Neoliberal politikalarla otuz yılı aşkın süredir büyük bir işçileştirme-proleterleştirme süreci yaşandı. Bu saldırı politikalarıyla çalışma yaşamı güvencesizleştirildi/güvencesizleştiriliyor. Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları bu dönemi mesleklerinin vasıfsızlaştırılmasıyla paralel bir işçileşme süreciyle yaşadı. Ücretli mühendisler, mimarlar, şehir plancıları(mühendisler) proleterleşti, güvencesizleşti.
Sayısı artan üniversitelerle birlikte her yıl yüz bine yakın mühendis, mimar, plancı adayı üniversitelere yerleşiyor. Her yıl onbinlerce yeni mühendis, mimar ve plancı adayının mezun olması, giderek kitleselleşen düşük ücretli mühendis, mimar, şehir plancı ordusu yaratıyor. Bu gerçeklik ücretli mühendisler için çalışma yaşamındaki güvencesizliğe karşı mücadele dışında bir seçenek bırakmazken mühendislerin emeğin diğer bileşenleriyle yan yana gelme zeminini büyütüyor.
Bu gerçeklik aynı zamanda ücretli genç mühendisleri iş görüşmesi sürecinden başlayan bir çok güvencesiz çalışma koşuluyla karşı karşıya bırakıyor. 800 TL civarına kadar düşebilen ücret teklifleri, ücretlendirilmeyen uzun çalışma saatleri, primlerin gerçek ücret üzerinden yatmaması ya da bankaya yatırılan tutarın bir kısmının elden geri istenmesi, ücrete eklenen yol ve yemek parasının dahi her an geri istenebilecek birer ücret kalemine dönüşmesi, işsizlik; mühendislerin yaygın biçimde yüz yüze kaldığı güvencesizlikler olarak sıralanabilir.
Böylesi bir dönemde geçtiğimiz yıl SGK ile yapılan protokol doğrultusunda TMMOB’nin ücretli mühendisler için belirlediği asgari ücret büyük önem taşımaktadır. Mühendis asgari ücreti ve bu ücretin çalışma yaşamında gerçek alt sınır ücreti olması hedefi ücretli mühendislerin düşük ücretlere karşı ortak mücadelesini açığa çıkarabilecek bir zemin sunmaktadır. SGK ile yapılan protokolun yaygın duyurusunun yapılması, TMMOB’nin, TMMOB’ye bağlı odaların üyelerinin çalıştığı iş yerlerini bu ücreti hayata geçirmeye zorlayacak denetleme çalışmalarını başlatması ve süreklileştirmesi, çalışma sonuçlarının SGK ile paylaşılması ve böylelikle SGK’yı da denetime zorlayacak iletişimin kurulması, mühendis asgari ücreti mücadelesinin ilk programı olarak düşünülmelidir.
AKP’nin ve sermayenin yeni güvencesizleştirme hazırlıklarından birisi olan Kıdem Tazminatı Yasası, kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Yasa diğer emek bileşenleri gibi mühendislerin de iş güvencesini ortadan kaldıracaktır. Mühendisler kıdem tazminatının gaspına karşı yürütülen ve yürütülecek olan mücadelelerin doğrudan bileşenidir.
Bu kapsamda;
*Çalışma yaşamındaki güvencesizlik saldırılarına karşı kendini yalnız hisseden mühendisleri bir araya getirecek ve deneyim paylaşımlarını sağlayacak etkinlikler yapılmalıdır. Bu etkinlikler mühendislerin çalışma yaşamındaki hak arayışlarını ortaklaştırabilecek birliktelikler olarak kurgulanmalıdır.
*Güvenceli çalışma mücadelesini örmek üzere mühendislerin çalışma yaşamındaki haklarının anlatıldığı hukuk seminerleri düzenlenmelidir.
*Mühendislerin güvenceli çalışma yaşamı mücadelesi (işçi sınıfının mücadele tarihinde ve güncel pratiklerde görüleceği gibi) örgütlenerek ilerleyecektir. Meslek odalarının ve sendikaların mühendislerle güvence mücadelesi ekseninde kuracakları bağ oldukça önemlidir. Ücretli genç mühendisler başta odaları olmak üzere bu mücadeleyi geliştirecekmekanizmalara( yönetim kurulları, oda komisyonları, çalışma grupları) dahil olmalı, odalarda güvence çalışmasını görünür kılacak adımlar atmalıdır.
*Mühendis Asgari Ücreti mücadelesi insanca yaşayacak asgari ücret mücadelesinden bağımsız değildir.Bu nedenle ücretli mühendisler tüm işçileri ilgilendiren genel asgari ücretin insanca yaşayacak ücret olması mücadelesinde diğer emek örgütleriyle birlikte olmalıdır.
*Kıdem tazminatı hakkının kapsamının genişletilmesi, işçilerin kıdem tazminatı alacaklarının öncelikli alacak olarak kabul edilmesi ve şirketlerde işverenlerin kişisel mal varlıklarından da tahsil edilebilmesinin sağlanması, kıdem tazminatına devlet güvencesi sağlanması, kıdem tazminatı tavanının kaldırılması, sendikalaşma önündeki engellerin kaldırılması talepleri tüm işçilerin yanı sıra mühendislerin de ortak talepleri olarak yaygınlaştırılmalıdır.
*Meslek odalarının ücretli mühendislerin ‘hak örgütü’ olarak çalışmalarını yaygınlaştırması-görünür kılmasıyla birlikte mühendisler sendikal mücadeleye bir adım yaklaşacaktır. Mühendislerin güvence mücadelesinde meslek odalarının aktif olarak rol alması ve sendikalarla birlikte çalışması kritik öneme sahiptir. Ücretli mühendislerin sendika ile tanışması, sendikaların mühendislerle ilişkili olması için e-devlet ile sendika üyeliği bir ön adım olarak başlatılmalıdır.
*Mühendisleri emeğin diğer bileşenleriyle yan yana getirecek sokak mücadelesi pratiklerinin gelişmesi, güvenceli çalışma mücadelesinin bir başka önemli eşiğidir. Emek mücadelesini mühendislerle büyütmek için mühendislerin güvenceli iş, güvenli gelecek talepleri sokakta görünür olmalıdır.
Politeknik, Çalıştay’da dile getirilen öneriler, yapılan tartışmalar ve çıkan sonuçlar doğrultusunda; mühendis, mimar ve şehir plancılarının güvenceli çalışma, insanca yaşayacak ücret, kıdem tazminatı hakkının geliştirilmesi, sendikalaşma bilincinin geliştirilmesi için meslek odalarımızın ve sendikaların atacağı adımların güçlendirilmesinde aktif bir özne olacaktır.