Uludağ Mühendislik Günleri’nin ikinci gününde “Elektromanyetik Kirlilik ve Modern Kent Yönetimi” ile “İşçi Sağlığı İş Güvenliği ve Mühendisler” panelleri gerçekleştirildi.
İlk olarak Prof Osman Çerezci elektromanyetik alanın insan sağlığına ; sinir sistemi, dolaşım sistemi, üreme organları ve göz üzerine etkilerini anlatarak başladığı konuşmasında elektromanyetik alan konusunda uluslar arası standartlarda kabul edilen sınır değerleri ve Birleşmiş Milletlerin İhtiyatlılık İlkesi gereğince elektromanyetik alan değerlerinin dünya örneklerinde hangi sınırlarda tutulduğunu ,Türkiye’de bu sınırların neler olduğunu açıkladı . Ardından yüksek gerilim hatları hakkında yönetmeliği henüz 2010 yılında çıkaran ülkemizin yönetmelikte yer alan sınır değerlerin örneklerinden ne kadar yüksek olduğunu gözler önüne serdi. Çerezci daha sonra Nilüfer Belediyesi ile birlikte belediye sınırları içinde yapılan elektromanyetik alan ölçümleri hakkında bilgi verdi. Ardından konuşma yapan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey; modern kent yönetiminin ilkeleri ve Nilüfer Belediyesi’nde bu zamana kadar yapılan örnek çalışmaları anlattı. Bozbey mahalle komiteleri ile de mahallelilerin kendi mahalleleri hakkında söz sahibi oldukları bir mekanizmayı hayata geçirmeye başladıklarını ifade ederek öğrencileri de mahallerindeki komitelere katılarak kendi mahalleri hakkında söz sahibi olmaya çağırdı.
Öğrencilerden gelen sorular üzerine Nilüfer Belediyesi sınırları içindeki tüm yapıların depreme dayanıklılığına dair testlerinin belediye tarafından yapıldığı ve sorunlu olanların tespit edilerek bina sahiplerine raporların iletildiğini ifade eden Bozbey, kültür merkezi talebine ise projenin başlatılmış olduğu şeklinde yanıtladı.
İkinci oturumda makina mühendisi Ertuğrul Bilir “İşçi Sağlığı İş Güvenliği ve Mühendisler” panelinde dünyadan ve Türkiye’den iş kazaları , meslek hastalıkları ve ölüm oranlarının karşılaştırılması ile başladı. Bilir, iş kazlarında SGK tarafından kayıtların yeterli düzeyde tutulmadığını, Türkiye’deki 600-700 sayıları civarında iş müfettişi olduğunu, İstanbul’ tüm işyerlerinin denetlenmesi durumunda mevcut iş müfettişi sayısı ile bir iş yerine ancak 200 yıl sonra ikinci kez sıra geleceğini ifade etti. İş güvenliği uzmannı olarak mühendislerin sadece iş yerlerinde iş kazalarının önleyicisi değil aynı zamanda iş kazalarında canlarını kaybedenler olduğunu farklı örnekler ile gözler önüne serdi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında talepleri;
- Çalışma sürelerinin kısaltılması,
- İş güvencesini garanti altına alan bir iş yasası,
- Sigortasız, sendikasız çalışamanın önlenmesi,
- çocuk emeği sömürüsünün son bularak çocukların eğitime yönlendirilmesi,
- Kadın emeği sömürüsüne karşı eşit işe eşit ücret talebinin hayata geçirilmesi,
- Toplu Sözleşmelerde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği taleplerinin de yer alması,
- İşyeri hekimi ve İş güvenliği uzmanı zorunluluğu için yasadaki sanayiden sayılan 50’den fazla işçi çalıştıran ifadesinin kaldırılarak İşçi Sağlığı ve Güvenliğinin tüm çalışanları kapsayacak şekilde genişletilmesi,
- İşyeri hekimi, İşyeri hemşiresi, İş güvenliği uzmanlarının bağımsızlığının sağlanması için işyeri ile ücret ilişkisinden kurtarılması ücretlerinin ortak bir fondan bakanlıkça ödenmesi şeklinde sıraladı.
Bilir’in konuşması İstanbul’da ;TMMOB İstanbul İKK, İstanbul Tabip Odası, sendikalar ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin birlikte oluşturduğu “İstanbul işçi sağlığı ve iş güvenliği meclisi” nin kurulması hedeflerini anlatması ile sona erdi.
politeknik.org.tr