Bir yıl önce 28 Ekim 2014 tarihinde saat 12:15 sıralarında Karaman İli Ermenek İlçesinde özel sektör tarafından rodövans usulüyle üretim yapılan yeraltı kömür ocağının mücavirinde bulunan ve geçmiş yıllarda üretim yapılarak terk edilmiş ocakta birikmiş yaklaşık 10.000 metreküp suyun facianın yaşandığı ocakta yapılan çalışmalar sırasında ocak içerisine aniden deşarj olmasıyla 18 maden işçisi su altında kalarak yaşamını kaybetmiştir.
Yaşamını kaybeden maden emekçilerini saygı ile anıyor yakınlarına tekrar başsağlığı diliyoruz.
Facianın yaşandığı gün Ankara`dan olay yerine giden Odamız uzmanları tarafından yapılan incelemeler sonucunda aşağıda belirtilen hususlar kamuoyu ile paylaşılmıştı.
-Olayın meydana geldiği Ocakta, özel sektör tarafından rodövans yöntemi ile üretim yapılmaktadır.
-Ocakta 3 vardiya halinde çalışma yapılmakta olup, facia anında ocakta bulunan 26 işçiden 8 işçi kendi imkânları ile dışarı çıkmış, ocak içerisinde 18 işçi mahsur kalmıştır.
-Ocakta çalışan işçilerin istihdamı genellikle çevre köylerden sağlanmakta olup, sendikasız ve düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.
-Facianın meydana geldiği sahada, 3 ayrı firma tarafından aynı anda rodövans yöntemi ile üretim yapılmaktadır.
-Geçmiş yıllarda ocağın mücavir alanlarında üretim yapılmıştır. Eski imalat olarak adlandırılan bu üretim alanlarında biriken sular facianın yaşandığı ocakta yapılan çalışmalar sonucunda ocak içerisine deşarj olmuştur.
Bu tespitler ışığında; facianın meydana gelmesinde ki en önemli neden olan havzanın bir bütün olarak değerlendirilmemesi ve tüm madencilik faaliyetleri ile birlikte havzanın madencilik planlaması yapılmadan gerekli ruhsat izinlerinin verilmesi dolayısıyla işveren ile birlikte MİGEM birinci derecede sorumlu bulunmuşlardır.
Bilindiği üzere işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemeler tek başına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından yapılmaktadır. Bu düzenlemeler esnasında üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin (TTB, TMMOB) görüşlerine başvurmayan ya da başvurduğu halde düzenlemelerde dikkate almayan ÇSGB`nın yıllardır artan iş kazalarından ve can kayıplarından sorumlu olduğu da belirtilmiştir.
Bu tespitlerimiz; kaza ile ilgili olarak düzenlenen resmi raporlar ile de örtüşmektedir.
Kazaların önlenmesi için uzmanlarımız tarafından yapılan incelemelerde aşağıda belirtilen görüş ve önerilere yer verilmiştir.
•Rodövans ve taşeronlaşma uygulamaları acilen iptal edilmelidir.
•Madenlerimiz; kamu yararı öncelikli olarak, mühendislik bilim ve tekniğinden yararlanılarak, havza madenciliğine uygun olarak planlanmalı ve işletilmelidir.
•Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir.
•İSG‘ye ilişkin kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının (TTB, TMMOB) görüşlerini alınmalı, ulusal düzeyde karar alma mekanizmasında çoğunluğu emek örgütlerinin oluşturduğu bir yapı oluşturulmalıdır.
• Bundan önce olduğu gibi “gerekenler yapılacaktır” gerekçesinin arkasına sığınılmadan gerçek sorumlular belirlenmeli, maden mühendisleri, teknik ve daimi nezaretçiler ile diğer çalışanlar günah keçisi olarak seçilmemelidir.
Madencilik alanında facialarla dolu 2014 yılının ardından; siyasi iktidar tarafından yine bir şeyler yapılıyormuş gibi gösterilmiş, ETKB ve ÇSGB tarafından yapılan düzenlemelerde iş cinayetlerini engelleyecek kayda değer önlemler alınmamıştır. Hatta İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yapılan değişiklikler adeta devletin bu alandaki eksikliğinin ve yetersizliğinin bir itirafı şeklinde olmuştur. Soma ve Ermenek bilirkişi raporlarında belirtilen eksiklikler madencilik bilim ve tekniğinin bir gereği olmasına rağmen ancak 319 ölümün gerçekleşmesinden sonra mevzuata girebilmiştir.
Yine bu faciaların ardından maden mevzuatında yapılan değişikliklerle sadece özel sektöre ait yeraltı kömür ocaklarında rödovans kaldırılmış, kamu kurumlarının elinde bulunan yeraltı kömür ocaklarının tamamına yakınında rödovans yolu ile yapılan üretime herhangi bir kısıtlama getirilmemiş, havza madenciliği ve temel madencilik sorunlarına ilişkin önlemlere yer verilmemiştir. Ayrıca teknik nezaretçiliğin kaldırılarak yerine getirilen daimi nezaretçiliğin hazırlanan uygulama yönetmeliği taslağında görüleceği üzere ihtiyaca cevap vermeyeceği anlaşılmakla birlikte zaten varolan daimi nezaretçiliğin yeni bir uygulama gibi sunulmasına da anlam verilememektedir.
Soma ve Ermenek faciasından sonra en az 120 maden emekçisi iş kazaları nedeniyle yaşamını kaybetmiştir. Yaşananlar göstermektedir ki alınan önlemler yeterli olmayıp ölümler devam etmektedir.
Defalarca söyledik bir kez daha söylüyoruz. Yaşanan ve yaşanacak ölümlerin sorumlusu maden mühendisleri, iş güvenliği uzmanları ve daimi nezaretçiler değil mevzuatın ve bilimin gerektirdiği önlemleri almayan işverenler ile yanlış mevzuatı ve yapıyı yaşama geçiren siyasiler ve bürokratlardır.
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU