Dün, Davutpaşa, Tuzla, Kemalpaşa, Dursunbey ve OSTİM iş cinayetleri nedeniyle, İş Sağlığı ve Güvenliği Politikalarındaki Yapısal Sorunlara İşaret Edip, uyarmıştık. Bugün Barakfakih’deki “İş Cinayeti” nedeniyle bir kez daha uyarıyoruz
Mevcut Mevzuat ve Yanlışlardan Geri Dönülmediği Müddetçe Benzeri Olaylar Sürecektir.
Nisan 2009 ve Nisan 2010 tarihlerinde aşağıdaki uyarıcı başlıkla kamuoyunu bilgilendirmiş ve yetkilileri uyarmıştık. Başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve diğer kolluk kuvvetlerinden, ithal edilen Gaz Bombalarında kullanılan etken madde oranları, güvenlik bilgi formları ve bunları kullanan görevlilerin eğitimleri konusunda kamuoyunu bilgilendirmelerini istemiştik. O
Genel seçimler yaklaşıyor. Politikacılar her gün meydanlarda, televizyon ekranlarında, ülkenin demokratikleştiğinden, işkenceye sıfır tolerans gösterildiğinden, özgürlüklerin genişletildiğinden ve hatta ülkemizin ileri demokrasiye geçtiğinden söz ediyorlar.
Genel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, artan polis devleti uygulamaları, olağanüstü hal rejimlerini aratmıyor. Hiçbir politika üretemeyen siyasi iktidar, siyasal kurgusunu “öteki” ve “düşman” yaratma zemininde kurmakta, kendisinden olmayan her gruba saldıran söylemini polis şiddeti aracılığıyla eyleme dönüştürmektedir.
Hopa‘da AKP Mitingi öncesinde "Su haktır, satılamaz" pankartı açarak, horonlar tepip, AKP‘nin uygulamalarını protesto eden halka uygulanan polis şiddetini ve Metin Lokumcu‘nun polis müdahalesi sonucunda yaşamını yitirmesine neden olanları kınıyoruz.
Kütahya‘da ETİ Gümüş A.Ş‘ye ait gümüş madenin atık barajının setlerinden biri çökmesi, bölgeyi çevre felaketiyle karşı karşıya getirmiştir. Yaşanan olay, yaşam alanlarının kontrolsüz biçimde sermayenin işletme alanı haline getirilmesinin, kar uğruna canlı yaşamının tehlikeye atılmasının en çarpıcı örneğidir.
Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu olarak, siyanür cehennemi Kütahya’ya gittik ve bölge halkına geçmiş olsun diyerek, siyanür gerçeğini yerinde gözlemlemek ve bölge halkına destek olmak istedik.
Kamuoyunun da yakından takip ettiği gibi, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, görsel bir sunum eşliğinde, İstanbul’da yapılması planlanan, İstanbul Kanalı’ını canlı yayında basın aracılığıyla halkımız ile paylaşmıştır.
Başbakanımızın kendi deyimiyle ‘Çılgın Proje’ olarak tanımlanan bu proje, uzun bir süredir kamuoyu tarafından merakla beklenmekteydi.
İstanbul’un ulaşım sorunu, bu sorunun neden olduğu
Sömürü ve Baskılara Karşı Direncin ve Emeğin Bayramı Olan
1 Mayıs‘ta Alanlarda Olacaktır
Ülkemizde neo liberal dönüşümü başlatan 24 Ocak 1980 ekonomi kararları sonrasında uygulanan serbestleştirme politikaları, bugünkü iktidarla doruğa ulaşmıştır. 2003‘ten itibaren çalışma yaşamında yapılan değişiklikler, 12 Eylül‘ün ekonomik, sosyal
Bu ülkenin inşaat mühendisleri olarak, ülke genelinde yaşanan neo-liberal dönüşümün yol açtığı yıkım karşısında sesimizi yükseltmek için, emekçilerin birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayısta başta Taksim olmak üzere alanlarda olacağız.
Söyledik, söylüyoruz , söyleyeceğiz...
Neo-liberal dönüşümün emekçilerin çalışma hayatında yarattığı tahribat, emekçilerin hayatlarının ellerinden alınması noktasına gelmiştir.
Baskı, zulüm ve sömürüye karşı daha coşkuyla, umutla, heyecanla ve dirençle 1 Mayısta alanlardayız. Birlik ve dayanışma ile güçlü ses vereceğiz geleceğimize.
Dünyanın bütün emekçileri, ezilen ve sömürülenleri 1 Mayıs bayramını kutluyorlar. Bir gün sömürünün
19 Mart 2011 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşen II. Ulusal İçmimarlık Öğrencileri Buluşmasında mesleki deneyimlerini içmimar adayı öğrenciler ile paylaşmak üzere davet edilen Hasan Çalışlar bu platformu İçmimarlar Odasına saldırmak için kullanmayı tercih etmiştir. Kendisi tarafından dile getirilen bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyoruz.
Dünya insanlığının kanı ile beslenen emperyalist çeteler bu kez Libya halkını vuruyor. Emperyalist çetenin gözünü her zamanki gibi yine kan bürüdü. Bütün dünyanın gözlerinin önünde, ölüm silahları şimdi Libya‘yı vuruyor. Libya‘da çocuklar, gençler, halk öldürülüyor.
Japonya‘da 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen 9,0 büyüklüğünde deprem ve sonrasında oluşan tsunami nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirmiştir. Halen milyonlarca insan; sağlık, beslenme, barınma, temiz su ve diğer yaşamsal gereksinimlerini karşılayamamaktadır. Yaşanan deprem ve sonrasında oluşan tsunami nedeniyle Fukuşima Nükleer Santralinde meydana gelen hasar sonucunda oluşan radyoaktif sızıntının boyutları