Geçtiğimiz günlerde Melis Alphan’ın soysal medya paylaşımı, paylaşıma gelen yorumlarla gündem oldu. Gazeteci Melis Alphan paylaşımında “kadından mühendis olmaz” algısını yıkan genç bir kadın mühendisi örnek vermişti. Alphan’ın attığı tweete gelen cevaplar kadın mühendis, mimar ve şehir plancılarını şaşırttı. Gelen yorumlardan çıkan en temel vurgu Türkiye’de hiç bir zaman “kadından
Artvin’de çevre mücadelesini yürütenlerin verdiği bilgilere göre, Artvin kenti üst kısımdan çepeçevre Cengiz ve Kalyon’a maden arama ruhsatlarıyla parsel parsel ihalelerle verilmiş durumda. Türkiye’nin 25 yılı aşkın süredir devam eden en eski ve en köklü çevre mücadelelerinden biri olan Cerattepe direnişiyle ilgili geçen hafta önemli bir gelişme yaşandı. Artvin Cumhuriyet
Kocaeli Derince’de Merkim Endüstri Ürünleri A.Ş. firmasına ait bir depoda 2000-3000 ton arasında olduğu tahmin edilen HCH (hekzaklosiklohekzan) ve DDT (Dichlorodiphenyltrichloroethane) atığı var. HCH ve DDT karsinojenik, doğada kalıcı kirliliğe yol açan ve canlılarda birikim yapan (vücuda alındıklarında dokularda biriken) toksik kimyasal maddelerdir. Bu kimyasallar 1950’li yıllardan 1980’li yılların sonlarına
Peki deprem sonrasında iletişim kurmayı başaranlar bunu nasıl yaptılar? Mobil hatlarda yaşanan sorun sabit ses, geniş bant ve fiber altyapısında yaşanmadı. Bu nedenle de deprem sonrasında Wi-Fi erişimine sahip olanlar WhatsApp, Signal ve Telegram gibi uygulamalar aracılığıyla iletişim kurabildiler. Peki Wi-Fi erişimine sahip değilsek nasıl iletişim kurabiliriz? “Acil” durumlarda mobil
Bugün kamusal mekânın muhafazakârlaştırılması ile ilgili tek bir proje dahi duymaya tahammülü kalmayanlar için bu meseleye dair hissedilen endişenin haklı yanları olduğunu inkâr edemesek de, “kaybettiğimizi” düşündüğümüz bomontiada’yı acaba ne zaman kazanmıştık? Bomonti Bira Fabrikası’nın bir parçasını oluşturan “Eski Malt Binası”, “Eski Silo”, “Eski Arpa Temizleme Binası” ve “Eski Kazan
Bu yazı dizisinin ilk üç yazısında Rusya Federasyonu’na ve Suudi Arabistan’a ülkemizden ihraç edilen gıda ürünlerinde kullanılması 2018 yılı Ocak ayında yasaklanan Carbendazim isimli pestisit ile ilgili sorunlara yer vermiştim. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi yazıları üzerinden meselenin ne kadar geniş bir çerçeveye sahip olduğunu, Bakanlığın kamu sağlığından
Doğayla savaş halindeler, kazanırlarsa; hepimiz kaybedeceğiz. Toksikolojinin 500 yıl kadar önce Paracelsus tarafından ifadelendirilen ve bugün de modern toksikolojinin dayandığı temel prensip olan “Her kimyasal, doza bağlı olarak toksiktir” gerçeğini dile getirerek başlayalım. Her gün binlerce kimyasala maruz kalıyoruz. Bunlardan ilaç, gıda katkısı ve kozmetik olarak kullanılanlarına bilerek/isteyerek; çevre kirleticilerine,
Dünya tarihinde sosyal yapının mekansal olarak ayrışmasına ilk örnek olarak değerlendirilen ve “getto” teriminin de çıkış yeri olan Yahudi yerleşimini; bugün Venedik’te hala görebilmek mümkün. Gidip gördükten sonra bu mekanın nasıl oluştuğu, burada neler yaşandığı, vb. soruların akıllara düşmesi ise mümkün değil. Günümüzde Yahudilerin onlarla bir arada yaşamak istemeyen Hristiyanlar
Geçen hafta Türkiye’de kullanılan pestisit miktarının son on yıl içinde %57 oranında artmasına değinen bir yazı yazmıştım. Yazının yayınlanmasından sonra okurlardan çeşitli mesajlar aldım. Mesajlarda pestisit (tarımda kullanılan zehirli kimyasal maddeler) kullanımına dair istatistiksel verilerdeki bazı tutarsızlıklar, kullanım miktarlarındaki artışların ne anlama geldiği ve artışa nelerin yol açtığına dair sorular
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan çevresel göstergelere göre Türkiye’de 2017 yılında kullanılan toplam pestisit yani tarım zehri miktarı, 2016 yılına göre %8,08 artarak yaklaşık elli dört bin tona (54.098 ton) yükselmiş. İstatistiksel verilerde bazı çelişkiler var ama bu yazıda çelişkilere değil de eksikliklere değineceğim. Pestisitler tarımda çeşitli unsurlara karşı
Antibiyotikler enfeksiyon hastalılarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Ancak sadece insanların yakalandığı hastalıkların tedavisinde kullanılmıyorlar. İşin aslına bakılırsa dünya genelinde kullanılan antibiyotiklerin önemli bir kısmı hayvan yetiştiriciliğinde ve özellikle de endüstriyel hayvancılıkta kullanılıyor. Çok sayıda hayvanın sıkışık mekânlarda ve tahılla beslenmesine dayalı endüstriyel hayvancılık modeli hastalıkların yayılması için uygun bir ortam oluşturuyor
Favela, Türkiye’deki gecekondulara üretim biçimi bakımından benzer olan, Brezilya’nın “illegal” konut tipolojisine verilen addır. Tarihsel olarak 1888’de köleliğin kaldırılması sonrası barınma hakkına erişemeyen Afrika kökenli vatandaşlar bu konutları inşa etmeye başlamıştır. Bu tarihten günümüze kadar, kentin yoksul kesimlerinin, işçilerin, vb. karşılanabilir konuta erişimi bulunmayanların yerleşim yerleri de yine favelalar olmuştur.
Çeşitli ülkelere ihraç edilen ama tarım zehri, mikotoksin ya da tarım zararlısı içerdiği için ülkemize geri gönderilen gıda ürünlerine ne olduğu, bu ürünlerin iç piyasaya sürülüp sürülmedikleri ciddi bir merak ve kaygı konusu. Ancak bu konudaki belirsizlik ve olası sorunlar sadece gıda ürünleri ile sınırlı değil. Gıda üretiminde kullanılan araç
Haliç Tersaneleri deyip geçmemek gerek: Bir defa, İstanbul’un en büyük miraslarından biri. Gemicilik tarihinin her bir aşamasını katman katman üzerinde taşıyan, henüz tarihsel envanteri çıkarılamamış bir endüstriyel alan. Bir “su kenti” olan İstanbul’un hâlâ ihtiyaç duyduğu deniz taşımacılığının merkez üssü. Kent belleğinin ayrılmaz bir parçası. Ve talanına izin verilemeyecek bir
Çeşitli ülkelere ihraç edilen ama tarım zehri, mikotoksin ya da tarım zararlısı vb. gibi etkenler içerdiği için ülkemize geri gönderilen gıda ürünleri ile ilgili olarak medyada sıklıkla haberler yer alıyor. Bu ürünlere ne olduğu, ülke iç piyasasına sürülüp sürülmedikleri ciddi bir merak ve kaygı konusu. İhracattan geri dönen ürünlere ne
“bir aleme indim yalnız yerde toprak, gökte yıldız bir yan susuz bir yan deniz. iki el, bir baş verdiler bir çift göz ağlar da güler dört bir yana benim gibiler” … Bu yazı, mimarlık mesleğine henüz adım atmış ya da yakın zamanda atacak meslek insanlarına yönelik bir farkındalık çağrısıdır. Mimarlık
Bugün, 5 Haziran Dünya Çevre Günü… Stockholm’de 1972’de gerçekleştirilen ve uluslararası alanda, çevre hakkının dile getirildiği ilk toplantı olarak kayıtlara geçen Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı, çevre sorunlarına yönelik politika arayışları açısından bir milat olarak nitelendirilir. O gün alınan bir kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul
GoT’ın 8. sezonu milyonlarca sevenini (ben dahil) aceleye getirilmiş ve tatmin etmeyen sonuyla hüsrana uğrattı. Birçok insan son sezonun tekrar yazılmasını istemekle beraber birçoğu da kendileri tatmin edici son yazdı. Geri kalanlar ise George R.R. Martin’nin kitaplarını bitirerek karakterlerin inandırıcı olmayan davranışlarına düzgün bir gelişim yazıp düzeltmesini umuyor ancak bu
XXI yayın organında kentsel toplumsal hareketlere ilişkin özel bir yer ayrılması çok sevindirici.1 Zira iktidarın güç istenci, sermayenin de birikim yaratma amacıyla icat ettiği mega projeler ortamında, buna direnç gösteren hareketlere daha çok söz ortamı sağlanması gerektiğine inanıyorum. Hele de bu ortamın, bizim mesleğimiz gibi mekan kurucu bir alanın aktarım
”Okçuluk Vakfı’na aktarılan 16.5 milyon TL ile İSKİ bünyesinde bulunan ve su kalitesini korumak amacıyla faaliyet gösteren analiz laboratuvarı mükemmel bir donanıma kavuşturulabilirdi.” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) yapılan lüks harcamalar, israf, kamu kaynaklarının vakıflara peşkeş çekilmesi olarak nitelenebilecek çok sayıda haber ve yorum medyada ve sosyal medyada yer aldı. CNN