29 Ağustos Cumartesi günü saat 16.00 sıralarında, Aksungur- Göynüklü Mahalleleri sınırını teşkil eden sırt bölümünde ormanlık alanında nedeni henüz kamuoyuna açıklanmayan bir yangın yaşanmıştır. Bursa’nın adeta ciğerleri olan kızıl çamları ve diğer ağaçların saatlerce yanması yüreğimizi de yakmıştır. Yangın çıktığı saatlerde meteorolojik verilere göre rüzgârın ortalama hızı 19 km/saat olduğu
Tesadüf bu ki, Hopa katliamının acısı henüz çok tazeyken, Samsun`da meydana gelen ve 13 insanımızın hayatını yitirdiği sel faciasının sorumluları aklandı. “Ölümün ve unutuşun kolay ülkesi” Türkiye`de bir kez daha toplu cinayete kurban gidenler, sadece öldükleri ile kalacaklar. Tıpkı daha önceki afetlerde, iş cinayetlerinde olduğu gibi. Hatırlanacaktır: Üç yıl önce
İkinci Büyük Emperyalist Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başladı. Ardında elli iki milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile büyük bir acı ve gözyaşı bıraktı. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya
TMMOB`a bağlı Çevre Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi ve Ziraat Mühendisleri Odası`nın ortaklaşa yürüttüğü hukuki süreçte kamuoyunda AOÇ Ana Planı olarak lanse edilen “1/10.000 ölçekli Atatürk Orman Çiftliği Alanları Nazım İmar Planı ve I. Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı Koruma
7 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Kocaeli İli Gölcük İlçesi merkezli Marmara Depremi; gerek büyüklüğü, gerek etkilediği alanın genişliği, sebep olduğu kayıplarla ülkemizin son yüzyılda yaşadığı en büyük felaketlerdendir. Yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları; merkezi-yerel yönetimlerce felaketin 16 yıl ardından devam ettirilmektedir. 2011
1999 yılında 17 Ağustos ve 12 Kasım tarihlerinde ülkemizde son yıllardaki en büyük iki deprem arka arkaya yaşanmıştır. Bu depremlerin Türkiye`nin ekonomik olarak en gelişmiş bölgesinde meydana gelmesi, insan kaybının yüksek olması, depremin sanayi tesislerini vurması ve meydana gelme olasılığı çok yüksek olan yeni bir depremin yine Marmara bölgesinde beklenmesi
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üzerinden 16 yıl geçti. 17 Ağustos 1999 tarihinde Kocaeli ve 12 Kasım tarihinde Düzce`de binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, on binlerce yurttaşımızın da yaralanmasına yol açan depremler, yaşadığımız en acı felaketlerden biri olarak, tarihteki yerini almıştır. Geride yalnızca yıkım ve acı bırakan önemli olaylar, genellikle anımsanmak
16 yıl önce bugün; 17 Ağustos 1999 günü saat 03:02`de merkezi Kocaeli-Gölcük olan, endüstrinin ve nüfus yoğunluğunun en yoğun olduğu Marmara Bölgesinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki deprem yaklaşık, 17.479 yurttaşımızın ölümüne, 45.953 yurttaşımızın yaralanmasına, 244.383 konutun hasar görmesine, 25-30 Milyar Dolar zararın meydana gelmesine neden olmuştur. Geçen
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde, depremin ülkemizin hâlâ en büyük sorunu olduğunu hatırlatmayı toplumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü deprem önlemlerini almakta, toplumu depreme karşı bilinçlendirmekte, yapı üretim sürecini ve yapılaşmayı deprem tehlikesini gözeterek düzenlemekte, ilgili mevzuatı deprem gerçeğine göre yeniden ele almakta birinci derecede
2003 yılında çıkarılan yönetmeliğe 2015 tarihinde 2020 yılına kadar erteleme getiren AKP iktidarı maden cinayetlerinin baş sorumlusu olduğunu ilan etti. Parlayıcı patlayıcı madde bulunan iş yerlerinde kullanılan aletlerle ilgili kısa adı ATEX olan 30 Haziran 2003 tarihinde çıkarılıp, yürürlük tarihi 31 Aralık 2003 olarak belirlenen yönetmelik 4 Ağustos 2015 tarihli
