Şehir plancısıyım. Özel sektörde yaklaşık 2.5-3 yıldır çalışıyorum. İş arama sürecinde kafam biraz karışıktı, mesleki anlamda beni geliştirecek bir işte çalışmak istiyordum. Tam da bu yüzden hâlihazırdaki özel planlama bürolarının çalışma yöntemlerinin, tarzlarının ve iş ortamlarının ötesinde bir beklenti içindeydim. Dolayısıyla da istediğim türden bir büroyu araştırmaya başladım. Standart planlama
Yine “Dünya’nın/Avrupa’nın en …” diye adlandırılan bir projenin açılışı konuşuluyor, Avrasya Karayolu Tüneli Projesi. Bombaların, katliamların dumanı dahi sokaktayken AKP-Saray iktidarının siyasi şovuna dönüşecek “şaşalı” bir açılışa tanık olacağız. İktidarını mega yıkım projeleri üzerinde inşa eden Saray’ın kamu varlıklarını inşaat patronlarına “garanti” ettiği bu düzende, sonu gelmez “en”lerden biri daha
Güvencesizlik, temelde iş güvencesinden ve sosyal haklardan yoksun olma ve bu nedenle sürekli olarak gelecek kaygısıyla yaşama anlamına gelir(1). Son yıllarda çalışma yaşamının en temel sorunu haline gelen güvencesizlik, düşük ücretlerle çalışma; mühendis, mimar, şehir plancılarının da temel sorunlarından biri haline geldi. Ülkemizdeki ortalama ücretlerin asgari ücrete yaklaşıp, asgari ücretin
Ben harita mühendisiyim. Özel bir harita bürosunda çalışıyorum. Mezun olalı bir buçuk yıl oldu. Kendi meslek alanımdaki ilk işim ve bu işe gireli 9 ay oldu. İş arama sürecimden bahsetmem gerekirse, öncelikle bir hayli sancılı geçtiğini söyleyebilirim. 7 ay boyunca iş peşinde koşturdum. İşverenlerin cinsiyetçi ayrımlarına ve yeni mezuna karşı
Günümüzdeki anlamıyla üretim, belki de Magna Cartha’dan beri, bir tarihe – dolayısıyla diyalektiğe – tabiidir ve geçirdiği dönüşümler, toplumsal evrimle doğrudan ilişkilidir; aslında onun asli itici gücüdür[1]. Başka bir ifadeyle, hiçbir toplumsal doktrin, ondan bağımsız düşünülemez. Bu bakımdan, ne şekilde idare edildiğimiz, hangi koşullarda ürettiğimizle ve yaşadığımızla doğrudan ilişkilidir. Burada
Bir dağa bakmak ve anlamamak… Yaşadık mı …. ? Biz hiç, bir dağa korkuyla sarıldık mı ? , umutla baktık mı… ? O dağı oysan kaç ömür sığar içine ?…. bildik mi …. ? Bir dağa kaç ömür , bir ömüre kaç dağ sığar sorduk mu … ? Bilmedik ….
Mevcut politik ortam içinde “alternatif” tartışmalar üretmenin zor olduğu, sanırım, genel bir kabul görecektir. Fakat “alternatif” bir politik hat kurmanın ve her alanda yapısal olarak farklılıklar içerse de farklı birlikteliklerin politik zeminlerde kendi gündemlerini etkili tartışma/uygulama zeminlerinde yeniden üretme çabası, tam da bu “alternatif” politik hattın üretilmesine katkı sunmaktadır. Bu
Beşiktaş Belediyesi, Abbasağa Parkı için proje hazırladı. Projede, sert zemin değiştirilecek, oyun grupları, elektrik ve sulama altyapısı yenilenecek. Asıl soru ise şu, Abbasağa Parkı’nın ihtiyaçları küçük dokunuşlar ve rehabilitasyonla giderilebilecekken, parkı sil baştan yapılandırma ihtiyacı nereden doğdu? İstanbul Beşiktaş’ta bulunan en büyük parklardan biri olan Abbasağa Parkı’nı Beşiktaş Belediyesi 2017
AKP’nin yeni bir enerji projesi var. Üstelik bu da en büyük olanlardan. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı (ETKB) damat Berat Albayrak 20 Ekim’de Konya Karapınar’da 1000 MWh kurulu güçte Güneş Enerji Santralı (GES) kurulacağını açıkladı. Bunun dünyadaki en büyük güneş tarlası olacağını da eklemeyi unutmadı. AKP iktidarı enerji, ulaşım, inşaat
Türkiye’nin her bir ilinde onlarca örnekle ortalığa saçılan AKP-Cemaat ortaklığındaki rant paylaşımı tek taraflı değildi. 2002 yılından bu yana devletin olanaklarını sınırsız bir şekilde cemaate sunanlar kandırılmadı, bizzat oradaydılar. AKP’nin Gülen Cemaati’ni yere göğe sığdıramadığı dönemlerde, Cemaat’e yakın sermayeye sunulan imkanlar, Cemaat üyelerine sunulan ayrıcalıklar, Cemaat Vakıfları’na yönelik teşvikler ve
