Yarattığı büyük travmanın izlerinin günümüzde de gözlenebildiği ikinci dünya savaşının başlama günü, tüm dünyada 1 Eylül Barış Günü olarak anılmaktadır. Dünyanın çeşitli yerlerinde ve kendi coğrafyamızda yaşanan savaşlar, barışa dair olumlu adımlar atılmadığının bir göstergesidir.
On yıllardır, memleketi beraber kurduğumuz halklar arasındaki savaş sürmektedir. Türkü, lazı, kürdü, ermenisi ve diğer halklarla barışa dair atılan adımlar bugün daha da büyümelidir. Siyasal iktidarın emperyalist projecilerden devşirdiği “açılım”lar ülkemizdeki halkların daha çok duyarsızlaştırılması daha çok AKP’lileştirilmesi, gericileştirilmesi anlamı taşımaktadır. Emek ve özgürlük eksenine teğet geçen her türlü açılım, bölgeyi kontrolü altına almaya çalışan ABD, AB’nin başarı hanesine yazılmakta, halkların arasındaki kardeşliği nefrete, şovenizme dönüştürmektedir.
Barış için öncelikle, silahlar karşılıklı bırakılmalıdır. Onlarca yıl süren savaş hiç bir şeye derman olmamıştır. Çözüm tüm halkların eşitlik, özgürlük mücadelesini, birlikte yükselterek gerçekleşebilecektir. Bir arada yaşamak bir zenginlik olarak kabul edilmeli, her türlü milliyetçi-şoven söylemlere karşı durulması gerekmektedir.
Emperyalist projelerden ve yerli işbirlikçilerden barış adına medet umanlar gaflete düşmektedirler. Sicili oldukça kirli, milyonların katili emperyalistlerden barış adına bir adım atmalarını beklemek daha uzun yıllar bekleneceğinin bir işaretidir. Barış, halkların birlikte demokrasiden, emekten, özgürlükten, eşitlikten ördükleri kopmaz bağlarla gelecektir.
1 Eylül 2009’un bu bağların sağlamlaştırılmaya başlanması dileği ile…
Yaşasın Dünya Barış Günü, Yaşasın Halkların Kardeşliği…
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu