Başbakan tarafından 12.11.2014 tarihinde “İş Güvenliği Eylem Paketi” açıklanmıştır. Paketin hazırlanma sürecinin uzun zamandır devam etmesi ve Bakanlıklar arasında koordinasyonlu olarak bir çalışma yürütüldüğünün açıklanması sonucu kamuoyu nezdinde, işçi sağlığı ve güvenliği hususunda köklü reform niteliğinde çözümlerin geleceği konusunda bir beklenti oluşmuştur. Ancak paket genel görünümü itibarı ile beklentileri karşılayamamıştır.
Paket içerisinde çok tehlikeli işlerde çalışanların mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu, madenlerin iki yol ile yeryüzüne bağlı olması, şantiye şeflerinin iş güvenliği uzmanı olma zorunluluğu zaten mevzuatta olması nedeniyle yeni bir düzenleme olarak sunulması yeni bir gelişme değildir.
Özel sektörde rödovans uygulamasının yapılmayacağı olumlu bir gelişme olarak kabul edilmekle birlikte; kamuda gizli bir özelleştirme uygulaması olan rödovansın en az 15 yıllık süre ile güvence altına alınarak devam etmesi aslında hiçbir şeyin değişmediğinin ve değişmeyeceğinin de bir göstergesidir.
Maden işçilerine hayat sigortası yaptırılması ve denetimin özel yetkili kuruluşlar tarafından sağlanması hususları özelleştirme uygulamalarının yaşamın her alanında artarak devam edeceğini göstermektedir.
Teknik ve daimi nezaretçilere, “iş güvenliği uzmanı” olma şartının getirilmesi işverenin cezai ve hukuki sorumluluklarının maden mühendislerinin üzerine yüklenmesi sonucunu doğuracaktır. Olması gereken, teknik ve daimi nezaretçilerin iş güvencesi ve mesleki bağımsızlık koşullarının sağlanmasıdır. Madencilikte; üretim ile iş güvenliği iç içe bir bütün halinde olması nedeniyle maden mühendisliği eğitiminde işçi sağlığı ve güvenliği konuları detaylı bir biçimde işlenmektedir. Zaten hali hazırda teknik ve daimi nezaretçilerin büyük bir çoğunluğu, belge alarak yeni iş alanlarında çalışabilecekleri umudu ile iş güvenliği uzmanlığı belgesi edinmiş bulunmaktadır. Dilerdik ki bu açıklanmadan önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın koordinasyonu ile ülkemizde kaç maden mühendisinin iş güvenliği uzmanlığı sertifikasına sahip oldukları araştırılmış olsa idi, maden mühendisinin birçoğunun zaten İş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olduğu görülecekti.
Getirilmek istenen bu düzenleme ile sadece işverenin maliyetlerinin azalması sağlanacaktır. Başka bir görev verilemeyecek olan iş güvenliği uzmanına, teknik nezaretçilik görevinin de yaptırılması hem işçi sağlığı ve güvenliği uygulamalarına hem de maden mevzuatına uygun değildir.
Yetkililerce daha önceden paketin içinde yer alacağı dillendirilen mesleki bağımsızlığa yönelik iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin bir hesapta toplanarak ödenmesi çalışmasının ise paketten çıkarıldığı görülmektedir. Sadece iş güvenliği uzmanlarına yönelik olmayıp, teknik nezaretçileri de kapsaması gereken, uzman ve nezaretçilerin özgürce karar verebilmesini ve görevini layıkıyla yerine getirebilmesini sağlayacak mühendislerin ücretlerinin işverence ödenerek oluşturulacak fonun hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Pakette 3 yıl içinde iş kazası olmayan çok tehlikeli iş yerlerinde işsizlik sigortası priminin işveren payını yüzde 2 yerine yüzde 1 olarak tahsil edileceği, ancak takip eden yılda, ölümlü iş kazası meydana gelirse aynı primin yüzde 3 olarak tahsil edileceği belirtilmiş ve ödül-ceza dengesi ile hem kazalarının azaltılacağı hem de işverenlere ciddi bir teşvik sağlanacağı belirtilmiştir. Ülkemizde çalışanların birçoğunun ücreti asgari ücret üzerinden ödenmektedir. Asgari ücret üzerinden işverenlerin işsizlik sigortasına ödedikleri %2 oranındaki prim ise 22,68 TL`dir. Yani işveren işyerinde iş kazası yaşanmaması durumunda çalışan başına, 11,34 TL ödüllendirilmiş, kaza olması durumunda ise fazladan 11,34 TL ödeyerek cezalandırılmış olacaktır.
