Uzun yıllardır "Transformers" diye bir şey duyardım. İleri yaşta bir oğlum olunca ne olduğunu öğrendim. Gerektiğinde araba, kamyon vs olan, gerektiği zaman da robota dönüşen makinaların anlatıldığı bir çizgi filmmiş bu. İlginç bir hayal ürünü... Daha da ilginci, geçtiğimiz hafta sonunda, bunun bir benzeri ile gerçek hayatta karşılaştım. 25
Bilişim teknolojilerinin (BT) gelişiminde en belirleyici etkenlerden biri fikri mülkiyet hakları için yapılan mücadele oluyor. BT'de son yıllarda yaşanan gelişmelerle beraber ses ve görüntü içeriğinin kolayca saklanabilir ve taşınabilir olması medya ve eğlence sektöründeki yapımcı şirketleri telaşlandırıyor. Bilişim sektörünün kendisinde de benzer bir durum yaşanıyor. Bilişim şirketleri, rekabet güçlerini
Adettendir, ölen birinin arkasından kötü konuşulmaz. Fakat yalan söylemek de olmaz: En baştan söyleyelim, biz kendisini pek iyi bilmezdik. Asaf Güven Aksel, Sol'daki yazısında “Jobs: Ne Melek Ne Şeytan, Sadece Meta Üreticisi” diye başlık atmış [1] . Yanılıyor, Jobs şeytanın ta kendisi! Şeytanın şeytanlığı, ademoğluna yedirdiği elmada saklıdır.
Leetaru'nun, geçtiğimiz ay First Monday'da (http://www.firstmonday.org/) yayınlanan makalesi bilişim teknolojilerinin ulaştığı noktayı ve taşıdığı potansiyeli göstermesi açısından oldukça anlamlıydı. Leetaru'nun makalesi hem yerli hem yabancı basında süper bilgisayarların artık devrimleri önceden tahmin edebileceği iddiasıyla haberleştirildi. Leetaru analizini geriye dönük yapmıştı. Fakat bu analiz,
İstanbul’daki 19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nin açılışının ertesi günü Ankara’da ülkemizdeki işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerçek durumunu yansıtan OSTİM patlamalarının duruşması 12 Eylül günü yapıldı. 3 Şubat 2011 tarihinde iki ayrı işyerinde meydana gelen ve 20 kişinin öldüğü katliamdan 7 ay sonra ceza davası Ankara 10 Ağır
Praksis Dergisi'nin 2001 yılında yayımlanan ilk sayısının hemen başında E.P Thompson'un sözlerine yer verilir:
"Sosyalistlerin asla yapmamaları gereken şey, kendilerini tümüyle yerleşik kurumlara -yayınevleri, ticari medya, üniversiteler, vakıflar- bağımlı olmalarına izin vermektir. Bu kurumların tümü baskıcıdır demiyorum- muhakkak ki onlarla birlikte pek çok şey yapılabilir. Ama sosyalist entelektüeller doğrudan kendilerinin olan
Türkiye’de neoliberal dönüşüm için tam 21 yıl önce bugün Fatsa’da Nokta operasyonu yapıldı. İki ay sonra ise, askeri faşist darbe bu ülkenin geleceğini neoliberal politikalara döndürecek olan süreci başlatmış ve Özal dönemi diye adlandıracağımız karanlık dönemin başlangıcını oluşturmuştu. Bu dönem aynı zamanda baskı politikalarının zirve yaptığı ve ülke yönetiminin TBMM
4 temmuz 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan KHK ile “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” ile “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” kurulmuştur. Özellikle “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı”nın görev tanımları arasında, ilgili meslek odaları ile ilgili mevzuat düzenlemelerinin yer alması nedeni ile yeni kurulan bu iki bakanlık TMMOB camiasında da tartışmalara yol açtı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun (BTK) 22 Şubat tarihinde aldığı “İnternet'in Güvenli Kullanımı” başlıklı kararı, 15 Mayıs'ta Türkiye'nin dört bir yanında binlerce İnternet kullanıcısı tarafından “İnternetime Dokunma” diyerek protesto edildi[1].
15 Mayıs eylemleri, her hak arama eyleminde olduğu gibi dezenformasyonu da beraberinde getirdi:
Nazlı Ilıcak, bu eylemlerin kendisinin bir dezenformasyon ürünü