Mühendislerin, mimarların, şehir plancıların ve daha önce AKP’ye oy vermiş olanlarının 1 Kasım’da AKP’ye oy vermemek için çok sebebi var.
En başa insanlık onurunu ve vicdanını koyalım. Sıralayacağımız tüm sebeplerin içine de yerleştirelim mühendisçe. AKP’ye yalnızca oy vererek temas edenlere sözümüz.
Planlı, programlı katliamların ortağı olmayalım diye…
Sayar olduk katliamları. En sonuncusu Ankara’da, 10 Ekim’de, saat 10.04’te oldu, ‘oldu’ruldu! Bombalar patlatıldı. Yüz insan, yüz can katledildi. Aralarında mühendisler de vardı. Öyküleri, sevmeleri, acıları, istekleri yok artık; yüz cana koca bir yokluk artık…
Bir daha yaşanmaması için, ortak olmamak için AKP’ye oy vermesin mühendisler.
Patron yerine hapislerde yatmayalım, iş cinayetlerinde ölmeyelim diye…
Katliamı maden ocaklarında da yaşadık. Dile kolay değil, 301 can yok oldu Soma’da. 5’i mühendisti. 32 mühendis Soma Davası’nda yargılanıyor hala. 6’sı cezaevinde. Tüm sorumluluğu mühendislere atan bir yasa da var artık, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası.
İskenderun’da TEİAŞ’ta çalışan mühendisler, Ağustos 2015’te, istenmeyen bir savaş içinde, mayınlı arazide inceleme yapmaya gönderildi. Mayınlar temizlenmemişti, alan güvenli değildi oysa! Mühendisler mayına bastı. Bir mühendis bacağını kaybetti, bir mühendis ağır yaralandı.
Şantiyelerde ölen mühendis haberleri de sıklaştı. Acılı ailelerin okuduğu belaların muhatabı oldu mühendisler.
Meslek onuruna ve güvenli bir geleceğe sahip çıkmak için, çalışırken ölmemek, yargılanmamak için AKP’ye oy vermesin mühendisler.
Şantiye alanlarında halka karşı çalışmayalım diye…
Enerji, yol, mega proje diyerek tırmandı kent ve doğa talanı. Rezidanslar, AVM’ler, oteller kentlerdeki kamu arazilerine el koyma gerekçesi oldu. Bu projelerin mühendisi, mimarı, plancısı her yeni şantiye ile kendi kuyusunu da kazdı. Teknik; bilimle, emekle, yaşamla buluşmadı. Yaşam alanlarını yok ederek, halkın nefesini keserek mesleğin icra edilmesi mühendisleri, mühendisliği itibarsızlaştırdı.
Mesleğe ve geleceğe sahip çıkmak için AKP’ye oy vermesin mühendisler.
İşsizlik, düşük ücretler, uzun çalışma saatleri son bulsun diye…
Çalışma hayatındaki güvencesizlikler derinleşti. İşsizlik korkusu henüz mühendislik fakültesinde öğrenciyken yerleşti çünkü ‘her ile bir üniversite projesi’yle mühendislik, mimarlık fakültelerinde kontenjan sayısı 2012 yılından beri 95.000 civarında. Yani artık her yıl 40.000’e yakın mühendis, mimar, şehir plancısı mezun olacak.
İşe başlamanın ‘hatırına’ kabul edilen düşük ücretler, yıllar geçmesine rağmen pek değişmedi. TMMOB’nin 2012 yılından beri her aralık ayında belirlediği mühendis, mimar, şehir plancıları asgari ücreti hayata geçirilmedi. Anketler 2011 yılında mühendislerin %73’ünün 3000TL’nin altında ücretlerle çalıştığını gösteriyor. Diplomalar yetersiz artık, para üstüne para vererek belgelenme dönemi yaşanıyor, iş bulma umudunu arttırmak için. Uzun çalışma saatleri ücretlendirilmiyor, SGK prim bedelleri gerçek ücret üzerinden yatmıyor.
Güvencesizliklere bir dur demek için AKP’ye oy vermesin mühendisler.
İşyerlerimizde düşmanlık tohumlarıyla ayrılmayalım diye…
Mezhebimiz, dinimiz, dilimizle ayrıştırıldık yıllarca. Savaşla düşmanlaştık. Aynı çalışma ortamında selamı sabahı keserek ayrıldık. Patrona, müdüre karşı yalnızlaştık. Yaşadığımız güvencesizlikler derinleşti böylece.
Ofislerde, şantiyelerde düşmanlaşarak iyice kaçan huzurumuz için, dinlemeye, anlatmaya başlamak için AKP’ye oy vermemeli mühendisler.
Kadın mühendis, mimar, şehir plancısı olalım diye…
Kadın mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının sebepleri daha fazla. İş yerinde aynı işi yapıp daha düşük ücret almaya, istenilen pozisyonda çalışamamanın yanı sıra esnek çalışma adı altında çalışma yerimizin ev olacağı güvencesizlik paketleri, programları yapıldı kadınlar için. Erkek şiddeti kadın mühendisleri, mimarları, plancıları da öldürdü.
Eşit olmak, özgür olmak, özgürce gülmek, dolaşmak için, mühendislik mesleğini eşit koşullarda icra edebilmek için AKP’ye oy vermesin kadın mühendisler.
Politeknik