27 Ağustos 2009 Ankara - İstanbul seferini yapan Cumhuriyet Ekspresi’nin saat 17:30 sıralarında Bozüyük istasyonunu geçtikten 5 dakika sonra demiryolu üzerine çıkan bir iş makinası ile çarpışması neticesinde tren kazası meydana gelmiştir.
Olayın, köprü inşaatında çalışan iş makinasının tren yolu üzerine kontrolsüzce çıkması neticesinde yaşandığı yetkililerce belirtilmiştir. Bu üzücü kazada ilk
Danıştay, TMMOB tarafından yapılan başvuru ile Kalkınma Ajanslarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında toplam 35 maddelik Yönetmeliğin 17 maddesini iptal etti.
Bu iptal kararının anlamı, Bakanlar Kurulu‘nun iki Kuruluş Kararnamesi ile kurduğu 24 ajansın Kalkınma ve Yönetim Kurulu kararlarının ve işlemlerinin hukuka aykırı hale geldiğidir.
Kalkınma ve Yönetim Kurulu‘nun karar
“Üçüncü Boğaz Köprüsü cinayettir”
- Başbakan Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde üçüncü köprü için “cinayet” demişti.
- Üçüncü köprü için onay vererek “üçüncü cinayetin” ortağı oluyor.
- Üçüncü köprü, kent trafiğini rahatlatmayacak, aksine trafik yükünü çoğaltacak, yeni bir köprü yapımını tetikleyecektir.
- Üçüncü köprü kentin kuzey bölgelerindeki ormanlık alanların yok
Hükümetin özgürlükler ve demokrasi konusundaki anlayışı yine emekçilerin örgütlenme ve toplu sözleşme haklarının kısıtlandığı bir düzlemde sınanmakta, AKP kamu emekçilerinin emek ve demokrasi taleplerine bir kez daha kulaklarını tıkamaktadır.
Yıllardır "toplu görüşme" adı altında tek yanlı bir oyun sahneye konulmakta, kamu emekçilerinin yaşam standardı her yıl daha da geriletilmektedir..
Bu yıl da
Kamu çalışanlarına gelecek yıl yapılacak zam oranlarını belirlemek amacıyla hükümet ile kamu çalışanları konfederasyonları arasında toplu görüşe süreci başladı. Açık ki hükümet ekonomik krizi, bütçe açığını, "harcama disiplinini" bahane olarak öne sürecek ve kamu emekçilerinin talep ettiği zammı yapmayacak. Kamu emekçilerinin ücretlerinde insanca yaşamak için gerekli iyileştirmenin yapılması doğrultusundaki talebi
Mitinge katılıp, sergi açtıkları, basın açıklaması yaptıkları için tutuklu bulunan üniversite öğrencileri salıverilsin...
DEMOKRATİK HAKLAR SUÇ SAYILAMAZ
Çeşitli yasal mitinglere katılıp, ABD karşıtı karikatür sergisi düzenledikleri için gözaltına alınan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencileri 15 ay sonra bugün yargı önüne çıkarılıyor. Yasadışı örgüt üyeliği ve örgüt propagandası yapmakla suçlanan öğrenciler hakkında hazırlanan iddianamede
17 Ağustos Depremi'nden On Yıl Sonra Durum Tespiti; Deprem ve Benzer Afetlere Karşı Önlem Alması Gereken İktidarın Kendisi Bir Afete Dönüşmüş Durumdadır!
Ülkemizin yaşamış olduğu en büyük afetlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Depremi‘nin üzerinden on yıl geçmiş bulunuyor. Bu süre içinde, başta meslek odaları ve üniversiteler olmak üzere, toplumsal sorumluluk
Ne yazıktır ki 21. yüzyılda, insanoğlunun teknolojik gelişmesine övgüler sunduğumuz günümüz koşullarında, gelişmiş büyük kentlerimizde bile, sel, deprem, heyelan, hortum, kuraklık gibi doğa olayları hâlâ afete dönüşebilmektedir.
Yakın bir zamanda İstanbul, İzmir, Adana gibi büyük kentlerimizde yaşanan seller, daha sonra Karadeniz illerinde Ordu, Bartın, Rize, Artvin ve Giresun‘da acı bir felakete
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, Afetlere İlişkin Yürürlükteki Mevzuatın Eksikliklerini ve Sorunları Bir Bütün Olarak Açığa Çıkarmıştır.
Marmara Depremi Sonrası Yapılan İncelemelerde Depremlerde Oluşan Kayıpların % 80‘e Varan Kısmının, Taşıyıcı Sistemlerin Gördüğü Zarara Bağlı Olarak Tesisatlarda Oluşan Hasarlar Nedeniyle Meydana Geldiği Tespit Edilmiştir.
15 Milyon Civarındaki Yapı Stokunun % 55‘i Ruhsatsız
17 Ağustos 1999 tarihinde; 45 saniyede, on binlerce canımızı yitirdik, yüz binlerce konutumuz hasar gördü, milyarlarca dolar maddi kaybımız oldu...
Süreç içinde maddi kayıplar telafi edilse de yitirdiğimiz insanlarımızın acısını hala yüreğimizde yaşamaya devam ediyoruz. Benzer acıları yaşamamak için ilgili meslek Odası olarak, 10 yıl boyunca yaptığımız gibi bundan sonra
17 Ağustos 1999 yılında yaşadığımız büyük depremden bu yana on yıl geçti. Sanayimizin -ekonomimizin kalbi olan Marmara Bölgemizde meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 30.000 insanımızın ölümüne, 23.983 insanımızın yaralanmasına, 324.000 konutun hasar görmesine, yaklaşık 30 milyar dolar maddi kaybın meydana gelmesine neden olmuştur. Halkımızın güvenli barınma hakkı ve sağlığı
Büyük kayıplara neden olan, 7.4 büyüklüğündeki 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi‘nin üzerinden 10 yıl geçti, ama ülke olarak acımız hala tazeliğini koruyor. Ne yazık ki, siyasal iktidarlar, yüzyılın en büyük ve yıkıcı depremlerinden olan ve felakete dönüşen bu doğal afetten herhangi bir ders çıkarmamış olacaklar ki geçtiğimiz 10 yıl içinde
Rusya Başbakanı Viladimir Putin’in ülkemize yapılacak nükleer santrallarla ilgili görüşmek üzere Ankara’ya geldiği 6 Ağustos 2009 gününden 64 yıl önce Hiroşima’ya 15.000 ton patlayıcı gücüne sahip bir atom bombası atıldı. Üç gün sonrasında ise bu sefer Nagasaki’ye 22.000 ton patlayıcı gücüne sahip bir bomba atıldı. Bu bombalar bir yıl içerisinde
Geçtiğimiz günlerde özellikle Marmara ve Karadeniz bölgesinde meydana gelen sel felaketleri son olarak Giresun‘da yaşamı felce uğrattı. Sağanak yağış nedeniyle Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapandı, şehrin altyapısı iflas etti, bazı mahallere elektrik ve su verilmedi, kent merkezinde birçok ev ve işyerlerinin zemin katları sular altında kaldı. Bölgede dereler (Aksu, Boğacık,
Neoliberal politikalar, ülkemizde tüm kamunun varlığını yok etmiş halkın ücretsiz olarak sağlık ve eğitim hizmeti alma hakkını elinden almaya başlamıştır. Halkın yaşam alanı daraltılmış, darbe ve krizlerin gölgesi altında bütün temel insani haklar ticarileştirilmiştir.
YÖK, katkı paylarına %8 ile %500 oranında zam yapma kararı almaktadır. Orta ve alt düzey gelir