Ülkemizde meydana gelen kazaların yarısının 50`den az işçi çalıştıran işyerlerinde meydana geldiği gerçeği karşısında, 10 işçi çalıştıran işverenin ayda 113,4 TL, 50 işçi çalıştıran işverenin ise ayda 567 TL az veya fazla ödeme yapmasından bahisle iş güvenliği kurallarına uyacağını düşünmek biraz fazla optimistlik içermektedir.
Sonuç olarak açıklanan paketin, Bakanlıklar arasında koordinasyon sağlanmadan, meslek odalarının görüş ve önerileri alınmadan aceleci bir şekilde hazırlandığı ortaya çıkmaktadır. “Ben Yaptım Oldu” anlayışı ile hazırlanan paket sorunun kaynağına inmeden, pansuman çözümler içeren bir taslak olmaktan öteye ne yazık ki geçememektedir.
Yeni Somalar, Ermenekler yaşamamak için defalarca söyledik ve tekrar söylüyoruz.
-Yaşanan sorunların çözümü için demokratik katılımın esas alınarak üniversiteler, sendikalar, meslek odaları ve devlet birlikte tüm tarafların eşit katılımı ve ortak kararı ile bilimin ve hukukun evrensel kurallarına uygun olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ve sistemini yeni baştan düzenlemelidir.
-Yapılacak iş güvenliği düzenlemelerinde emek örgütleri ile meslek odalarının yönetiminde eşit olarak temsil edildiği, bünyesinde mevzuat, denetim, eğitim ve bilimsel araştırmalar yapılan birimlerin yer aldığı özerk bir Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu kurulmalıdır.
-İşçi sağlığının piyasalaştırılmasına ve taşeronlaştırılmasına neden olan İş Sağlığı Hizmetleri uygulamalarına derhal son verilmelidir.
-İş Güvenliği Uzmanları ile İşyeri hekimlerinin mesleki bağımsızlığı ile iş ve ücret güvencesi devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
-İş güvenliği denetiminin sigorta şirketleri aracılığı ile özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması yerine kamu eliyle yürütülmesi gereken ve yürütülen denetim sistemi güçlendirilmeli ve sorunları çözülmelidir.
-Madencilik alanında rezerv kaybı ile iş güvenliği sorunlarının çözümü için “Havza Madenciliği” ne geçilmelidir.
-Madencilik alanında özelleştirme uygulamalarına son verilmeli özelleştirilen madencilik kuruluşları tekrar kamu eliyle işletilmelidir.
-Madencilikte taşeronluk ve rödovans uygulamaları yasaklanmalıdır.
-Teknik nezaretçilerin mesleki bağımsızlığı ve ücreti güvence altına alınmalıdır.
-Madenciliğin, mühendislik bilim ve esaslarına göre yürütülmesi için her işletmede her vardiyada maden mühendisi istihdamı sağlanmalıdır.
-Madenciliğin kendine özgü sorunları ve yapısı olması nedeniyle “Maden İş Kanunu” çıkarılmalıdır.
-Madencilik kurum ve kuruluşlarının yeniden yapılandırılarak “Madencilik Bakanlığı” kurulmalıdır.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu