Mimarlık disiplini sanıldığı kadar bireysel mi? – Eylem Yılmaz

Hayatımızın herhangi bir alanında, gerek gündelik gerekse disipliner olsun, bilginin aktarıldığı ortamlar/medyalar değiştikçe ve farklılaştıkça bireysel ve toplumsal bilinç dönüşmekte ve kültür bu ortam ve medyalar üzerinden şekillenmektedir. Bu açıdan mimarlık disiplinine bakacak olursak, bireyselliğin mümkün olup olmadığı sorusunun cevabı da, mimari bilginin aktarıldığı ortamlarda ve bu ortamların karakteristik özelliklerinde aranmalı.

Örnek olarak, mimari temsilden yoksun daha doğrusu mimari temsilin yapım sürecinde mimarın işini kolaylaştırmak için sadece bir araç olduğu ve mimari bilgi üretiminin usta-çırak ilişkisine dayalı olduğu dönemlerde, mimarlık bilgisi ustadan çırağa aktarılan bilginin dışına çıkamadı ve tıpkı sözlü kültürlerde olduğu gibi gelenekselci bir anlayışın oluşmasına neden oldu.

15. yüzyıl ortalarında tek nokta perspektifinin bulunması ile başlayan süreç ise, mimari bilginin üretim sürecinde değişiklikler yaşanmasına neden oldu. Perspektifin sabit bakış açısının getirdiği uzaklık ile birlikte mimar yapım sürecinden uzaklaştı. Bu durum usta-çırak ilişkisinin ve inşa süresince deneyimlenen bilginin mimarlık alanındaki önemini kaybetmesine neden olarak, mimari bilginin mimari temsiller üzerinden üretilmesini beraberinde getirdi.

Başta mimarın inşa sırasında faydalandığı araçlardan ibaret olan mimari temsillerin bu sayede önem kazanması ve teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ile birlikte mimari temsil bir araçtan amaca dönüşmeye başladı ve her dönemin mimarlık anlayışı mimari temsiller üzerinden kendi paradigmalarını yarattı.

Mimari temsiller üzerinden her ne kadar stile dayalı paradigmalar yaratılmış da olsa, bir anlamda mimari bilgi üretimini usta-çırak ilişkisinin çıkmazından kurtararak mimarlık alanında yeni fikirler açılımların oluşmasına olanak verdi.

Günümüz mimarlık disiplini ortamına bakacak olursak ise yine enformasyon teknolojilerinin yarattığı  iletişim ağı sayesinde kendini göstermiş ve ağa dahil olan bireylerin kişisel deneyimleri ile elde ettikleri bilgilerin mimarlık bilgisini dönüştürme gücü, günümüz mimarlığını tek bir tanım altında sokmaktan uzaklaştırdı.

Deneyime dayalı gündelik yaşantının, mimarlığa etkileri, şimdiye kadar bilgi aktarım aracı olarak kullanılan mimari temsillere yaklaşımda da değişiklikler olmasına neden oldu ve gündelik yaşantının temsilinin bilindik temsiller ile mümkün olamayacağı kabulü, mimari temsilin bilgi üretme süreci üzerindeki egemenliğinin yok olmasını beraberinde getirdi.

Bundan böyle, enformasyon teknolojilerinin mümkün kıldığı, gerek internet ortamında gerekse fiziksel çevrede faaliyet gösteren ve kişisel cemiyet olarak adlandırılan enformel oluşumlar, mimarlık alanında söz sahibi üniversite ya da meslek örgütleri gibi formel kurumlar ile birlikte mimari bilginin şekillenmesinde söz sahibi olacaklar ve tıpkı enformasyon teknolojilerinin yarattığı günümüz ağ toplumunda kabileselcilik ve cemiyetleşme tehlikesinin her zaman geçerli olması gibi mimarlık disiplininde de aynı tehlikeler bulunmaya devam edecek.

Tüm bunlar aslında mimarlık disiplininde de bireyselliğin çok da kolay mümkün olamayacağının göstergesi.