İzmir’den sökülen 1000 yıllık zeytin ağacının düşündürdükleri – İsmail Topkaya (Sendika.Org)
Spread the love

İzmir’in Ödemiş ilçesi Bademli beldesine 1071 yılında dikilen, Türkiye’nin en yaşlı zeytin ağacı, 945 yıldır bağlı bulunduğu toprağından sökülerek Expo için Antalya’ya taşındı.

Kolay değil bir ağacı yerinden alıp başka bir yere taşımak. Bu elbette bir anlamda “medeniyet” göstergesi! Ama bu medeniyet “ilkel bir medeniyettir”.

“Medeniyetin ilkeli olur mu?” sorusu tam bir tartışma konusudur elbette. Neden olmasın? Teknolojinin geri kalması, geri teknolojilerin kullanılması, medeniyeti yalnızca teknolojiye indirgeme yanında daha da önemlisi teknolojinin kullanılış şekli ve amaçları medeniyetin ilkelliği konusunda bir hayli pratik sunmuştur toplumsal yaşama.

Ama burada konumuz ağaç. Hem de öyle böyle değil. Yaklaşık 1000 yaşında bir ağaç.

1000 yıllık bir ağaç sadece onun yaşamını tehdit eden bir durumun bertaraf edilmesine yönelik zorunlu bir gereklilik sonucu yerinden edilir.

Bunun dışında hiçbir gerekçe ve hiçbir medeniyet böylesi bir ağacı yerinden etme ahlakını, vicdanını ve geleneğini yok edercesine davranamaz.

Davranıyorsa eğer, işte bu büyümüş bir vücutta gelişmemiş ve işlevini yerine getiremeyen organ misali, büyümüş ve belki de bir yönüyle zenginleşmiş bir toplumda uygarlaşmamış bir zihniyetin işlevselliği ya da işlevsizliği anlamına gelir.

Hiçbir düşünce ve hiçbir güç 1000 yıllık bir ağacın “inşallah tutar” temennisiyle, hayatını sonlandırma riskini taşıyacak kadar önemli, değerli ve tasarruf sahibi değildir ya da olmamalıdır.

Bu bir göstergedir. Giderek daha acımasız, daha hoyrat ve daha pervasız oluşumuzun doğa tanımazlığı aşan bir şekilde doğa düşmanlığına uzanan seyrin göstergesidir.

1000 yıllık ağacı yerinden yurdundan eden insanoğlunun kendi hemcinslerini yerinden yurdundan etmesi ile hemcinslerini yerinden yurdundan edenlerin ağaçları yerinden yurdundan etmesi, toplumsal geri kalmışlığımızın her iki yönüyle denklemi kurulabilecek bir örnek olaydır.

Gelişmiş insan 1000 yıl yaşayabilmiş ve halen yaşamaya devam eden bir ağaca ancak saygı duyar. Ona hükmetmeyi düşünmez. Hükmetmek için onu yerinden yurdundan etmez. Onu yerinden yurdundan etmek ona hükmetmenin en ilkel davranış biçimlerinden birisidir.

Bu aynı zamanda İzmir’e o ağacın topraklarına ihanet ve vefasızlık, o ağacın dikildiği Antalya topraklarına da saygısızlıktır. Gelişmiş insan, doğaya, ağaca ve toprağa saygı duyan insan 1000 yaşındaki zeytin ağacını İzmir’de koruyup kollarken, Antalya’da ise oraya özgü 1000 yaşında ağaçlar var etmeye çalışan insandır. Dokuya, coğrafyaya ve tümleşik yaşama saygı ve sevgi insanoğlunun medeniyet ile olan ilişkisidir.

Ortalama 70 yıllık ömre sahip canlı türü insanın, utanmadan 1000 yıllık bir canlı olan ağaca hükmetmesi, onun bir anlamda yetersizliğinin de ifade biçimi olsa gerektir.

İlkel insanlara hakaret etmiş olmayalım. Modern insanın ilkelliği aklı kendine özgü kullanmanın en aşağılık ve en utanmaz davranış biçimlerinden birisi olsa gerektir.


Spread the love