Çeviri: Shitty architect men list / “Rezil mimar erkekler listesi” nasıl oluştu? – Didem Okay (toplumcumeclis.org)
Spread the love

Ünlü mimar Richard Meier’in tacizine uğradığını beyan eden 5 kadının açıklamaları The New York Times gazetesinde yayınlanmış ve büyük etki yaratmıştı. Meier, cinsel taciz suçlamalarından sonra 6 ay ofisinin yönetiminden uzaklaşacağını açıklamıştı. Bununla birlikte Meier’in desteklediği ve kendisinin de mezun olduğu Cornel Üniversitesi lisans programında okuyan başarılı kadın öğrencilere verdiği burs askıya alındı ve üniversite tarafından yapılan açıklamaya göre Meier’in adının fakülteye verilmesinden de vazgeçildi.

Bu haberin yayılmasının ardından kadın ve erkeklerin mimarlık camiasında başına gelen taciz olaylarını anonim olarak anlattıkları ortak katılımlı bir liste dolaşıma sokuldu. Shitty Architect Men List (Rezil Mimar Erkekler Listesi)’te kişinin rızası dışında öpülmesi ya da kavranması gibi çeşitli düzeyde taciz olayları yer alıyor. Listeye ulaşan Co.Design editörü bu listede yer alan olayların doğrulanmadığını ve resmi bir belge değeri taşımadığını belirtiyor. Listenin yaratıcısı bu listeyi kendisi için değil herkes için yaptığını bu yüzden anonim olmayı tercih ettiğini söylüyor ve mimarlık mesleğini “kadınları desteklemek”ten daha fazlasını yapmaya çağırıyor.

Aşağıda listenin yaratacısının Co.Design dergisinden Suzanne Labarre’ye verdiği röportaj yer alıyor.

Neden anonim ve ortak katılımlı bir listeye başladım?

Bundan altı ay önce bir arkadaşımdan Richard Meier hakkında taciz hikayeleri duydum. Sonrasında Shitty Media Men List’i (medya sektöründeki taciz hikayelerinin paylaşıldığı ortak katılımlı liste) hatırladım ve aslında mesleki gücün ne kadar sıklıkla kötüye kullanıldığını fark ettim.

İnsanlar üst düzey pozisyondaki biri tarafından tacize uğradığında, bu olayla başa çıkabilmek adına “tek seferlik bir durumdu”, “muhtemelen ben yanlış anladım” gibi düşüncelere kapılıp yaşadıklarını bastırmaya çalışıyorlar ve ses çıkarmıyorlar. Ses çıkarmamalarının bir nedeni de misillemeyle veya intikamla karşılaşmak. Neden korkmasınlar ki? İnsan kaynaklarına şikayet etmek gibi geleneksel yöntemlerin de bir sonuç vermediğini biliyoruz. Bence bu petriarkal dünyada kadınlar fısıltı ağları ile yönlerini bulabilirler. Bunu Times gazetesinde Meier tarafından tacize uğrayan kadının röportajını okuyunca çok iyi anladım. Kadın, başına gelenleri anlattığı mektubu başka bir arkadaşının adresinden yolluyor yani izinin bulunmamasını sağlıyor. İletişim, bana göre, hayatta kalma yollarından biridir. Shitty Media Men List’i bu kadar güçlü yapan şey de kadınların “ben burdayım ve bu sadece benim başıma gelmedi” diyebilmesiydi. Sanırım insan yalnız olmadığını gördüğünde sesini çıkartması da daha kolay oluyor.

Bu belgeyi ortak katılıma açma amacım bir sohbet başlatmaktı. Hiçbir şekilde bu listenin yasal olarak bağlayıcı olmasını ya da tersinden gerçeğe aykırı olduğunu da iddia etmiyorum. Rezillik tanımının neleri içerdiğini bilmiyorum. Tek umudum mimarlık ofisinde çalışan ve başına kötü bir durum gelenlerin yalnız olmadıklarını farketmesi ve hangi durumların hukuka aykırı olduğunu öğrenmesiydi. Tacize uğramak kişiyi yalnızlaştırıyor. Bu yüzden kişinin yalnız olmadığını görmesi harekete geçmesi için bir adım olabilir. Bilginin kendisine ve yaygınlaştığında yarattığı güce inanıyorum. O yüzden bu listeyi yaptım ve çevrimiçi ortamda ortak paylaşıma açıp birkaç arkadaşımla paylaştım.

Orantısız güç mimarlıkta neden bu kadar bariz?

Mimarlıkta güç her şeydir. İlişkiler inanılmaz önemlidir ve aslında mimarlık camiası dar bir toplamdır. Bu yüzden de herkes birbirini tanır ve insanlar söyledikleri ya da söylemedikleriyle bizim için referanstır.