Darbe girişimi ve OHAL gündemleriyle birlikte kente yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Kamusal alanlar bugüne kadar nasıl pay ediliyorsa, imar oyunlarıyla ayrıcalıklar sağlanıyorsa bugün de yeni krizin fırsata dönüştürülmesi için KHK’lar, torba yasalar çıkarılıyor, talan sürdürülüyor. Kent içinde askeri alanların dönüşümü, bugüne kadar birlikte yürüyen AKP-Saray iktidarı ve Gülen
Karşı darbenin saldırganlığının içinde kalan bir mücadele var bugünlerde İstanbul’da.. Kabataş İskelesi’nin yıkımı ve yerine yapılmak istenen Martı Projesi.. Karşısında da darbe girişiminden iki gün sonra herkesin sokağa çıkmakta tereddüt ettiği bir anda iskeleleri için imza toplamaya devam eden kent savunucuları ve “İskelemiz kapatılamaz” diyen İstanbullar Dünyanın en hızlı değişen
Üzerine çok şey yazıldı, birçok haber yapıldı. Açılışı, Atatürk Havalimanı’nda yaşanan IŞİD katliamının hemen ardından, öldürülen 45 insanımızın bazılarının cenazesi bile defnedilmemişken konfetilerle, davul zurnayla, ‘şölenle’, balonlarla kısacası ardı arkası kesilmeyen mega proje çılgınlığıyla yapıldı. İktidarın darbe anında bile dilinden düşürmediği ‘kalkınma’ adı altında yürütülen operasyonların başında gelen projelerden biri..
Taksim’de Haziran İsyanı’nın ardından büyük bir kalabalıkla olmak güzeldi. Kürsüden laiklik vurgusu yapıldığı zaman yüz bini aşkın kişinin ses vermesi, diktatörlüğe karşı cümleler ifade edildiğinde yine yüz binlerin tepkisi sevindirdi her birimizi. CHP’nin çağrısıyla yapılan miting hazırlıkları sürerken, sosyalistler, emek ve meslek örgütleri darbeye, diktatörlüğe, OHAL’e karşı bu buluşmayı gündemine
Adrasan, Maltepe, Gelibolu.. Orman yangınları bu yıl da gündemimizde. Haberini aldığımızda boyutlarını gözümüzde canlandırmakta zorlanırız. ‘Bilmem kaç futbol sahası kadar alan yandı’ ifadeleri kulağımıza çalındığında somutlanır felaket kafamızda. Ülke ormanlarının 12 milyon hektarı yani %57’si ‘orman yangınlarına karşı hassas’ iken yangın kontrolü nasıl sağlanacak? Orman, içinde yaşayan tüm canlıların birbiriyle
AKP hükümeti çiftcinin tarımsal üretimde kullandığı nitratlı gübreyi yasakladı. Gerekçe ise nitratlı gübrenin patlayıcı/bomba yapımında kullanılıyor olması. 6 Haziran’da gelen bu yasaklamayla 2017 yılına kadar nitratlı gübrelerin yurt içinde satışı ve pazarlanması yapılamayacak. Çiftçi böylelikle yaz başında hasat alması için kullanacağı gübreden mahrum kaldı. “Nitratlı gübrelerin tek başına patlama özelliği
Binali Yıldırım’ın başkanlığında kurulan yeni AKP hükümeti, enerji alanındaki yağmayı ve soygunu derinleştiren torba yasayı Meclis’ten geçirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı (ETKB) damat Berat Albayrak’ın hazırladığı torba yasa, hükümet kurulur kurulmaz Meclis gündeminde ilk sıraya alınarak görüşüldü ve AKP’nin oylarıyla kabul edildi. Torba yasa; Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Türkiye’de bilimsel ve teknolojik gelişmeleri teşvik etmek, özendirmek, düzenlemek ve koordine etmek gibi somut hedefler taşıyan, bilim ve teknoloji stratejilerini/planlamalarını belirleme konusunda yetkili en üst karar organı TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu), bugünlerde içinde bilim dışında her şeyi barındıran, akıllara zarar gerici projelerle gündeme geliyor. TÜBİTAK’taki değişim, süreli
TMMOB 44. Olağan Genel Kurulu geride kaldı. İlk kez katıldığım genel kurula dair TMMOB’un genç bir kadın üyesi olarak izlenimlerimi ve yaşadığım endişeleri, kızgınlıkları, şaşkınlıkları aktarmak, yaşananları herkesin bilmesi için bu yazıyı yazma kararı aldım. Öncelikle hem yeni mezun hem de bir kadın olarak TMMOB delegesi (1) olabilmemi Şehir Plancıları
Bazen yalnızca başımıza geldiğinde önem kazandığını düşündüğümüz durumlar vardır. Gıda zehirlenmeleri bunlardan biridir. Yediğimiz bir makarna, soslu gıdalar, balık ya da tavuk bir anda tüm hayatımızı değiştirebilir. Gıda zehirlenmesi vakaları özellikle okul, sosyal tesis gibi kamuya ait kurumlarda sıkça görülürken, toplu yemek organizasyonları ya da halkın ev dışı beslendiği mekanlarda