Ankara Ostim ve İvedik Organize Sanayi Bölgelerinde iki ayrı işyerinde 3 Şubat 2011 tarihinde ardı ardına meydana gelen ve biri meslektaşımız 20 insanımızın hayatını kaybetmesine ve 50 üzerinde çalışanın da yaralanmasına yol açan patlamalar hepimizi derinden üzdü. Öncelikle, yaşamını yitiren canlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifa diliyoruz.
Her yıl ülkemizde yaşanan ve binlerce insanımızın hayatını kaybettiği ve on binlercesinin yaralandığı, iş göremez durumda kaldığı iş cinayetlerinden birini daha bu kez Başkent‘in merkezinde gördük. Bu toplu cinayet ile birlikte sadece 2011 yılında hayatını kaybedenlerin sayısı 50‘yi aştı.
Söz konusu iki işyerinde meydana gelen patlamalar, ülkemizdeki işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarının yanlışlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Siyasal iktidarın, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanını piyasalaştırmaya yönelik bakış açısıyla, bu tür cinayetlerin birçok defa daha yaşanması ve insanımızın bu iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmeleri kaçınılmazdır.
Siyasal iktidarın ve ilgili bakanlığın iş cinayetleri yaşandıktan sonra yaptığı açıklamalar artık bizi şaşırtmamaktadır. Siyasi iktidar, iş yaşamındaki olumsuzlukları, ilkel çalışma koşullarını, taşeronlaştırmayı, iş güvencesiz çalıştırmayı, sendikasızlaştırmayı, kayıt dışılığı, denetim eksikliğini ve iş cinayetlerinin önemli temel nedenlerini tartışmak ve çözmek yerine, sorumluluğunu üzerinden atmaya çalışmaktadır.
Uzun zamandan beri gündemde olan, tüm çalışma alanını kapsayan, demokratik katılımcı bir işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasal mevzuat tüm ısrarlarımıza rağmen çıkarılmamaktadır. Mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliklerini söylememize ve yanlışlıklarını yargıya taşımamıza, konu ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘na defalarca görüşlerimizi iletmemize rağmen, görüşlerimiz dikkate alınmamaktadır.
Bizi dikkate almayan Siyasal iktidara ve ilgili bakanlığına soruyoruz: Ostim ve İvedik‘ten sonra; iş cinayetlerinde sıra nerede ve kimde? Bakanlık bu soruyu yanıtlamak zorundadır.
Birliğimiz ve bağlı odalarımız çalışma yaşamındaki sorunları çözecek, çağdaş, demokratik ve katılımcı; tüm çalışanları iş güvencesinden yoksun bırakmayacak, taşeronlaştırmayı, sendikasız ve sigortasız çalışmayı ve kayıt dışılığı ortadan kaldıracak bir çalışma yasasının, buna bağlı olarak bilimin ve tekniğin ışığında insan odaklı işçi sağlığı ve iş güvenliği yasasının oluşturulması mücadelesinden geri adım atmayacaktır.
TMMOB “iş cinayetleri durdurulsun” diyor.
TMMOB “önce insan” diyor.