Mimari emekteki en önemli sorunlardan biri performansa dayalı olması. Mimarlık fakültesinden mezun olalı on yıldan fazla oluyor. Mezun olduğumuzda bize öğretilen, önümüzdeki 15-20 yılın düşük ücretle, uykusuz gecelerle ve acı içinde geçeceği oldu. Daha ilk atölye dersimizde çok önemli işler yaratacağımız ve büyük işler başaracağımız düşüncesiyle eğitildik. Profesörlerimiz bize bu düşünceyi aşıladı ve mimarlık ofisleri de bu düşüncenin üzerine gitti.

Bu öğretinin ardında mimarinin büyülü ve önemli katkılarının değersiz dünyamızı değiştireceği fikri yatıyordu. Bu yüzden de bize acı çekmekle çalışmanın eş değer olduğu öğretildi. Dolayısıyla uğradığımız taciz, çalışmak için verdiğimiz bir taviz gibi geldi. Bu tavizi vermek zorlaştığında da “muhteşem” mimarlık kültürümüz bize alttan almayı hatırlattı. Bir sürü mimarlık ofisi “dahi” bir adamın tek yönlü bakışı altında çalışan mimarlardan oluşuyor. Bu da, eşitsiz ücret dağılımı ve taciz gibi orantısız güç kullanımını beraberinde getiriyor.

Ofisinde biraz yüksek seviyede olan bir mimarın başına gelen tacizi ya da kötü bir olayı neden açıklamadığını çok iyi anlıyorum. Sonuçta bu güç sahibi kişiye karşı gelmek demek kişinin her şeyini riske atması demek. Ben de bu riski almazdım.

Deneyimime göre

Mimarlık alanında genç, çekici ve güzel bir kadın olarak yükselmenin kolay olduğunun farkındaydım. İş mülakatlarında flört etmenin işe yaradığını gördüm. Hatırlıyorum da, o ünlü mimarın bana sarılmasına izin vermem gerektiğini düşünmüştüm. Tabi aslında sarılmasını istemiyordum ama o güçlü adamı da karşıma almak istemiyordum. Çünkü mimaride herşey “network”tür. Eğer bu güçlü adama zorluk çıkarırsam, o da başka bir güçlü adama benim hakkımda konuşacak ve o da diğerine anlatacak..

Ortak katılımlı bir liste hazırlamanın riskleri ve oluşabilecek yanlış ithamlar

Medya ve sinema sektöründe insanların başına gelen taciz olaylarını Twitter’da #MeToo hashtagi ile duyurduğu akım ve “Shitty Media Men List” listesinin çevrimiçi dolaşması mimarlık sektörünü de hareketlendirdi. Bu liste camiaya verdiğim bir hizmettir. Ben sadece insanların hikayelerini paylaşacağı ortamı yarattım. Bu benim listem değil artık.

Bunu çevrimiçi ortama açtım çünkü insanların bunu alt üst edeceğini düşünmüyordum. Tabi ki de yanlış ithamlardan kaygılandım. Evet, bilginin çok güçlü bir silah olduğunun farkındaydım ama yanlış ithamların da insanlar tarafından düzeltileceğine ve topluluğun vicdanına inanıyordum. Amacım bilginin paylaşıldığı bir forum yaratmaktı.

Bundan sonra ne olmalı?

Ben hakem ya da hakim değilim. Tam olarak ne tür cezaların uygun olduğunu bilmiyorum. Bence firmalar işe aldıkları kişilere ve çalışanların maaşını ödeyenlere karşı daha ilgili olmalılar. Daha geniş bir çerçevede ise gücünü kötüye kullananların da sonuçlarına katlanması gerektiğini düşünüyorum. Carl Elefente [American Institute of Architects (AIA)’nın başkanı] AIA’nın tacize karşı olduğuna dair bir açıklama yayınladı. Bu pratikte hiçbir anlam ifade etmedi, zayıf bir kınama olarak kaldı. Bu açıklama yerine taciz etmenin sonuçlarının olcağına dair bir yaptırımı sunmalıydılar. Yöntemleri tacizciyi tedirgin etmek ve yaptıklarının ortaya çıkacağından korkmasını sağlamak olmalı. Yıllardır tacize uğrayan kadınlara gerçek bir destek sunmalılar. Güç, çok uzun zamandır o “Ünlü Mimar”ın elinde. İnsanlara, gücünü yanlış kullananların cezasız kalmadığı örnekleri verin. Asıl tedirgin olması gerekenlerin tacizciler olduğunu gösterin.

Kaynak: https://www.fastcompany.com/90164300/exclusive-why-i-started-a-shitty-architecture-men-list (15.03.2018)


Spread the love