Seçime gidiyoruz,
Temel yaşamsal ihtiyaçlara ulaşmanın zorlaştığı, ekonominin çöktüğü, TÜİK tarafından ‘ayarlanan’ enflasyonda dahi dünyada liste başına yerleştiğimiz ortamda.
Hayat pahalılığı karşısında hızla yoksullaştığımız, buna karşılık patronların karını katladığı, vergi teşvikleriyle palazlandıkları bir ortamda.
Meslek itibarımızın yok edildiği, emeğimizin değersizleştirildiği, yeni mezun genç meslektaşlarımızın mühendis mimar şehir plancıları asgari ücretinin altında maaş aldığı, kendi başına hayat kuramadığı, işsizlikle mücadele ettiği, yurt dışında iş baktığı bir ortamda.
Deprem ülkesinde meslek ve bilim insanlarının bilgisine, uyarılarına rağmen yapıların/kentlerin deprem güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle yüzbinlerce insanın enkaz altında kaldığı ortamda.
Tren hatlarında teknik gereklilikler yapılmadığı için kazaların olduğu, yakınlarını kaybedenlerin Çorlu Davası’nda olduğu gibi katillerin yargı önüne çıkması için mücadele etmek zorunda kaldığı, adaletin, hakikatin yok edildiği bir ortamda.
Üniversiteleri, Kızılay/TCDD/AFAD/TÜİK vb. kurumları AKP’nin parti teşkilatına dönüştürdükleri, kurumların birikimlerini yok ettikleri bir ortamda.
Kentin, doğanın, kıyının, yaşam alanlarının, yer altı ve yerüstü varlıklarının maden-enerji-inşaat sermayesine dağıtıldığı ortamda.
Kadınların, LGBTİ+’ların, kadın mühendis, mimarların iş yerlerinde, yaşamın içinde ayrımcılığa ve saldırılara maruz kaldığı ortamda.
Müziğin, tiyatronun, sinemanın, karikatürün yani kültürün, sanatın baskı altında olduğu, en temel hak ve özgürlükleri kullanmanın, Saray rejimine en ufak bir kelam etmenin dahi yargılama nedeni olduğu bir ortamda.
Fazlasını sıralamak mümkün. Yaşadıklarımız, maruz kaldıklarımız, dayanmak zorunda bırakıldıklarımız, itiraz ettiklerimiz, değiştirmeye çalıştıklarımız bunlar…
İş yerinde, sokakta, her sohbette AKP iktidarına. tek adam rejimine, kurdukları karanlık ittifaka kaybettirmenin önemini hatırlatıyoruz birbirimize.
Eşit, özgür, laik bir yaşamı seçiyoruz. Gericiliğe, savaş politikalarıyla düşmanlaştırmaya karşı barışı, umudu ve mücadelemizi büyüteceğimiz bir yaşamı seçiyoruz.
Deprem güvenli kentlerde yaşadığımız, madende/inşaatta/iş yerinde çalışırken ölmediğimiz, kamusal alanları/ormanları/kıyıları korunan, sosyal ve kültürel olanaklarla kendimizi yenilediğimiz, geçindiğimiz, mesleki değerlerimizin/bilimin esas alındığı, kadın düşmanı politikalara geçit vermediğimiz, çocukların kaybolmadığı, istismara uğramadığı bir ülke istiyoruz.
Seçimimiz ve çağrımız, sol değerlerle böylesi bir yaşamı kurmak için olacak. Mühendisleri, mimarları, plancıları Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerine oy vermeye çağırıyoruz.
Kaygıyı, karamsarlığı, teslimiyeti değil yeni bir yaşamı seçiyoruz!
Politeknik