AKP Hükümeti, bütçe açıklarını kapatmak ve vergi gelirlerini artırmak amacıyla elektriğe ve doğal gaza bir kez daha zam yapmıştır. Alınan karar gereği, 1 Ekim‘den geçerli olmak üzere doğalgaza yüzde 9.8 ve elektriğe ise yüzde 10.1 oranında zam yapılmıştır. Sanayide ve tarımsal sulamada kullanılan elektriğin fiyatı da artmıştır. Sanayideki ve tarımdaki bu maliyet artışı, iğneden ipliğe bütün tüketim mallarına yansıyacaktır.
Ekim 2011‘de doğalgaz fiyatlarına konutlarda yüzde 12.28 ile yüzde 14.35 arasında, elektrik fiyatlarında ise 9.07 oranında zam yapılmıştır. Nisan 2012‘de ise ilk zammı da aşan bir biçimde doğalgaza yüzde 18.72, elektriğe yüzde 9.26 oranında zam yapılmıştır. 1 Ekim 2012‘den itibaren geçerli olacak son zamlarla birlikte bir yıl içinde üçüncü kez zam yapılmıştır. Böylece bir yıllık zam oranı doğalgazda yüzde 49, elektrikte yüzde 31 olmuştur. Eylül ayının son haftasında da akaryakıt fiyatlarına yüzde 10‘un üzerinde zam yapılmasının ardından mazota yüzde 13.5, benzine yüzde 12 ve kömüre de yüzde 9,5 zam yapılmıştır.
2012 yılı enflasyon hedefini yüzde 6,5 olarak belirleyip, memur, işçi, emekli, dul ve yetim aylıklarına bu çerçevede elleri titreyerek zam artışı öngören AKP Hükümeti, kış başı elektriğe ve doğalgaza bu zamları yapmaktan çekinmemiştir. Memur ve emekli maaşlarına yüzde 4+4 zam yaparken çok ince hesap yapan siyasi iktidar, bu zamları yaparken emekçi halkı hiç düşünmemiştir. Bu zamlar sonucu emekçi halkın kesesinden daha fazla para çıkacak ve yoksulluk artacaktır. Çalışanına yıllık % 4+4 maaş zammını layık gören, emeklisini açlığa mahkum eden, işsizini hiç dikkate almayan hükümetin yaptığı bu zam, en hafif tanımla insafsızlıktır.
Yapılan bu zamlar, siyasi iktidarın uyguladığı yanlış politikaların bir sonucudur. “Al ya da öde” anlaşmaları sonucu ithal edilen doğal gaza artan bağımlılığın ve yerli enerji kaynaklarımızın yeterinde kullanılmamasının doğal sonucudur. Bununla beraber yapılan özelleştirmelerle dağıtım şirketlerinin karlarını korumak amacıyla yapılan zammın bedelini vatandaş ödemektedir.
Bugün, elektrik alanının piyasalaştırılması sonucunda yapılan bu yüksek oranlı elektrik zammına, yarın olası petrol ve doğalgaz krizleri sonucu yeni zam dalgaları eklenecektir. Elektrik üretiminde doğalgaz ve ithal kömüre bağımlılık azaltılmadığı, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmediği müddetçe fiyatlar artmaya devam edecektir. Rekabetin mümkün olmadığı enerji alanında yapılan özelleştirmelerin ucuzluk sağlayacağı iddiası çökmüştür. Kamunun zararına olan özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarından vazgeçilmelidir. Elektrik fiyatlarının artmaması için üretim, iletim, dağıtım ve perakende olarak ayrıştırılan hizmetlerin bütünleşik bir yapı içerisinde sunumunu mümkün kılacak kamusal bir örgütlenmenin yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Ancak böylesi bir uygulama ve yerli kaynaklarımızın değerlendirilmesiyle, halkımıza ucuz elektrik sunulması mümkün olabilecektir.
Elektrik; tüm halkın kullanmak zorunda olduğu bir değer, bir haktır. Bu nedenle ticari bir meta olarak değerlendirilmemeli ve piyasanın insafına bırakılmamalıdır. Elektriğe ve doğalgaza yapılan zam geri alınmalı, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın öncelikli olarak kullanılması doğrultusunda kamu eliyle yatırımlara acilen başlanılmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
04 Ekim 2012, Ankara