Gün geçmiyor ki bir yeni bir iş kazası haberi gelmesin. Bu sefer kara haber İzmir`den geldi. İzmir-Çanakkale Otoyolu Koyundere Mevkii`ndeki yapımı devam eden viyadük inşaatında beton dökülmesi sırasında kalıp iskelesinin yıkıldığı, dört işçinin hayatını kaybettiği, çok sayıda işçinin yaralandığı öğrenildi. Ağustos ayına İzmir`den gelen iş kazası haberi ile başladık ancak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AKP iktidarının karanlık yüzünü ortaya koyan pervasız bir açıklama ile seçmenlerin yüzde 13`ünü oluşturan HDP`ye oy veren yurttaşları açık bir şekilde tehdit etmiştir. “İster erken seçim olsun isterse olmasın HDP`ye verilen emanet oyların önemli bir kesimin ortadan kalkacağına inanıyorum. Hele hele 3 gün
Ankara 5. İdare Mahkemesinin kararıyla birlikte AKP’nin AOÇ’deki tüm müdahalelerinin hukuksuzluğu mutlak olarak ortaya konulmuştur. Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) alanları için ana plan niteliğinde, çiftlik arazisi üzerinde AKP’nin tüm rüyaları, ideolojik projelerinin gerçekleştirilmesi için bir altlık olarak hazırlanan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13.08.2010 gün ve 2494 sayılı kararıyla onaylanan “1/10.000
Biz inisiyatif olarak kimyasal silahlar özelinde devletin şiddetine ve kolluk güçlerinin zor kullanım araçlarının yarattığı hak ihlallerine dikkati çekmek ve bunların yasaklanması için mücadelemizi yürütmeye çalışırken, genel seçim sonrası hala kurulamamış ve ne yazık ki saldırgan geçici hükümete bırakılmış devlet, ulusal ve uluslararası hukuku hiçe sayarak şiddetin dozunu, ölümleri ve
20. yüzyıl başlarında ilk modern futbol karşılaşmalarının yapıldığı “Alsancak Stadı”nda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın tribünlerin ve idari binanın yıkılma tehlikesi nedeniyle derhal boşaltılması kararını almış olması, yıkım ihalesine ilişkin sürecin basında yer alan haberlerden takip edilebilmesi, boşaltma kararına ilişkin gerekçelerin kamuoyuyla paylaşılmaması ve TMMOB’ye bağlı
İzmit Körfezinde son yıllarda, özellikle nisan sonları, mayıs başlarında veya bu yıl olduğu gibi haziran, temmuz aylarında son derece kötü görüntülü tabakalar oluşmaktadır. 06.07.2015 tarihinde Karamürsel sahilinde meydana gelen ve daha o önce Nisan-Mayıs aylarında Körfezin bir çok kıyısında yaşanan red-tide ya da alg patlaması olarak konuştuğumuz biyolojik kirlilik; mavi
Biz hekimler, Binlerce yıllık değerlerimiz adına; bu ülkede kardeşliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı, dostluğu, iyiliği esas alanlarla ve barışı yaşama geçirmeye çabalayanlarla birlikte mücadele etmeye; bu değerleri savunanlara karşı yapılan katliamlara maruz kalanları yaşatmaya, tedavi etmeye; gencecik çocuk bedenlerinin yarattığı bu ağır travmaya maruz bırakılan aileleri, yakınları ve milyonlarca yurttaşımızla birlikte bu
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu‘nun çağrısı ile Kobane‘nin inşa çalışmalarına katılmak üzere dün İstanbul‘dan Urfa‘nın Suruç İlçesi‘ne giden yaklaşık 300 gencin Amara Kültür Merkezi bahçesinde basın açıklaması yaptığı sırada gerçekleştirilen patlamada, şu ana kadar 28 insan hayatını kaybetti ve çok sayıda yaralı var. Hala bölgeden ölü sayısının arttığına dair haberler gelmektedir.
Kobanê’nin yeniden inşa çalışmalarına katılmak üzere dün İstanbul’dan Urfa’nın Suruç ilçesine gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 300 gencin konakladığı Amara Kültür Merkezi bahçesine alçakça bir saldırı oldu. Saldırıda onlarca gencimizi kaybettik. Yüzlercesi yaralandı. Kaybettiğimiz gençlerin ailelerinin ve sevdiklerinin acısı bizim de acımız. Yaralı gençlerimize acil şifalar diliyoruz. Eşit,
Şanlıurfa`nın Suruç ilçesinde 31 canın yaşamını yitirmesine 76 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırıyı şiddetle ve nefreytle kınıyoruz. Tek amaçları Kobani‘ye dikkat çekmek için basın açıklaması yapmak olan, acılarını kalbimizde hissettiğimiz otuz Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gencimizin ailelerine, sevdiklerine sabırlar diliyoruz. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olarak, olayın faillerinin ve