Meslek odaları bugün (23 Mayıs) İstanbul Tabip Odası’nın Cağaloğlu’ndaki binasında yaptıkları basın toplantısında Tuzla tersanelerindeki işçi ölümleri hakkında geçen yıl 16 Haziran’da hazırladıkları raporda çözüm önerilerini de sunduklarını ancak hiç bir gelişme olmadığını söylediler.
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Seyhan Özavcı, Hava İşçileri Sendikası (Hava İş) Sekreteri Engin Barutçu, İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Mustafa Düvencioğlu, İstanbul Serbest Muhasebeci ve Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Tores Dinçöz, Liman Tersane Gemi Yapım Onarım İşçileri Sendikası (Limter İş) Başkanı Cem Dinç, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’ndan (KESK) Timur Akçalı, İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri Semih Güngör ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Özdemir Aktan katıldı.
“Tuzla’ya bağımsız komisyon girsin”
“İddiamız ölümlerin önlenebilir olduğuydu, önlemez olarak bugün önümüze getiriliyor” diyen Dinçöz yasalara hazırlanır ve meclisten geçilirken hiçbir öngörüde bulunmayan ve kendilerine de sormayan Bakanlığın şimdi tersaneleri kapatmaya yönelik çözüm çabasının doğru olmadığını ifade etti.
Öncelikle “Tuzla’ya girilemez” tartışmasıyla başlamak gerektiğini söyleyen Dinçöz “Acaba tersaneler denetlenebiliyor mu? Şu ana kadar yapılan çalışmalarda hangi tersanenin niye kapatıldığı hangisininse neden kapatılmadığı hakkında bilgi kamuoyuyla paylaşılmalıydı” dedi.
Demirdizen de Bakan Faruk Çelik’in hâlâ ölümleri önlemek adına ciddi bir önlem alamayarak ölümlere sessiz kaldığını ve bu durumun hukuken takibe alınması gerektiğini, kendilerinin de suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıklarını söyledi.
Tuzla’da yaşananların Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin politikaları sonucu bütün sağlık ve emek alanlarında görülebileceğini kaydeden Demirdizen “Yeni istihdam paketinde de iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin bu tarz ölümlerin önüne geçecek tedbirler alan iki madde kaldırılıyor” dedi.
Limter İş Yöneticisi Dinç 1996’dan beri her hükümetin ve bu hükümetlerin bakanlıklarının iş cinayetlerine ortak olduğunu söyledi.
“İşçi ölüm sayısı 96’ya ulaştı.Tuzla neoliberal saldırıların en yoğun yaşandığı yer, Davutpaşa’daki patlama, Bursa’daki fabrikada kadın işçi ölümleri, yollarda ölen tarım işçileri, göçük altında kalan maden işçileri de kayıt dışılığın, sigortasızlığın, iş güvenliği ve sağlığının hiçe sayıldığının göstergesi.”
Akçalı, ölümlerin son yıllarda daha fazla görülmesinin denetimde ciddiyet gereksinimini açığa çıkardığını belirtti.
Özavcı gazete haberlerinden örnek verdi: “Bir haberde işçi “Öğle yemeği için 45 dakika kuyrukta bekliyoruz. İşe yorgun başlıyoruz” derken taşeron sahibi “Bir yemek kuyruğunda birbirlerini yiyorlar” demişti. Bu durumun vahametini ortaya çıkarıyor. Çalışma Bakanlığı varoluş sebebi olan görevini yerine getirip müdahale etmeli.”
Güngör Meclis komisyonundan Mehmet Domaç’ın bağımsız komisyonun tersanelere girmesine “hayır” cevabı vermesini eleştirdi: “Domaç da eczacı. Yıllarca meslek odalarında işçinin, emeğin yanında yer alırken bugün geldiği yer ortada.”
Barutçu ise “Temel sorun sendikal örgütlenmenin engellerinin kaldırılmasıdır. 16 Haziran’da grevi destekliyoruz” dedi.
Kaynak: bianet.org