Tekirdağ Çorlu’da çevre mühendisi Gaye Tunca ve Zekiye Sungur işyeri aracıyla seyir halindeyken geçirdikleri trafik kazasında hayatını kaybetti. Mesai arkadaşları çevre mühendisleri Emrah Güneş ise yaralandı. Doğa Çevre OSGB şirketinde çalışan çevre mühendisi Gaye Tunca (31), Emrah Güneş ve Zekiye Sungur, iş seyahati esnasında Tekirdağ Çorlu’da bugün (21 Ağustos) trafik
AKP’nin dünya yıkılsa vazgeçmediği ‘beton ekonomisi’nin kamunun bağrına yerleştirdiği öyle bir saatli bomba var ki, her kur artışında geri sayımı hızlanıyor. Sadece 7 mega proje için kamu bankalarından çekilen kredi 10 milyar dolar civarında. Yani alındığı dönemde 25 milyar lirayı bulan yük bugün 70 milyar liraya dayandı. Üstüne bir de
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 21 yıl geçti. Aradan yıllar geçse de ülkenin varlıkları, halkın parası deprem güvenli kentler için değil, iktidarın ve destekçisi inşaat sermayesinin çıkarları için harcandı. Halka ise deprem kuvvetlerine dahi maruz kalmadan yıkılan yapılar, yağmalanan kamu arazileri, AVM’leşen, betonlaşan kentler kaldı. Kocaeli/Gölcük merkezli 17 Ağustos
Şehir Plancıları Odası üniversitelerde ihtiyaçların çok ötesinde artan planlama bölümü kontenjanlarına karşı üniversite adaylarını uyaran bir basın açıklaması yaptı. TMMOB Şehir Plancıları Odası, üniversitelerde ihtiyaçların çok ötesinde artan şehir ve bölge planlama kontenjanları için üniversite adaylarını uyardığı, YÖK’ü göreve davet ettiği bir basın açıklaması yaptı. ‘Geleceğin mesleği’inden işsizler ordusuna başlığı
Su, yeryüzündeki hayatın devamlılığı için gerekli olan en önemli fiziksel varlıktır. İçinde su olmayan bir gezegenin bildiğimiz şekliyle hayata ev sahipliği yapması olanaksız. İklim krizi nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde susuzluk ve kuraklık gibi sorunlarda artışlar bekleniyor. Örneğin Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafi bölgede önümüzdeki on yıllarda su varlıklarının yaklaşık
Bir süredir belleğin üzerine beton dökülerek hafızanın mekan üzerinde nasıl silinmeye çalışıldığını konuşuyorken kötü bir şaka gibi Pınar Gültekin cinayetini öğrendik. Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i eski sevgilisi öldürdü, beton dökerek yok etmek istedi. Sanki ülke büyük bir matruşka ve her an içinden bir diğerinin bir benzerini çıkarmaya hazır bekliyor. Cinayetin
Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası İstanbul Şubeleri Bomonti Bira Fabrikası’nın Diyanet’e devri sonrası hukuksuz bir şekilde yıkımına tepki gösterdi: “Bomonti Bira Fabrikası’nı yıkmak hukuku ve kamu yararını yok saymaktır!” Açıklamanın tam metni şu şekilde: Ülkemizin ve İstanbul’un nadir kalmış erken sanayi miraslarından tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nın hukuksuzca talanından geriye
Tarihi, kültürel ve çevresel yıkımlar kapitalizmin, iktidar eliyle büyük bir örgütlenmenin sahibi olarak işbirlikçileriyle saldırma ve yok etme politikasının bir kanıtı. Peki her mekan üretimi illaki bir yıkımı da beraberinde mi getirir? Elbette hayır Dünyanın ilahi belleği tanrıça Mnemosyne’in yorgun ve yaşlı hafızasına ne kadar güvenebiliriz bilmiyorum ancak Mnemosyne’in güç
Son bir iki gündür sosyal medyada gündemimizi meşgul eden bir tartışmamız daha oldu. Mart ayından bu yana Türkiye’de de etkilerini yaşadığımız küresel salgında, sınıfsal tabakalanmanın daha da görünür olduğu, eşitsizliklerin “yeni normal” adı altında hızla yeniden üretildiği, adaletin ayaklar altına alındığı, hak savunucularının türlü yeni baskılara maruz kaldığı ve burada
MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı Yaşar Coşkun’un sahibi olduğu Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’ndaki patlama ile ilgili sorumlu müdür, iş güvenliği uzmanı ile 2 ustabaşı tutuklandı. Fabrikasında 11 yılda 4 kez patlama meydana gelen ve katliamın asli sorumlusu patron Yaşar Coşkun ise MÜSİAD üyeleri ile moral yemeği yaptı. Çoşkun katliamdan 4
Sakarya’da Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda patlama meydana geldi, 7 işçi yaşamını yitirdi, 122 işçi yaralandı. Pandemi döneminde Çalışma Bakanlığı denetimlerine ara verirken, işçiler denetimsiz işyerlerinde çalıştırılmaya devam ediyor. Sakarya Hendek’te bulunan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda bugün (3 Temmuz) büyük bir patlama gerçekleşti. Sağlık Bakanı, 4 işçi yaşamını yitirdiğini,
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi Yönetim Kurulu 11 Haziran 2020 tarihinde bir açıklama yaparak ”İnşaat Mühendisliği bölümlerinde eğitim alınabilmesi için asgari başarı sırasının 50.000 olarak değiştirilmesi ve yeterli akademisyen kadrosu ve imkânları olmayan bölümlerin kapatılması ve kontenjanların azaltılması gerektiğini Yüksek Öğretim Kurulu’na hatırlatıyor…” dedi ve konuyla ilgili kampanya başlattı.
Mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlara sormak istiyorum, doğanızla aranız nasıl? Doğrudan söze girmek gerekirse; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kadınların daha fazla yer aldığı, kadın istihdamının arttırıldığı bir akademik hayatı hedeflediklerini açıklamak isterken yine derinlerde duran toplumsal cinsiyet rollerinden hanemize yazılmış olan kısmı arzı endam etti: “Kadın doğasına en uygun
Son yıllarda Amerikan şehirlerinde birçok mahalle ‘konut hakkı’ temalı örgütlenmelere ve protestolara sahne oldu. Los Angeles, yerel yönetim ve yatırımcıların işbirliği ile sakinlerini mülksüzleştirerek ‘geliştirilen’ şehirlerin belki de başında geliyor. Şehirde başlayan protestolar son günlerde giderek büyüdü ve kent hareketlerinin bu gösterilerde başı çektiğini söyleyebiliriz Soylulaştırma kavramının nasıl ve nerede
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hopa sahilini doldurulmasını amaçlayan imar planlarını askıya çıkardı. Sahili yok edecek projeye halk itiraz ederken Hopa Belediyesi sessizliğini koruyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Artvin İl Müdürlüğü “Artvin İli Hopa İlçesi Kıyı ve Sahil Düzenlemesi Amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı” ve “Artvin İli Hopa İlçesi Kıyı
Koronavirüs gidiyor mu, gidecek mi, vakalar azalıyor mu, dalga dalga dalgalanacak mı derken; salgının Türkiye’de resmi olarak açıklanmasının üzerine üç ayı devirdik. Geriye dönüp şöyle bir bakınca, hepimizin hayatında kalıcı etkiler bırakacak üç aydan bahsettiğimiz kesin. Üstelik üç ayla sınırlı kalacak gibi de görünmüyor. En azından ikinci dalga teorileri gerçekleşene
High Line Park için kontrolden çıkmış bir ‘başarı’ denilebilir ama aynı zamanda Manhattan’daki artan eşitsizliğin sembolü haline geldi. New York’taki bu soylulaştırma anıtının mimarı diğer şehirlerde meslektaşlarının yapacağı muhtemel hataların önüne geçebilir mi? Sanayi sonrası kentlerinde oluşan endüstriyel boşlukları(!) yeniden kullanıma sunarak ‘kentsel canlandırma’ adı altında yapılan kültürel ya da
Mimarlar ve plancılar olarak tasarladığımız mekanlarda sağlık, güvenlik ve refahı sağlamakla yükümlüyüz. George Floyd protestoları gösterdi ki başaramadık Washington’da 1 Haziran Pazartesi gecesi yaşanan güç suistimali kadar ABD’yi tarif eden bir şeyle karşılaşmak zordur. Başkan Donald Trump Amerikan şehirlerinin günlerce yanışını izledikten sonra, Beyaz Saray’ın altındaki sığınağından çıkıp, Siyah Hayatlar
Erdoğan’ın ‘asrın projesi’ dediği ve “Dünyada ilk kez uygulanan bir mühendislik çalışması” sözleriyle övdüğü KKTC Deniz Geçiş Hattı’nın tamiratı için açılan ihaleye en iyi teklif, hattı inşa eden Kalyon İnşaat’tan geldi. Yine 21/b maddesi ile açılan ihalenin bedeli 499 milyon lira. Oysa onarılacak hattın maliyeti 630 milyon liraydı. İktidarın ‘asrın
İnsanlığın ilk çağlarında atık sular sokaklara ve derelere atılarak tasfiye edilirdi. Bu nedenle salgınlar ve bulaşıcı hastalıklar yaygınlaştı. Ortaçağın sonuna doğru açılan kanallarla atık suların en çabuk şekilde yerleşim merkezlerinden uzaklaştırılmasına çalışıldı. Sanayi devrimiyle birlikte kentleşme, atık suların tasfiyesi ve suların korunması önem kazandı. Ülkemizde ise atık suların arıtılmadan alıcı