Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği tarafından 15 Mayıs Cumartesi günü MMO İstanbul Şube Toplantı Salonu’nda “İşyerinde Baskı-Denetim Uygulamaları ve Mobbing” konulu panel düzenlendi. Panele yoğun bir katılım oldu.
Son yıllarda çağrı merkezi çalışanları tarafından yürütülen örgütlenme çabası emek hareketi açısından ilgi odağı oldu. Mücadeleye yeni bir emekçi kesimi taşıyan çalışma Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği çatısı altında örgütlendi. Dernek işyerlerinde yaygın olarak rastlanan baskı ve denetim uygulamaları ve Mobbing üzerine panel gerçekleştirdi.
Panelin açılışını dernek aktivistlerinden ve aynı zamanda MMO İstanbul Şube yöneticisi olan Arda Arlı gerçekleştirdi. Ardından açılış konuşmasını yapan dernek başkanı Gözde Duranay dernek çalışmaları ve bu panele neden ihtiyaç duydukları üzerine bilgi verdi.
Panelde Prof. Kuvvet Lordoğlu “Hizmet Sektörü ve Hizmet Sektöründeki Gelişmeler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Kuvvet Lordoğlu konuşmasına çağrı merkezi çalışanlarının örgütlenmesine sempatisini ifade ederek başladı. Dünyadaki işgücü özellikleri ve hizmet sektörünün yapısı üzerine duran Lordoğlu, emekçilerin örgütlenme ve dayanışma ihtiyacının var olduğunu, ancak bu ihtiyacı karşılayacak sendikal örgütlenmenin olmadığını vurguladı. Sendikaların mevcut yapılarını değiştirmemeleri durumunda 5 yıl içinde tükeneceklerini ifade etti.
Konunun hukuk boyutu üzerinde sunum yapan Kadriye Bakırcı, mobbing literatürünü eleştirdi. Kaynakların çoğunluğunun mobbingi psikopatlara bağladığını, oysa psikopatların ancak uygun sosyal ortamda etkin olduğunu vurguladı. Mobbingin etnik, cinsel vb. açılardan farklı ve güçsüz olanlara yaygın olarak uygulandığını, ayrıca yüksek ücretlilere, başarısıyla öne çıkanlara karşı da yıldırarak işten uzaklaştırma amacıyla uygulandığını ifade etti. Bakırcı, güvencesiz çalışma ortamının gelişmesiyle mobbing arasında ilişki olduğunu anlattı.
Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (Topab-Der) adına sunum yapan psikolog Pınar Önen de konunun toplumsal ilişkiler içindeki yerine değindi. Önen de sorunun psikopatlardan kaynaklı bir sorun olmadığını vurguladı; mağdur, fail, tanıklar açısından yıldırma ve mobbinge nasıl yaklaşıldığını aktardı ve en önemli çarenin örgütlenme olduğunu söyledi.
Deneyim aktarımı oturumunda da Eğitim-Sen’den iki konuşmacı konuyu nasıl ele aldıklarını ve kendileri ile üyelerinin karşılaştığı baskıları aktardılar. Son olarak Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği’nden Avukat İzzet Otru hem panelin değerlendirmesini yaptı, hem de baskı mekanizmaları ve mobbing konusunda hukuksal olarak karşılaşılan sıkıntılar ve aşılma yolları üzerinde durdu. Otru, konuyu inceleyen kaynakların yetersiz olduğunu bu nedenle gerek psikologların, gerek mağdurların konuya ilişkin yazılı çalışmalar üretmelerinin mahkemelerin zorlanması açısından yararlı olacağını vurguladı.
Son bölümde ise serbest kürsü gerçekleştirildi. Bu bölümde Petrol-İş Kadın Dergisi Editörü Necla Akgökçe, mobbing meselesi üzerine sermayenin bu kadar fazla eğilmesini şüphe ile karşıladığını, mobbingin cinsel taciz gibi başka bazı meselelerin üstünün örtülmesinde kullanıldığı şüphesini aktardı. Çok sayıda konuşmanın ardından panel sonlandırıldı.
politeknik.org.tr