AKP İktidarı tarafından 18 Aralık 2012 tarihinde ülkemizin köklü üniversitelerinden Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ)‘ne yönelik, “Başbakanın Göktürk-2 uydusunun törenine katılması” gerekçe gösterilerek işgal kuvvetini çağrıştıran bir saldırı gerçekleştirilmesi sonucunda pek çok öğrenci ve öğretim kadrolarına şiddet uygulanmıştı…
Bu kez, iktidarın emrindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri, 18 Ekim 2013 geceyarısı operasyonu ile ODTÜ Yerleşkesi‘ne habersiz ve izinsiz olarak girmiş, yapılması planlanan sekiz şeritli “yol” çalışması nedeniyle hukuk dışı bir müdahale ile usulsüz bir biçimde 3000‘den fazla ağacı katletmiştir.
Bu hukuksuzluğun ve doğa katliamının durdurulması için 21 Ekim 2013 tarihinde Mimarlar Odası olarak Cumhuriyet Savcılığı‘na suç duyurusunda bulunulmuştur.
1995 yılında Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “Ankara metropolü içinde bir daha elde edilemeyecek ve bu nedenle kaybedilmemesi gereken önemli bir yeşil ve rekreasyon alanı” olarak 1. Derece SİT Alanı ilan edilen ODTÜ Yerleşkesi‘nden yol geçirme çalışmaları, teknik ve idari noktalarda da usulsüzlükler nedeniyle bilimsel ve mesleki olarak haklı itirazlarla karşılaşmaktadır.
1990‘li yıllara ait olan sözkonusu projenin uygulanması süreç içersinde yaşanan kentsel ve fiziki gelişmelerle de bağdaşmamaktadır. ODTÜ Yerleşkesi dışında, Çiğdem ve 100. Yıl Mahallelerini de öncelikli olarak etkileyecek olan bu proje, kamu yararı ilkesiyle katılımcı, demokratik, şeffaf yöntemler izlenmeli; bilimsel ve hukukî ilkeler göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmelidir.
Bugün gündemde olan ulaşım projeleri ile yurttaşların ulaşım olanaklarını kolaylaştırma değil, rantın hedeflendiği, bir bütün olarak çevrenin rant aracı olarak görüldüğü açıkça ortaya çıkmıştır. Bu “ulaşım projeleri” adındaki “yağma” kararlarını gerçekleştirmek için hukuk, şehircilik ilkeleri ve bilim hiçe sayılmaktadır. Raylı sistemler gibi toplu ulaşım araçlarının kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlayacak ulaşım politikalarının tercihi yerine, mevcut yol sayısını artıran ve ulaşıma çözüm olmayan, çevre yağması niteliğindeki projeler aracılığıyla ulaşım sorununun çözülmesi mümkün değildir.
Gelinen aşamada, iktidarın çevre duyarlılıkları karşısında, “polis gücü” kullanılarak baskı ve şiddet yöntemlerini tercih ettiği anlaşılmaktadır. Günlerdir süren doğa ve çevre gönüllüsü kesimlere karşı sürdürülen şiddetin yanı sıra, Ankara Büyükşehir Belediyesi‘nin ODTÜ Yerleşkesi‘ne toplu ulaşımı durdurması bir başka insan hakları ihlalidir. Bu uygulama sonucunda yerleşkede yaşayan on binlerce insan “ulaşım hakkı”ndan mahrum bırakmıştır. İlgili yasal düzenlemelere dair hukuki süreçler devam ederken, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından süreçlerin tamamlanması beklenmeksizin yapılan müdahalesi, kente, çevreye ve kentliye uyguladığı baskı ve şiddet bir “insanlık suçu”dur ve kabul edilemez.
Bizler Mimarlar Odası olarak,
AKP iktidarının ve emrindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi‘nin ODTÜ‘ye yönelik uygulamakta olduğu “hukuk ve çevre katliamı” politikaları karşısında her zaman olduğu gibi hukukun, demokrasinin, özgürlüğün ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamaktayız.
Gezi Direnişi ile milyonlarca yurttaş tarafından verilen mesajı anlamamakta ısrar eden iktidarın ODTÜ‘ye karşı uyguladığı şiddet, baskı, sindirme politikaları karşısında “fidan dikme kampanyası” ile barışçı, demokratik ve uygar bir davranışla verilen yanıtı çok iyi algılaması gerektiği kanaatindeyiz.
Bu vesile ile doğaya ve çevreye sahip çıkma duyarlılığı gösteren ODTÜ öğrencileri ve mensuplarının, mahalle sakinlerinin, meslek örgütleri ve STK temsilcilerinin, yıkıma ve ağaç katliamına karşı doğal demokratik haklarını kullanmasına tahammül edemeyen otoriter ve yağmacı bir anlayışla yapılan müdahaleleri kınıyoruz.
Değerli kamuoyumuza saygı ile duyurulur…
Mimarlar Odası