Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Mühendisler, mimarlar, plancılar mimari koruma söyleşisinde buluştu


Politeknik Bilim Teknik Kent Emek Söyleşileri’nin 4’üncüsü, ‘Narmanlı Han örneği üzerinden mimari koruma’ başlığıyla gerçekleştirildi.

Politeknik Bilim Teknik Kent ve Emek Söyleşileri’nin dördüncüsü, İstiklal Caddesi’ndeki tarihi Narmanlı Han’ın tartışmalı restorasyonu örneği üzerinde mimari koruma ve mevcut örnekler gündemiyle 5 Ocak Perşembe Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy binasında gerçekleştirildi. Koruma uzmanı, mimar Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve koruma uzmanı, mimar Doç. Dr. Gül Köksal yürütücülüğünde ve mimar Arş. Gör.Nur Umar’ın moderasyonuyla yapılan etkinliğe yüzü aşkın mühendis, mimar ve plancı katıldı.

Söyleşi Narmanlı Han fotoğraflarının gösterimiyle başladı. Narmanlı Han’ın tarihi sürecini ve restorasyon projesine karşı verilen mücadeleyi aktaran Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Beyoğlu’nun dokusunun yitirilmemesi için mücadele çağrısında bulundu. Ahunbay “Narmanlı Han’ı değerlendirirken kurul kararları, bilirkişi raporları, ve mimarının konuşmalarıyla incelemeliyiz. İlk kurul kararında Narmanlı Han 1. Tescilli Yapı olarak açıklanırken, Kurul’un ikinci kararında ise 2. Tescilli Yapı olarak ifade edilmişti. Hukuki süreç doğrultusunda açtığımız davalar sonucu hazırlanan bilirkişi raporlarında ise yapılan değişikliklerin onaylandığını gördük. 19. yy. mimari örneği olan Narmanlı Han tarihi yapısıyla, odalarında dönemin sanatçı ve yazarlarının yaptığı çalışmalarla, yaşantılarla toplumda önemli bir bellek mekan. Ama maalesef ki yapılan restorasyon sonucunda Narmanlı Han bulunduğu konum itibariyle ticari işlevle değerlendirildi, hanın gelir getiren bir binaya dönüştürülmesi amaçlanıyor. Narmanlı Han Beyoğlu’nda önemli ve özgünlüğünün korunması gereken bir yapıydı maalesef kaybettik. 19. yy’den kalan Beyoğlu dokusunu, kimlikleri yitirilmeden yaşatmalıyız. Burada da biz meslek insanlarına rol düşüyor , bunun yolu da mücadele etmekten geçiyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Doç. Dr. Gül Köksal ise koruma pratiği üzerine değerlendirme ile konuşmasına başladı. Türkiye’de koruma pratiklerine dair mimari korumanın dünyadaki politik-ekonomik sürecini aktardı.

Köksal “Koruma meselesinin bilim alanı olarak kayda geçmesi 19. yy. ‘de başladı. Sanayileşmiş bir toplumun inorganik enerjilerle büyük miktarlarda üretimin başladığı metalaşan ürünlerin ücretli hale gelen emeğin piyasa koşullarında denetimli hale geldiği bir süreç. Üretim biçimlerinin değişmesi, yaşam biçimlerini de değiştiriyor. Kentlere yaşanan büyük kitlesel göçler, kent planlaması ve büyük dönüşümleri oluşturuyor. 19. yy’ de Avrupa’daki hızlı dönüşüm mekanın dönüşümüne, mekanın yaratıcı yıkımlarına ve modernite projesine neden oluyor. Modernitede de kendini güvence altına almak için uzmanlaşmış mimarlar, mühendislerle karşılaşıyoruz. Toplumsal değerlere bakarsak ise 19. yy’ye kadar kullanım ve değişim değerleri dediğimiz temel değerlerin yerine başka anlamların yüklendiğini görüyoruz. Bu anlamlar mekanlarla kurduğumuz ilişkileri de değiştiriyor. Bu bağlamda daha kapitalistleşmiş Türkiye’deki koruma pratiğine baktığımızda Narmanlı Han ve Beyoğlu dönüşümünde de gördüğümüz tüketim odaklı dönüşümün altında yatan durumu tariflemiş oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından soru-cevap ve görüşlerin paylaşıldığı foruma geçildi. Narmanlı Han doğumlu bir söyleşi katılımcısı, yapıyı yok edip bir de duvarı üzerinde dalga geçer gibi asılan “yapıyı koruyunuz” uyarı levhasında yazanları ve yorumunu paylaştı. Beyoğlu dönüşümü ve mimari koruma üzerinden konuşmaların yapıldığı forum, kolektif bellek hakkında katkılarla son buldu.

politeknik.org.tr


Exit mobile version