İstanbul Üniversitesi’nde Deprem Paneli Gerçekleşti

Politeknik Genç ve İstanbul Üniversitesi Jeofizik Kulübü öğrencilerinin ortak gerçekleştirdiği “Van depremi ve depremi bekleyen bir kent: İstanbul” isimli panel 12 Aralık Pazartesi günü İÜ. Avcılar kampusu Mühendislik Fakültesi Ali Rıza Berkem Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Panele Yar. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, . Doç. Dr. Ferhat ÖZÇEP, İSÜDAK (iSTANBUL Üniversitesi Dağcılık Kulübü) ekip lideri Mehmet Güngör, Yard. Doç. Dr Erdem Damcı ve Politeknik Genç Üyesi Ali Duman katıldı. Paneli 100’ü aşkın üniversiteli izledi.

 

Panele ilgi oldukça yoğundu. Çok sayıda akademisyenin de yer aldığı panelde Van’da yaşanan deprem bilimsel ve istatistiksel veriler üzerinden tartışıldı. Panelde “depremin jeolojik ve jeofizik özellikleri”, “depremin sosyal ve psikolojik etkileri”, “afete hazırlık ve arama-kurtarma çalışmaları”, “AKP güdümünde deprem ve kentsel dönüşüm” başlıkları altında tartışmalar yürütüldü.

Panelin moderatörlüğünü, Jeofizik mühendisliği bölümünden Yard. Doç. Dr. Ferhat ÖZÇEP yaptı. İlk olarak sözü alan İSÜDAK ekip lideri Mehmet Güngör  “Depremin ilk gününden itibaren yaklaşık 10 gün Van’da kaldık. İnsanlar sevinçle coşkuyla karşıladılar bizi. Öyle vahim bir durum vardı ki, değil işimiz; yeterliliğimiz bile sorulmadan bize bir enkaz gösterildi.” dedi.  Güngör; “Erciş 100 bin nüfusu olan bir yer. Erciş’te aciz kalan devletin İstanbul’da olacak bir depreme hazırlıklı olduğunu düşünüyor musunuz?” dedi. Ardından İnşaat Fakültesinden Yard. Doç. Dr. Erdem Damcı söz aldı ve deprem hakkında teknik bir sunum gerçekleştirerek, binaların dayanıklılığını ve depreme dayanıklı bir bina yapmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Ayrıca yapı denetim sistemini eleştirdi.

Politeknik genç üyesi Ali Duman, depremin gerçekleştiği 23 Ekim’den bugüne Van ve deprem hakkında basından derlediği haberleri paylaştı. Deprem sonrasında AKP’nin yaptığı ilk işin basın mensuplarını toplayıp karamsar haber yapmamalarını tembih etmeleri olduğunu belirtti. Diğer taraftan devletin belediyeyi dışlarken, basından ise milliyetçi söylemlerin sistemli şekilde artırdığını vurguladı. Duman, Van’ın afet bölgesi ilan edilmeyip, SGK’nın depremzedelerden katılım payı aldırtmaya çalıştığını ve depremzedelere hasar tespit ücretinin 30 TL’den 580 TL’ye çıkarıldığını söyledi. Devlet eliyle Van’a yardım çağrıları devam ederken insansız hava araçlarına 111 milyon bütçe ayırdığını belirtti. Duman, TRT’de deprem vergilerini sorgulayan Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın susturulduğunu, senelerdir toplanan deprem vergileriyle duble yol yapıldığını, yapılan yolların Rize’de sel felaketine yol açtığını, sel felaketinden sonra Erdoğan Bayraktar’ın Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada  “Suçlu aramıyoruz ama şunu kabul etmek lazım bir yanlış var. Devlet olarak da vatandaş olarak da hatamız var.” dediğini ifade etti. Duman “HES’leri protesto edenler saçını kestirince suç oluyor da, sellerde ya da Van’da yaşanan depremlerde göz göre göre onlarca insan ölünce neden suçlu aramıyoruz?” dedi. İsanbul’da, Bahçelievler’de Ağaoğlu’nun yaptığı Mycity’nin, Şişli’deki Trump Towers’ın hatta şimdi reklamları yabpılan “Ora alışveriş merkezi”nin deprem sonrası toplanma ve çadırkent kurma alanlarına yapıldığını, Kentsel dönüşüm adı altında yapılan hiçbir şeyin afetle herhangi bir ilgisinin olmadığını sadece depremin de süregelen rantsal dönüşümün bahanesi yapıldığını belirtti. Sunumun ardından Mimarlar Odası’nın hazırladığı Sulukule belgeseli gösterimi yapıldı.

Ardından Jeofizik mühendisliği bölümünden Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu sözü aldı. Türkiye’de politik mevzulardan dolayı dayanışma kültürünün zedelenmeye çalışıldığını belirtti. Fakat Van’da ve önceki depremlerin sonunda halkların kardeşliğinin açığa çıktığını gözlemlediğini belirtti. Diğer taraftan “şu an Van’da yeni faylar ortaya çıktı, şimdi konuyu bilimsel bir şekilde ele almamız lazım” ifadelerini kullanarak deprem sonrası birden fazla deprem büyüklük değerinin yayınlanmasını ve Van’ın afet bölgesi ilan edilmemesini eleştirdi. Gündoğdu ayrıca “Bizim dönemimizde deprem olduktan sonra en güvenilir yerler kamu yerleriydi. Şimdi durum tersine döndü.” dedi. Üniversitelerin bilimi paylaşmak gibi bir kaygısının olması gerektiğini söyledi.

Kolektif yardım gönüllülerinden Uğur Gürbüz, “Öğrenci Kolektifleri olarak üniversitelerimizde örgütlediğimiz Van’a yardım kampanyası sonucunda topladığımız yardımları yolladıktan sonra diğer üniversitelerden arkadaşlarımızla Öğrenci Kolektifleri olarak Van’a gittik. Gittiğimizde giden yardımları bir futbol sahası kadar büyük bir alanda çeşitli yardım paketlerini türlerine göre ayırdıktan sonra çadırlar kurduk. Her sabah yardım paketlerini çadırlara dağıttık ve gördük ki oraya yardımlar gitti ama insan gücü şu an var olan yardımlardan daha çok gerekli. Yardımlardan daha çok üniversiteliler olarak orada bulunmak ve orada bulunduğumuz süreç içerisinde emeğimizle dayanışmanın önemli olduğunu  düşünüyorum ve Öğrenci Kolektifleri olarak nasıl yazları “okumuş insan halkın yanındadır” diyorsak Van için de üniversitelerimizde bir köprü kurmaya devam edeceğiz.” dedi. Ayrıca Van’da yapılan “çocuk evi” projesini anlattı.

Kolektif’in, Halkevleri’nin ve Politeknik’in Van’da yaptıkları pratiklerin ve sonrasındaki etkinliklerin herkese örnek olması gerektiği vurgulanarak panele son verildi.

 

 

politeknik.org.tr