarak tepkisini dile getirme hakkı bulunduğunu hatırlatıyoruz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
10 Aralık 2010