Devlet erkânı dün Keçiören’deydi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan farklı hizmeti topluca açtılar.
Projelerin en iddialısı, “trafiği rahatlatacak” denilen Yavuz Sultan Selim Bulvarı’ydı. Başbakan Binali Yıldırım şöyle dedi:
“Eskiden açılış yapmak için bir tane eser ararlar, nerede bir kulübe görseler koşarak gider açarlardı.”
Gerçekten de dün kulübe açmadılar. Onlarca makam aracı, onlarca koruma polisiyle gidilip açılan 88 hizmet ve proje listesinde şöyle hizmetler vardı ama:
Çalı dikimi, çöp konteynırı, basket potası, dekoratif aydınlatma, bank.
Afişte bir de “camilere, parklara, okullara kamelya yapımı” geçiyor. Kastedilen, kamelya çiçeği olmasa gerek. Muhtemelen, adını “ay” anlamındaki kamerden alan dinlenme alanı kameriye eseri bu.
88 eserin tamamı 2 milyar TL’ye mal olmuş. Bugünkü kur üzerinden 571 milyon Avro.
12 yılda 6.3 milyar Avro
Devlet büyüklerinin mühim bir harcama tonuyla sunduğu tutarın, kamu harcamalarındaki farklı bir anlamına bakabiliriz.
Örneğin dünkü yazıda, THY’nin parka çektiği uçaklar dolayısıyla fizibilitesine değindiğim 3. havalimanı.
Yap-İşlet-Devret (YİD modeliyle yapılan projede, devlet, proje devreye alındıktan sonra belirlenmiş bir tutarı şirkete yolcu talep garantisi olarak ödüyor.
3.havalimanı uygulama sözleşmesine göre, “görevli şirket”e (İGA) ilk yıl için ödenecek tutar, 316.3 milyon Avro.
Artarak ödenecek bu tutar,12. yıl 689.7 milyon Avro’ya, 12 yılın toplamında da 6.3 milyar Avro’ya ulaşıyor.
Gelir kalemleri
Aktardığımız yolcu servis gelirleri, YİD modeliyle havaalanı yapmayı çekici kılan nedenlerden sadece biri.
Talep garantisi, beklenmedik bir durum halinde, projenin iptali vb. gibi olağanüstü durumlarda bankalardan sağlanan krediyi sağlama alıyor.
Şirket bakımından asıl büyük kâr, devletin havalimanı kompleksinde tahsis ettiği gelir alanlarından sağlanıyor.
3.havalimanını yapan İGA’ya, sözleşmeyle tahsis edilen gelir alanları ise şöyle:
“Konma, konaklama, reklam, kira, hasılat payı, yer tahsisi, baz istasyonu, aydınlatma, güvenlik önlemleri, kontuar, CIP, otopark, uçuş bilgi, telefon, teleks, film çekme, anons, diyafon, akaryakıt ikmal, emanet odaları, otel, muayene tedavi, kargo, araç özel plakası.”
Proje ve sözleşme, yolcuların farklı ihtiyaçlar üzerinden para harcaması mantığı üzerine kurulu.
Bu paraları harcayacak yolcu sayısına ulaşılıp ulaşılmayacağı sorusu, devletin Avro üzerinden verdiği talep garantisi açısından da önem taşıyor.