Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu: “Suyu ticarileştirenler ödüllendirilemez! Akdeniz Üniversitesi Yönetimini Affetmiyoruz”

Ödül, bir başarı karşılığında verilen armağan diyor Türk Dil Kurumu Sözlüğü.
Akdeniz Üniversitesi Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na ödül vererek;
Sözcükleri kifayetsiz bıraktı.
Şükran duygusuyla alay etti.
Bilimi inkar etti.
Göllerimizi kurutan, korunan alanlarımızı madencilere yağmalatan, bütün
derelerimize inşaat makineleri sokan, sularımızı sermayenin talanına açan,
halkımıza su mütleciliğini layık gören zihniyeti alkışladı.
Anadolu’muzu coğrafyası, halkları ve kültürleriyle tarihi bir yıkıma
sürüklenişine ortak oldu.

Türkiye’nin 12 bin endemiğini göz ardı etti.
Hes’ler nedeniyle kesilecek milyonlarca ağacın ahını aldı.
Ormanlara dökülecek tonlarca betonun altında kaldı.
Alakır’da 170 bin insanı yok saydı.
Yuvarlakçay’da 15 bin insanı tanımadı.
Hasankeyf’de, Yusufeli’nde, İzmir Alainoi’de, Bingöl’de tarihi mirasımızı,
kültürlerimizi, dillerimizi yokoluşa terketti.
Belek’e gözlerini kapattı.
Kındıl Çeşme’yi es geçti.
5 gün boyunca yanan Manavgat ormanlarındaki ihmalini görmezlikten geldiği
Orman Genel Müdürünü görevden almayarak yola devam eden Bakanı ikinci kez
akladı.
Haksızı korudu.
Saygınlığını çizdi.
Yaşam alanlarına sahip çıkanlara hakaret etti.
Açıkçası bakana yağ çekti.
Tüm bunları yaparken bir beklentisi, ya da bir çıkarı vardı.
Ancak;
Cevre ve Orman Bakanını ve ona ödül veren Akdeniz Üniversitesini;
Türkiye’de 1700 HES’in adı geçtiği dereler affetmeyecek.
Nükleer santrale gömülmek istenen Sinop’lular,
Termik Santral tabutuna girmeye direnen Amasra’lılar,
Uçarak geldiği Sultan Sazlığı’nda su bulamayan flamingolar,
Baraj inşaatı için dinamitlenerek taşları sökülen Kığı Kalesi,
Karadeniz’in ilk kaybedilen vadisi olan, HES’lerin yanısıra enerji nakil
hatlarının yaydığı radyasyonla kanser vadisine dönen Senoz,
Dört yanı inşaat halinde, baraj suları altındaki Artvin, coşkun akışı
anılarda kalan Çoruh Nehri,
Dünyanın ikinci büyük kanyonu Valla’nın beşiği Loç Vadisi,
İkizdere, Çit Deresi, Munzur,
Sular şehri Saklıkent,
Gökbük,
Sülekler,
Hasankeyf,
Tortum,
Yedisu,
Macahel,
Allianoi,
Abant,
Uzungöl,
Fındıklı Dereleri,
Palovit Vadisi,
Giresun ,
ve Özgür akmak isteyen tüm dereler
‘ödül’ görüntüsü altındaki bu işbirliğini asla unutmayacak ve affetmeyecek..

Bu ödül rezaleti kanıtlamaktadır ki AB’ye tam üyelik sürecinde ‘çevre’
başlığının açılmasıyla çevre ve doğal varlıkların bundan sonra daha iyi
korunacağını beklemek mümkün değildir.

Bu ödül komedisi sermayenin bilimsel kurumları da işin içine aldığını açıkça
ortaya koymaktadır.

Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu bileşenleri olarak; ormanları,
akarsuları, toprakları korumayı değil ticarileştirmeyi amaç edinen Veysel
Eroğlu’na çevre ödülü veren Akdeniz Üniversitesi’ni kınıyor, sözde bilimsel
kurumları arkanıza almanızın bizi yıldıramayacağını, mücadelemizi açtığınız
tüm cephelerde sürdürmeye azimli ve kararlı olduğumuzu haykırıyoruz!

Anadolu’nun ahını alan onmaz!

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu